AN(N)A AŞKI
İnsan beyni iyidir miyidir de, sonuçta bir organdır...
Her organ gibi o da bilincin kontrolünde kullanılırsa hayra
vesile olur; aksi taktirde sadece bireyin değil, toplumların
bile feleğini şaşırır alimallah!..
O zaman da, “peki bilinç nedir?” sorusu çıkar karşımıza,
daha güzel tabiriyle şuur...
Stephen Covey’e göre; Özgür İrade, Vicdan, Hayal Gücü ve
Özbilinç insanın önüne Seçme Özgürlüğü’nü koyar. Pragmatik
bir düşünür olan Covey’in, insanın karar alma sürecine
vicdan’ı eklemesi dikkat çekicidir...
Covey, bu tavrıyla Müslüman düşünürlere yakın bir yerde
durur. Burada tek sorun, şeytanın vicdanı manipüle edip
edemeyeceği hususudur.
Müslüman alim ve düşünürler vicdanı çok önemsemelerine
rağmen, insanın karar ve eylemlerini şekillendiren sürecin
en tepesine Vahy’i oturtarak işi tereddüte bırakmak
istemezler: “Andolsun biz, sizin üstünüzde yedi yol
yarattık. Biz yaratmaktan habersiz değiliz.” ( Kur’an-ı
Kerim.17/17) ayetindeki “yedi yol”u merhum H.Yazır, “insanın
yedi idrak yolu” olarak tanımlar. Bunların da; görme,
işitme, tatma, koklama ve dokunmadan ibaret beş duyu ile
akıl ve vahiy olduğunu söyler.
Gördük imrendik... Duyduk beğendik... Kokladık enfes...
Dokunduk harika... Eee?.. Böyle oldu diye beyine gelen her
mesajın peşine takılacak ve her duygunun oluşmasına izin mi
vereceğiz? İşte burada “akletme” işi devreye girer; eğer
girmiyorsa, giremiyorsa diğer canlılar sınıfından ayrılma
niyetimiz yok demektir; onlarda da bu sistem otomatik
çalışır... Her görüp beğendiğimize sahip olma dürtüsüsünü
ancak akılla test ederek sağlıklı bir karara varabiliriz...
Peki akıl tek başına insanı doğruya götürür mü?
Mutlak Doğru’ya asla!.. Ama “başka doğrulara” götürür.
Mutlak Doğru’dan kastım, herkesin faydasına olan evrensel
doğrulardır. Akıl bazen doğruyu parçalara ayırarak bizi
kandırır.”Başarı” sözcüğü burada aklın çok işine yarar...
Başardığınız şey, asgari ücretle çalışan taşralı gence aynı
halıdan dört tane satmış olmak olsa bile bu, “harika bir
başarıdır!”.
Eğer bu noktada kalırsanız “başarılı bir mutsuz” olursunuz;
çünkü sizi test edecek en üst mekanizmaya sırtınızı
dönmüşsünüz...
Yapılan bir eylemin “bütün”ün yararına olup olmadığını Vahiy
ya da Vicdan belirler! Bireyin ve toplumların tutumlarında
“bütün”e zarar vermenin adını dinler “zulüm”olarak ortaya
koyarlar; yani adaletin olmama hali!..
Fertleri ve toplumları adalet duygusundan koparan
faktörlerin başında da önyargılar gelir! Önyargıların
oluşmasında ise insanların kendilerini “genellemeler”e
teslim etmiş olma halleri yatar! Genellemelere teslim
olanlar bilinçsiz davranış kalıpları oluşturduklarından işin
vehametini kavramakta da oldukça zorlanırlar. Bu yüzden
olmalı ki, Einstein, “önyargıları parçalamak atomu
parçalamaktan daha zordur!” demiştir...
Ama imkânsız değildir...
Mahmut Aşkar’ın, “AN(N)A AŞKI” adlı kitabı önyargıların
aşılabileceğini gösteren en önemli referans kaynağı olarak
Avrupalı aydınların önüne konmuş durumdadır. Einstein atomu
parçalayarak, atomaltı dünyanın kapılarını bilim dünyasına
açmışsa, Aşkar da önüne çıkan önyargı engellerini param
parça ederek Alman Anna’ya, “ Anna Ana” deme ruh yüceliği
ortaya koyarak, herkese geldiği Ana Kaynak istikametini
gösterebilmiştir...
An(n)a Aşkı, fantastik bir kurgu değildir. Roman formunda
yazılmış olması kitabın sahiciliğine hiç gölge düşürememiş,
hatta yazarını kavramsal dil kullanma alışkanlığından çekip
çıkartarak toplumun her kesmine hitap eden bir alana
taşımıştır...Elinize alıp kendinizi okuyabileceğiniz
bölümler açısından baktığımızda da kitap, Müslüman Türklerin
Avrupa’daki dününü anlatan, bugününü irdeleyen ve yarınları
için de yol gösterici bir hüviyete sahip olma özelliği
taşımaktadır. Kitabı okurken, birilerinin siz farkında
olmadan kılcal damarlarınıza girip dolaşmış olduğunu
hissediyorsunuz adeta...
Kitabın kahramanı Yusuf, diline sadece yanlışları dolayan
müzmin bir pesimist değildir; değerleri savunma noktasında
birden bire Melkom’a dönüşüverdiğini görüyorsunuz!.. O, ne
kendi kültürel kodlarının şifresini unutmuş bir şaşkın, ne
de Batı düşüncesinden habersiz bir lafazan...O’nun zihin ve
gönül dünyasında; Hafıs, Ali Şeriati, Cemil Meriç, İzzet
Begoviç kadar, Frans Kafka, E.Fromm ve Goethe gibi Batılı
aydın ve düşünürlere de geniş yer ayrılmıştır...
Andres Behrin Breivik’in yaptığı katliamla saşkına dönen
Batılı aydın ve siyasetçiler herhalde kendilerine “biz
nerede yanlış yaptık?”sorusunu soruyorlardır! Eğer bu
noktaya gerçekten geldilerse Mahmut Aşkar’ın kitabında bu
cevabı bulabileceklerdir... Tek yapmaları gereken şey,
“kendine faydası olamayanın topluma da faydası olmaz”
özdeyişinden yola çıkarak, etraflarındaki şaşkın “Türk
aydınları”na bir müddet kulak tıkayıp, kendi Ana’sının
sevgisinden yola çıkarak Anna Ana sevgisine ulaşabilenlere
kulaklarını açmaktır.
Mahmut Aşkar’ın Avrupa’daki Türkler için “köprü ” görevi
yapan aydınlardan birisi olduğunu hep söylerdim; bu
kitabıyla, onun sadece Türkler arasında değil, medeniyetler
ve kültürler arasında da bir “ köprü aydın” olma vasfı
taşıdığını geç de olsa anlamış oldum... Dileğim, bu kitabın
kısa zamanda Almanca’ya çevrilerek ve daha sonra da filme
aktarılarak hakettiği misyonu yerine getirebilmesidir.
Hepimizin bu kitaptan öğreneceği çok şey var...
Eline, diline ve gönlüne sağlık aziz dostum...
Hidayet Kayaalp
31.Temmuz 2011
SAYFA
BASI
Yazarın
diğer
yazıları:
AN(N)A
AŞKI
ZİHİN
KAŞINTISI
TANRILAR
KUDUZ MU OLUYOR ?
ÇAKMA
LİDERLİK
‘SÖZLERİNİZE
DİKKAT EDİN’
EVET...
EVET... EVET ARKADAŞLAR..!
“ÜSTÜNÜZÜ
GİYİNİN ÜŞÜRSÜNÜZ”
ATIB
KURULTAYI
LAMI
CİMİ YOK
OYNAMADAN
GÜLEBİLMEK
HÜSEYİNSİZLEŞEN
TOPLUM RAYDAN ÇIKAR
YİĞİTLER
YÜKSEKTE ÖLÜR...
YEN
İÇİNDEN KOKU GELİYOR
BEN
ASYA’LI BİR KÖYLÜYÜM
ADEM’İN
ŞERLİ ÇOCUKLARI
Aşk
yolunda bir soylu rehber: Yunus Emre
SÖZE
AYAR VERMEK
KÜRESEL
BÜYÜCÜLÜK
HÜSEYİN
ÜZMEZ’E AÇIK MEKTUP
İNİLTİ
BÖLÜNMÜŞ
SEVDA
Sehpaya
uygun boyacı mı aranıyor
Mumla
eriyen umutlar
Düşünmek
farzmıdır?
Demokrasinin
çişimi geliyor
Söğüt’ün
sevenleri
Kış
Raporu
Kasıntı
Kütürü
Asrın
Belasına
Çözüm...
Eşeklerin
Gizemli Dünyası
İletişim
Kavşağının İşaret Levhaları:İlgi
Kalıpları
Ertuğrul
Gazi Ve Dursun Fakıh Ve...
Kendimizle
İletişim
Övgülerle
sövgüler arasında
Değişimin
Zihinsel Aşamaları
İletişim
kanalları ve farklı davranışlar
NLP
ve Biz
Kabaklı
köyün ahalisi ve NLP
"Değişim
mi, Gelişim mi?"
SAYFA
BASI
|