
Alauddin Medresesi – Kosova
Balkan Araştırmaları Derneği olarak Kosova İslam Birliği
Yönetim Kurulu Üyesi Şemsi Rahimi’yi geçtiğimiz haftalarda
kentimize davet etmiştik.
Kendisi ile yaptığım görüşmelerin perde ardında kalan en
önemli bölüm; İslam Birliği’nin geçmişte üstlendiği misyon
ve Kosova’nın geleceğine dair yapacağı müsbet katkılardı.
Şemsi Hoca aynı zamanda Alauddin Medresesinde meslek
dersleri öğretmenliği yapıyor. Mart ayında 150 medrese
öğrencisi Kosova’dan Türkiye’ye ziyarete gelmişlerdi. Onlara
mihmandarlık yapan Medrese Müdürü Ekrem Simnica ile
İstanbul’da görüştüm.
Müdür Ekrem Simnica Kosova İslam Birliği Teşkilatı Yön. Krl.
Üyesi. Heybetli bir duruşu, anlamlı bir sükûtu var.
Kendisini dinleyenler karşılarında tam bir diplomat var
zanneder. Ciddiyeti ve Türkiye’ye olan samimiyeti diline
değil, gönlüne işlemiş. Medine Şeriat Fakültesinde Usul ud-
Din tahsili yaptıktan sonra ülkesine dönerek hizmete
başlamış. 9 yıl Başkent Priştina’da müftülük yapmış. Son
dört yıldır Alauddin Medresesinin müdürlüğünü yürütüyor.
Türkiye’yi çok iyi tanıyor. Ülkemizin Kosova için ne kadar
önemli olduğunun altını çizerek söyle diyor. “
Babalarınızın ve atalarınızın mezarları Kosova’da bizlere
emanettir. Atalarınızın ruhları sizleri çağırıyor. Her türlü
iletişimi arttırmak zorundayız. Türkiye bizim için Avrupa ve
Arap ülkelerinden önceliklidir”.
“Medrese” Balkanlarda halen muhteviyatını yitirmemiş
bir kelimedir. Türkiye’de bugünkü karşılığı İmam Hatip
Lisesidir. Verilen eğitim düzeyi oldukça kaliteli olup,
neredeyse İlahiyat Fakülteleri ile eşdeğerdir.
1962- 1963 öğretim yılında lise statüsünde eğitime başlayan
Alauddin Medresesinde Din ilimleri yanında Arnavutça,
Arapça, Türkçe, İngilizce, Tarih, Coğrafya, Biyoloji,
Pedagoji, Psikoloji, Beden Eğitimi, Matematik, Kimya ve
Fizik derslerini içeren 25 konuda eğitim verilmektedir.
Medresede Balkan coğrafyasının her yanından gelen öğrenciler
okumakta. Mezun öğrenciler yüksek öğrenimlerine Priştine,
Sarajevo, Kahire, Bağdat, Tripoli, Medine, Riyad, Hartum ve
Amman’da devam etmektedirler.
Türkiye’de yüksek öğrenime gelen öğrenci sayısı ne yazık ki
çok azdır. Halen ülkemizde eğitim gören yaklaşık 60 Arnavut
öğrenci var. Kosovalı yetkililerin Türkiye Milli Eğitiminden
en büyük ricaları “misafir öğrenci kontenjanı”nın
arttırılmasıdır.
Müslüman Arnavut halkının zekât, fitre ve yardımları ile
yapılan yeni hizmet binası 1985 yılında yatılı olarak
hizmete açılmış. Alauddin Medresesini savaştan önce ve sonra
ziyaret etmiştim. Sırpların Kosova’yı terk ettikleri son gün
barbarlığın kurbanı olmuştu.
Alauddin Medresesinin kaderi, Kosova’nın kaderiyle her zaman
iç içe olmuştur. Bir anlamda Medresenin kaderi, “Müslüman
Kosova”nın kaderi ile özdeşleşmiştir.
Kosova’nın Sırp barbarlığı sebebiyle zor şartlar altında
geçirdiği 1989–1999 döneminde “Alauddin Medresesi”nin
stratejik önemi Arnavutlar arasında belirgin bir şekilde
hissedilmiştir. 1992 yılından itibaren Sırplara karşı ulusal
direniş başlar. Bu dönemde kurtuluşun sembolü olan UÇK
saflarına 87 medrese öğrencisi katılır. 14 öğrencisini
savaşta şehit verir.
Sırplara karşı yapılan savaşta aktif rol oynayan Medrese,
Arnavutların bir direniş sembolu haline dönüşür. 1999 NATO
müdahalesinden sonra da bağımsızlık yolunda elinden gelen
her çabayı gösteren Medrese’nin Kosova’daki saygınlığı had
safhaya ulaşır.
Dünyada uzun süre boyunca İslam dininin Arnavutça
öğretildiği tek okuldur. Bu okuldan mezun olan kadrolar,
Kosova, Makedonya, Sancak, Karadağ ve Arnavutluk’taki
kadroların yetişmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Alauddin Medresesinden mezun olan öğrencilere Arap Ülkeleri
cazip imkânlar sunarken bizler seyrediyoruz. Arap
ülkelerinin ihraç etmeye çalıştığı düşünceleri ve siyasi
akımları suçlamak kolaycılıktır.
Bizler, tarihin bize yüklediği Balkan mirasımıza ve
insanlarımıza sahip çıkmak zorundayız.
Ülkemizin temiz mazisine ve kardeşlik bağlarımıza istinaden
nasıl ve ne şekilde sahip çıkılması gerekiyorsa öyle sahip
çıkmalıyız. Şu ana kadar izlenen politikalarımızı yeniden
gözden geçirmeli ve hatalarımız ile yüzleşmeliyiz.
Geleceğe dair kalıcı köprüler kurmak için dışarıdan değil
içeriden bakmasını öğrenmek zorundayız. Kosova’nın 2015
yılında ne olup ne olmayacağı ulusal çıkarlarımız ile
kaçınılmaz bir biçimde ilişkilidir.
Coğrafi olarak Avrupa toprakları içerisinde yer alan
Kosova’nın kaderi ile Türkiye’nin bitmek bilmeyen AB
serüveninin yakın bir zamanda kesiştiğini herkes görecektir.
Yeni Sakarya Gazetesi, 09 Nisan
SAYFA
BAŞI
Yazarın diğer yazıları:
Alauddin
Medresesi – Kosova
Kosova
İslam Birliği
Serdivan
Recep
Aco’nun Hikâyesi
Urime
Pavaresia e Kosoves
Nasıl
bir ülke
Zincirden
kolyeler
Başbakan’i
dinlerken
CHP
ve MHP üzerine
Bosna
ve Alija
Şah
ve piyonlar
Cumhur’un
cevabı
SAÜ
Rektörü Sn. Mehmet Durman’a Açık Mektup
Akıl
Tutulması
Uludağ
Zirve notları (II)
Uludağ
Zirve notları (I)
Filistin
Maden
Deresi
Kutsal
İttifak
Susma
Vakti…
“Edeb,
ya Hu”!
Sapanca
Şiir Akşamları
Başbakan’ın
Kosova seferi
Paradoks
ülkesi…
Aynadaki
yüz…
İkiyüzlü
Fransa
Öfke
Medeniyeti
SAYFA
BASI
|