A vitaminini unutmayın! Mevsim meyvesi gibisi yok. Strese son vermenin 15 yolu

Kendinizi değil kilonuzu yakın

·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  YAZARLAR  
·  SÖYLEŞİ  
·  EKONOMİ  
·  POLİTİKA  
·  SPOR  
·  DÜNYA  
·  KADIN & YAŞAM  
·  SAĞLIK  
·  MUTFAK  
·  ÇOCUKLAR  


  DÜŞÜNCELER

            Hidayet Kayaalp

 

h.kayaalp@web.de





AN(N)A  AŞKI

İnsan beyni iyidir  miyidir de, sonuçta bir organdır... Her organ gibi o da bilincin kontrolünde kullanılırsa hayra vesile olur; aksi taktirde sadece bireyin değil, toplumların bile feleğini şaşırır alimallah!..

O zaman da, “peki bilinç nedir?” sorusu çıkar karşımıza, daha güzel tabiriyle şuur...
Stephen Covey’e göre; Özgür İrade, Vicdan, Hayal Gücü ve Özbilinç insanın önüne Seçme Özgürlüğü’nü koyar. Pragmatik bir  düşünür olan Covey’in, insanın karar alma sürecine vicdan’ı eklemesi dikkat çekicidir...

Covey, bu tavrıyla Müslüman düşünürlere yakın bir yerde durur. Burada tek sorun, şeytanın vicdanı manipüle edip edemeyeceği hususudur.

Müslüman alim ve düşünürler vicdanı çok önemsemelerine rağmen, insanın karar ve eylemlerini şekillendiren sürecin en tepesine Vahy’i oturtarak işi tereddüte bırakmak istemezler: “Andolsun biz, sizin üstünüzde yedi yol yarattık. Biz yaratmaktan habersiz değiliz.” ( Kur’an-ı Kerim.17/17) ayetindeki “yedi yol”u merhum H.Yazır, “insanın yedi idrak yolu” olarak tanımlar. Bunların da; görme, işitme, tatma, koklama ve dokunmadan ibaret beş duyu ile akıl ve vahiy olduğunu söyler.

Gördük imrendik... Duyduk beğendik... Kokladık enfes... Dokunduk harika... Eee?.. Böyle oldu diye beyine gelen her mesajın peşine takılacak ve her duygunun oluşmasına izin mi vereceğiz? İşte burada “akletme” işi devreye girer; eğer girmiyorsa, giremiyorsa diğer canlılar sınıfından ayrılma niyetimiz yok demektir; onlarda da bu sistem otomatik çalışır... Her görüp beğendiğimize sahip olma dürtüsüsünü ancak akılla test ederek sağlıklı bir karara varabiliriz...

Peki akıl tek başına insanı doğruya götürür mü?

Mutlak Doğru’ya asla!.. Ama “başka doğrulara” götürür. Mutlak Doğru’dan kastım, herkesin faydasına olan evrensel doğrulardır. Akıl bazen doğruyu parçalara ayırarak bizi kandırır.”Başarı” sözcüğü burada aklın çok işine yarar... Başardığınız şey, asgari ücretle çalışan taşralı gence aynı halıdan dört tane satmış olmak olsa bile bu, “harika bir başarıdır!”.
Eğer bu noktada kalırsanız “başarılı bir mutsuz” olursunuz; çünkü sizi test edecek en üst mekanizmaya sırtınızı dönmüşsünüz...

Yapılan bir eylemin “bütün”ün yararına olup olmadığını Vahiy ya da Vicdan belirler! Bireyin ve toplumların tutumlarında “bütün”e zarar vermenin adını dinler “zulüm”olarak ortaya koyarlar; yani  adaletin olmama hali!..

Fertleri ve toplumları adalet duygusundan koparan faktörlerin başında da önyargılar gelir! Önyargıların oluşmasında ise insanların  kendilerini “genellemeler”e teslim etmiş olma halleri yatar! Genellemelere teslim olanlar bilinçsiz davranış kalıpları oluşturduklarından işin vehametini kavramakta da oldukça zorlanırlar. Bu yüzden olmalı ki, Einstein, “önyargıları parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur!” demiştir...

Ama imkânsız değildir...

Mahmut Aşkar’ın, “AN(N)A AŞKI” adlı kitabı önyargıların aşılabileceğini gösteren en önemli referans kaynağı olarak Avrupalı aydınların önüne konmuş durumdadır. Einstein atomu  parçalayarak, atomaltı dünyanın kapılarını bilim dünyasına açmışsa, Aşkar da önüne çıkan önyargı engellerini param parça ederek Alman Anna’ya, “ Anna Ana” deme ruh yüceliği ortaya koyarak, herkese geldiği Ana Kaynak istikametini gösterebilmiştir...

An(n)a Aşkı, fantastik bir kurgu değildir. Roman formunda yazılmış olması kitabın sahiciliğine hiç gölge düşürememiş, hatta yazarını kavramsal dil kullanma alışkanlığından çekip çıkartarak toplumun her kesmine hitap eden bir alana taşımıştır...Elinize alıp kendinizi okuyabileceğiniz bölümler açısından baktığımızda da kitap, Müslüman Türklerin Avrupa’daki dününü anlatan, bugününü irdeleyen ve yarınları için de yol gösterici bir hüviyete sahip olma özelliği taşımaktadır. Kitabı okurken, birilerinin siz farkında olmadan kılcal damarlarınıza girip dolaşmış olduğunu hissediyorsunuz adeta...

Kitabın kahramanı Yusuf, diline sadece yanlışları dolayan müzmin bir pesimist değildir; değerleri savunma noktasında birden bire Melkom’a dönüşüverdiğini görüyorsunuz!.. O, ne kendi kültürel kodlarının şifresini unutmuş bir şaşkın, ne de Batı düşüncesinden habersiz bir lafazan...O’nun zihin ve gönül dünyasında;  Hafıs,  Ali Şeriati, Cemil Meriç, İzzet Begoviç kadar, Frans Kafka, E.Fromm ve Goethe gibi Batılı aydın ve düşünürlere de geniş yer ayrılmıştır...

Andres Behrin Breivik’in yaptığı katliamla saşkına dönen Batılı aydın ve siyasetçiler herhalde kendilerine “biz nerede yanlış yaptık?”sorusunu soruyorlardır! Eğer bu noktaya gerçekten geldilerse Mahmut Aşkar’ın kitabında bu cevabı bulabileceklerdir... Tek yapmaları gereken şey, “kendine faydası olamayanın topluma da faydası olmaz” özdeyişinden yola çıkarak, etraflarındaki şaşkın “Türk aydınları”na bir müddet kulak tıkayıp, kendi  Ana’sının sevgisinden yola çıkarak Anna Ana sevgisine ulaşabilenlere kulaklarını açmaktır.

Mahmut  Aşkar’ın Avrupa’daki Türkler için “köprü ” görevi yapan aydınlardan birisi olduğunu hep söylerdim; bu kitabıyla, onun sadece Türkler arasında değil, medeniyetler ve kültürler arasında da bir “ köprü aydın” olma vasfı taşıdığını geç de olsa anlamış oldum... Dileğim, bu kitabın kısa zamanda Almanca’ya çevrilerek ve daha sonra da filme aktarılarak hakettiği misyonu yerine getirebilmesidir.

Hepimizin bu kitaptan öğreneceği çok şey var...

Eline, diline ve gönlüne sağlık aziz dostum...

Hidayet Kayaalp

31.Temmuz 2011



SAYFA BASI


Yazarın diğer yazıları:

AN(N)A  AŞKI
ZİHİN KAŞINTISI
TANRILAR KUDUZ MU OLUYOR ?
ÇAKMA LİDERLİK
‘SÖZLERİNİZE DİKKAT EDİN’
EVET... EVET... EVET ARKADAŞLAR..!
“ÜSTÜNÜZÜ GİYİNİN ÜŞÜRSÜNÜZ”
ATIB KURULTAYI
LAMI CİMİ YOK
OYNAMADAN GÜLEBİLMEK
HÜSEYİNSİZLEŞEN TOPLUM RAYDAN ÇIKAR
YİĞİTLER YÜKSEKTE ÖLÜR...
YEN İÇİNDEN KOKU GELİYOR
BEN ASYA’LI BİR KÖYLÜYÜM
ADEM’İN ŞERLİ ÇOCUKLARI
Aşk yolunda bir soylu rehber: Yunus Emre 
SÖZE AYAR VERMEK
KÜRESEL  BÜYÜCÜLÜK
HÜSEYİN  ÜZMEZ’E AÇIK MEKTUP
İNİLTİ
BÖLÜNMÜŞ SEVDA
Sehpaya uygun boyacı mı aranıyor
Mumla eriyen umutlar
Düşünmek farzmıdır?
Demokrasinin çişimi geliyor
Söğüt’ün sevenleri
Kış Raporu
Kasıntı Kütürü
Asrın Belasına Çözüm...
Eşeklerin Gizemli Dünyası
İletişim Kavşağının İşaret Levhaları:İlgi Kalıpları
Ertuğrul Gazi Ve Dursun Fakıh Ve...
Kendimizle İletişim
Övgülerle sövgüler arasında
Değişimin Zihinsel Aşamaları
İletişim kanalları ve farklı davranışlar
NLP ve Biz
Kabaklı köyün ahalisi ve NLP
"Değişim mi, Gelişim mi?"


 

   
SAYFA BASI

Mahmut Aşkar

Avrupa’da Ramazanlaşmak
Avrupa’da Ramazan’ı yaşamak, oruçlu olmak Türkiye’dekine benzemez: Orada oruçlu olmayan “öteki”, burada ise oruçlu olan...
 Devam

Hidayet Kayaalp

EVET... EVET... EVET ARKADAŞLAR..!
Milletimizin hafızası baskılarla, darbelerle, itip kakmalarla sekteye  uğratılmış olabilir ve bir “unutkanlık dönemi”  içinde bulunabiliriz! Devam

Yakup Yurt

Belçika’da Siyasi Akrobasi...
Mevcut Anayasaya göre üç Bölgeli Belçika Federal Devletinde kuzey ile güneyin siyaseten ayrıştıkları ve hiçbir konuda anlaşamadıkları gün gibi aşikar. Devam

Prof. Dr. Hacı Duran

Kurucu İktidarın Anayasası
Bu üç Anayasayı göz önünde bulundurursak, bunlardan hangisi kurucu iktidarın hazırladığı Anayasadır?  Devam

Ozan Yusuf Polatoğlu

YAZIKLAR İSRAİL’E
Korsan devlet ayıbı
Böyle vurdu sahile..

Devam

Prof. Dr. Ramazan Demir

“Açılım” Hukuku ve Sonuçları...
“Demokratik açılım” diye milleti uyutmaya çalıştıkları komediye artık Türk milleti “mizah konusu” yaptı.
Devam

Yakup Tufan

SALDIRGAN İSRAİL VE “MAVİ MARMARA” BASKINI
Artık yalnız kınamak yetmez! Artık ciddi adım atılması lazımdır! İsrail’in bu saldırgan,  pervazsız ve çılgın tutumuna bir son vermek lazımdır! Devam

Ayten Kılıçarslan

Hilal Sezgin’in Mihriban’ı
Almanca’yı bir edebiyat dili olarak en iyi kullanan kalem üstadlarından Hilal Sezgin; hem Almanca hem de Türkçe’ye doğmuş bir yazar. Devam

Leman Kuzu

AMAÇ DOĞRUYU BULMAK!
Hangi parti başa gelirse gelsin, halkın sorunlarını çözecek sistemler üretelim! 
Devam

Mehmet Ali Aladağ

Bizim Sofistike ve
Komplike Aydın
Eğer bu söylediklerini sen anladıysan, ben de senin gibi olayım... Kafası karışık, zihni bulanık, şaşkın herif! Devam

Nurdoğan Aktaş

‘’Beyaz Hüzün’’e ‘’Merhaba Olsun’’
Batı Avrupa ülkelerinde yaşayanlar Türkülerin gücünü en iyi bilen ve bilmesi gereken insanların başında gelirler.  Devam

Orhan Aras

BAĞIMSIZLIK RUHU
Proğram bittiğinde hepimiz Azerbaycan doluyduk. Dili dilimizde, sevinci yüreklerimizde, hasreti dudaklarımızda ve geleceğinin aydınlığı da gözlerimizdeydi. Devam

Ali Kılıçarslan

“Müslümanı Avrupalılaştırmak”
Avrupa’nın mı islamlaştığını, bir başka deyişle müslümanlaşacağını öğrenmek isteyenler, özellikle Almanya Türkleri’nin geleceği hakkında fikir yürütenler, bu kitabı mutlaka okumalılar. Devam

Şefik Kantar

Batı cephesi bildiğiniz gibi
İçedönük Alman politikalarının temelinde; Almanlığı ve Alman İslamı’nı dayatma, ne şekilde olursa olsun kabul ettirme düşüncesi yatıyor.
Devam

Nuran Yelkenci

8 Mart Dünya Kadınlar Gününde Müslüman Türk Kadınının Yeri...
Ev ekonomisini en iyi şekilde yönetebilen akıllı, eğitimli bir kadın neden ülkeyi
 yönetemesin?
Devam

Muhsin Ceylan

Eğitim masallı uyum yalanları...
Günümüzdeki uyumla alakalı sıkıntıların sebeplerinin mevcut kanun ve uyugulamalar olduğunu Sayın Bakan bilmez mi? Devam

Üzeyir Lokman Çaycı

Çocuklar bizim!
Gerekirse suç işlenen bölgelere psikologlar, spor öğretmenleri, antrönerler,  spor salonları, kütüphaneler,  götürülmelidir... Devam

Umut Bulut

Kalıbınıza tüküreyim

Tofiq Abidin

RAŞİT DEMİRTAŞ a  UĞURLU YOL
 

İsmail Tüysüz

BİZDEN ÖNCE MASALLARIMIZ GELMİŞ

Doğan Tufan

Bizans Oyunlarına dikkat