·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
   
   


YENİ YOL
                                                                                    İbrahim Selamet
 
 
info@turkpartner.de



Öfke Medeniyeti

    Öfke, tanımsız bir duygudur. Yıkıcıdır. Yerine yenisini ve daha güzelini önermez. Zor kullanır, güzelliğin kuvvetini bilmez. Aklı iptal eder, akletmeye davet edeni anlamaz. Öfke ateşin odunu erittiği gibi eritir insanın erdemli yanını. Öfkenin medeniyeti olmaz. O sadece yıkar. Tarihi insanlar yazıyorlar. Tarihte var olan tek şey insanın kendisi ve yaptıklarıdır. Tarih boyunca zaman ve mekân değişir ama insan aynıdır. İnsanı çözen tarihi de çözer.

    Yusuf Kaplan şöyle diyor ( Batılıların sömürgeci ve emperyalist saldırıları Dünya üzerindeki tüm diğer dinleri ve medeniyetleri fosilleştirmesine rağmen İslam’ ı fosilleştirmeyi başaramadı. Seküler kapitalist ve sosyalist Batı uygarlığı tecrübelerinin, dünyaya savaşlardan,  haksızlıklardan ve hukuksuzluklardan başka bir şey veremediği anlaşıldı. Birincisi İslam’ ın doğuşu ve ardından gelen Abbasi ve Endülüs medeniyetleriyle; ikincisi ise Osmanlı medeniyet sıçramasıyla gerçekleşen İslam’ ın tarihi müdahalesinin şu an Müslümanlara üçüncü kez tarih sahnesine çıkma sancısı yaşattığını görelim) Yeni Şafak, 13 Aralık 2004. 
    Reaksiyon değil, aksiyona ihtiyacımız var. Aynı Alija İzzetbegoviç’in dediği gibi ‘üçüncü bir yol’a ihtiyacımız var. Berrak, içten beslenen bir bakışa ve “yeni bir medeniyet projesi”ne ihtiyacımız var.

     Geçmişi kanla yoğrulmuş olan Avrupa ve Amerika’nın kendi kurumlarını oluşturarak dünyayı paylaşmaları diğer ülkelere kan ve aşağılama ihraç etmeleri insanlık adına çok hazin bir durumdur. Yakın Avrupa tarihinde yaşananlar kendi aralarında nasıl kan döktüklerine şahittir. İkinci Dünya Savaşı buna en iyi örnektir.

    BM'de daimi veto haklarını elinde tutanlar bugüne kadar adil oldular mı? Nükleer ve kimyasal silah üreterek dünyayı bomba haline onlar getirdiler. Irak, kimyasal silah bahanesiyle işgal edildi. Bütün dünyanın gözlerinin içine baka baka yalan söylediler.

    Zalim ve diktatör Saddam İran'la savaşırken iyi idi. Ama kontrolden çıkınca ipini çektiler. Olan Irak halkına oldu. Bosna savaşında Avrupa ve Amerika üç yıl boyunca seyretti Müslüman kıyımını. Ama Saddam Kuveyt'e girip petrol yolları tehlikede olunca üşüştüler Ortadoğu’ya. Ve Irak'a bir milyon ton bomba attılar. Bedelini de Irak halkına fatura ettiler.

    Muhammed Esed “Mekke'ye Giden Yol” isimli eserinde anlatır. 1900–1950 yılları arasında Ortadoğu tarihine tanıklık etmiştir. Aslen Yahudi olan ama bu gezileri sırasında Müslüman olmuş bir düşünürün hayatını anlattığı kitapta İngilizlerin, İtalyan ve Fransızların Ortadoğu'da yaptıkları zulüm ve haksızlıkların boyutunu gözler önüne seriyor. Ortadoğu üzerindeki emellerini anlatıyor.

    Şimdi çok farklı mı sanki?. İngiliz ve Amerikalılar yıllar sonra aynı topraklardalar. Yine kan ve zulümle geldiler. Başkalarına insan haklarından dem vururken Guantanamo, Ebu Gureyb ve Felluce’ de yaptıkları işkenceler insanlık adına utanç vericiydi. Camileri bombalayıp içindeki yaralı insanları infaz eden bir “Öfke Medeniyeti” onların ki.

    İsrail' i dünyaya bela eden ve Ortadoğu topraklarına 1948 de bir bıçak gibi saplayan İngilizler değil miydi? Arapları Osmanlı’ya karşı kışkırtan, Çanakkale'ye Anzakları getiren. Kılıçsız savaşçı Mahatma Gandhi'nin ülkesi Hindistan’ı yüzyıllarca sömüren de onlar değil miydi? Pearl Harbour'da Japonlar 3.000 Amerikalıyı öldürdüler. Cezasını Hiroşima ve Nagazaki'de milyonlarca Japon, nesiller boyu ödedi.. Dünyaya medeniyet ve özgürlük vaad eden Amerika 250 milyon Kızılderili kanı üzerine kurulmadı mı?

    1492 yılında Endülüs'te 732 yıllık İslam medeniyetini yerle bir ettiler.

1917 Çarlık Rusya'sında yapılan Bolşevik devrimi milyonlarca insanın canına mal oldu. Sibirya kamplarında soğuk ve açlıktan kırıldılar. Kafkasya’da milletler parçalandı..

    Nazi Almanya’sında yüz binlerce insan gaz odalarında katledildi, aileler parçalandı. İnsanlar yaşadıkları topraklardan sürüldü. Bütün Avrupa kan ve gözyaşı döktü Adolf Hitler'in hayalinin peşinde.

    İtalya Akdeniz'i havuz yapmak istedi ve Roma hayalinin bedelini Libyalı Müslümanlar kanla ödediler.

    Fransa yıllarca Cezayir'de kan kusturdu Müslümanlara. İşgal dönemi boyunca bir buçuk milyon müslümanı katlettiler. Abbas Medeni liderliğindeki FIS hareketi 1992’de seçimleri ezici bir üstünlükle kazandığı halde Fransa demokrasiyi değil militarizmi ve diktatörlüğü destekledi. 

    Haçlı ordularının gözlerini kan bürümüş hırsları, hala sönmedi. Tam beş yüzyıl sonra, Avrupa' nın göbeğinde 250.000 Müslüman Boşnak’ın katledilmesini seyrettiler. Hollanda askerleri tarafından korunan Srebrenica'da 5000 Müslüman Boşnak’ın Avrupa’nın göbeğinde  topluca katledilerek çukurlara atılmasını seyretti çağdaş öfke medeniyeti.

    Kosova' da binlerce Müslüman Arnavut, Sırplar tarafından yok edildi. Hala toplu mezarlardan cesetler çıkıyor.

Çeçenistan’da savaşın çocukları on yaşını doldurdu. Şu anda 150.000 mülteci Çeçen, İnguşetya sınırında eski vagonların içinde ölüm kalım savaşı veriyor. Çağdaş Dünya Medeniyeti üç maymunu oynuyor. Duymuyor, görmüyor.

    Adalet duygusundan saparak “kontrolden çıkan insanlar” yaptı tüm bu olanları.

    Kişisel ve ideolojik ihtiraslar yüzünden milyonlarca insan öldü.

    Bu mu çağdaşlık ve medeniyet?

    Bu olsa olsa Mehmet Akif'in dediği gibi “tek dişi kalmış canavar”dır.

    Dünya zalimlere kaldı. Işık olmayınca, karanlık var oldu.

     “Öfke Medeniyeti” dünyaya hâkim oldu. Onlar yeryüzünü fitne ve fesada uğrattılar. Buldukları icatları da; insanlara daha baskın hükmetmek için yanlış yolda kullandılar. Tarih sahnesinde iki kez yıktıkları İslam Medeniyeti’nin yerine öfke medeniyetini kurdular. İnsanlığa kan ve gözyaşı armağan ettiler.

    Haksızlık ve zulüm nereden ve kimden gelirse gelsin, yanlıştır. George Bush ile Usame bin Ladin arasına sıkışmış/sıkıştırılmış olan İslam medeniyeti elbette bir çıkış yolu bulacaktır.

    İnsanlık adına yeni bir medeniyet projesine imza atmaya namzet olan İslam Toplumu bir an önce kendi değerlerini yeniden yorumlamalı, fikirsel yanlışlardan ve kolaycı alışkanlıklardan arınmalıdır. İslam toplumu kendi coğrafyasına sahip çıkmak istiyorsa en kısa zamanda kendini yenilemeli.

    Sloganik söylemlerin, yüzeysel ve geleneksel inanışların derdimize çare olmadığını hepimiz gördük. Tarih boyunca İslam medeniyeti’nin şiarı kavga değil barış, korku değil ümid, nefret değil sevgi olmuştur. Taraf olmak ya da olmamak elbette kişisel bir tercihtir. Bizler; hiçbir şey yapamasak da gözlem yapabiliriz. Hükmü ise “kalp ve vicdan” zaten verir.

    Artık Batı insanı susmalı, sadece susmalı bence.

    Çünkü çok gürültü yaptılar. Çok fazla kirlettiler dünyayı ve onun vicdanını.

    İnsanı kurban etmeyen/ettirmeyen İslam Medeniyeti’nin Ramazan Bayramı’nda Irak/Felluce’de katliam yapan işgalci öfke medeniyetine rağmen; Said-i Nursi söyle der “Şu istikbal inkılabatı içinde en gür sada İslam’ın olacaktır.”


SAYFA BAŞI






Yazarın diğer yazıları:

Öfke Medeniyeti
 

   
SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Mahmut Aşkar
Bu Günden Korkuyordum
Prof. Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
Ülkemizden çalınan tarihi eserlerimize sahip çıkalım
Prof. Dr. Ümit Özdağ
12 Eylül Öncesi Hesaplaşması ve Sol Kültürel Terör
Haldun Çancı
Türkiye'nin Batı Sorunu
Tevfik Abdin
İstanbul’da BENİ HEP ALDATTILAR...
Yakup Yurt
Kısır Döngü veya Kuyruğunu Isıran Yılan
Fikret Ekin
Oyun İçinde Oyun mu?
Üzeyir Lokman Çaycı
Yolcular
M. Ali Aladağ
Çağdaş Yobazlar
Hasan Kayıhan
Ayrılığın Rengi Hüzün
Veli Kalli
Sorunumuz Kuş Gribi Değil
Prof. Dr. İbrahim Ortaş
Yeni Yıl Bilim ve Üniversitelere Ne Getiriyor, Ne Götürüyor?
Şefik Kantar
Ey Alman, Titre ve Kendine Dön !
Ayten Kılıçarslan
Türkler şiddet kurbanı
Erhan Türbedar
Kosova’ya İki Yeni Bakanlık Devrediliyor (?)
Dr. Nebil Bozdoğan
Ameliyatsız Yüz Gençleştirmede Son Nokta
Orhan Aras
İnsanlık öldü mü?
Serdar Çelebi
Fransa olayları ve Avrupa’da ‘Yeni Irkçılık’
Yakup Tufan
Fransa’nın İmajı
Ali Kılıçarslan
Yeni meclis, eski kafa
Sebahattin Çelebi
kadıköy
Mustafa Can
Bayram Gelince Bir Şeyler Olur Bana Canım....
Nuran Yelkenci
Bin Aydan Daha Hayırlı Olan, Ramazan Ayı
Hidayet Kayaalp
Ertuğrul Gazi Ve Dursun Fakıh Ve...
Yılmaz Kuzucu
Müstesnalar
Betül Parlar
Hey du...
Şensel Aşkın
Bilginin/Doğruların Etkinliği
İsmail Tüysüz
Son İki büyük Revulusyonda İstanbul`un Önemi
Halil Gülel
Gerçek Güzellik
Muhsin Ceylan
Berlin’e hayali bir soru
Ozan Yusuf Polatoğlu
Bir taraf ‘şan’ (!) alıyor
Bir taraf ‘perişan’ oluyor
Sizden Biri
Sen neymişsin be abi?
Alperen Çelik
Yeni Vietnam IRAK
İsmail Altıntaş
İslâm Dininin Engellilere Sağladığı Kolaylıklar
Latif Çelik
Ayný acýyý duyanlar en samimi olanlardýr
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç