‘’Beyaz Hüzün’’e ‘’Merhaba
Olsun’’
‘’Ne dost kaldı ne yar kaldı
Ne mülk kaldı ne var kaldı
Sevdi isek o kâr kaldı
İşte geldik gidiyoruz.’’
Toplumun, türküsü en önemli kültür ve direnç gücüdür.
Toplum türkü damarından beslenir, türküyü de aynı damardan
besler. Türkü her olayda kendini yeniler. Türkülerde
durgunluk yoktur. Türkü, kini, öfkeyi, düşmanlığı insandan
uzaklaştırır. Toplumlar dirençlerini türkülerle kazanırlar.
Türkülerin gücü de buradan gelir.
Batı Avrupa ülkelerinde yaşayanlar Türkülerin gücünü en iyi
bilen ve bilmesi gereken insanların başında gelirler.
Üzerimizde ki baskılar artmaya başlayınca hemen türkülerin
bizi sarıp sarmalayan kucaklayan o sihirli dizelerinde yol
ve yordamımızı bulumaya çalışılırız. Yakıldığımız,
dövüldüğümüz, kovulduğumuz evsiz kaldığımız o günleri bir
hatırlayın. Hele 12 Eylül darbecilerinin cendereye almaya
çalıştığı o günleri hatırlayalım, Ozan Arif, Ozan Yusuf
Polatoğlu, Ozan Ünal, Aşık Fedai, Ozan Nihat gibi Ozanların
Türküleriyle direncimiz artmadı mı, bize düşmanlık
besleyenlere Yunusca, Mevlanaca, Hacı Bektaşca, Aşık
Veyselce cevaplar verilmedi mi?
BU BİR ‘’OZAN YUSUF POLATOĞLU’’ REKLAMIDIR!
Gündelik hayatı çekilir kılan aslında aşinalardan ziyade
iki adım ötemizde yaşayan şöhret bulmamış insanlardır. Yusuf
Polat, ‘’her topluma lâzım’’ adamlardandır. Projektör değil
kandil, denizden ziyade ırmak, cennetten ziyade yeryüzü
nimeti; dost, iyi, mütevazı ve insan. Başka sıfatları da yok
değil ama bu kadarı bile hayatı çekilir kılmaya kâfi değil
mi?
Türk Halk Müziği ile bütünleşmiş 40 yıl. Türk Halk Müziğine,
katkısı çok boyutlu, hangi yönüyle tarif etsek mutlaka
birkaç yönü eksik kalacak. En önemli farkı, besteci,
yorumcu, araştırmacı, kendine has saz ve sözüyle Ozan Yusuf
Polatoğlu oluşu.
Küçük yaşlardan itibaren öğrenmeye başladığı aşıklık
geleneğinin yaşayan en önemli temsilcilerinden birisidir
dersek hiç de abartmış olmayız.
Zamanla şiir yazmaya, türkü söylemeye başladı. Şiirlerinde
sevgi, özlem, gurbet ve tasavvuf gibi çok çeşitli konuları
işledi. Özellikle şiirlerinde kendisininde yaşadığı coğrafya
olan Avrupa ülkelerine göçün öyküsüne ağırlık verdi. Bugüne
dek 12 albüm, ve 6 şiir kitabı yayınlandı Ozan Yusuf
Polatoğlu’nun.
Türküler birer vesika ve bu topluma dair bir işaret taşıyan
her vesika gibi onların da gereken hassasiyetle korunması
gerkiyor. Kısa süre önce Ozan Yusuf Polatoğlu’nun ‘’Beyaz
Hüzün’’ isimli yeni bir albümü yayınlandı.Kendimce bu
yazımda Albüm reklamı yapacağım.
Ozan Yusuf Polatoğlu için lisan, insan ve sevgi çok
önemlidir. ‘Bunu ‘’Merhaba Olsun’’ şiirinde şu şekilde dile
getirir; ‘’’Yunusleyin sözü olan / Lisana merhaba olsun.
Sevgi ile saygı ile / İnsana merhaba olsun’’ Bir türkünün
melodi refakatinde yaşayabilmesi geliyor ve çoğumuz
nağmelerin güzelliğine kapılıp türkünün vesika değerine göz
yumuyoruz. Çanakkale, Yemen, Sarıkamış türküleri ne kadar
eziktir ama bundan ibaret mi? ‘’Amansız... Zamansız bir
karakışta.../ Tarihe bir ‘’Beyaz Hüzün’’ düştü /
Sarıkamış’ta...Sarıkamış’ta.. / Beyaz ecel beyaz
karlar / Karlar ayna gibi parlar / Karlara karıştı sırlar /
Sarıkamış dağlarında / Dağlarında dağlarında / Sarıkamış
dağlarında / Doksan bin can kara düştü
/ On beş yirmi çağlarında’’ mısralarında seferberliğe asker
yollayan ve ocağına ateş düşen bütün hânelerin psikolojisi
saklı.
Buralarla ilgili endişeleri ve sevinçleri dile getirdiği
‘’Geleceğe Geleceğiz’’ şiirinde bir şey dikkatimi çekti.
Ozan Yusuf Polatoğlu Avrupalı Türkler için yazdığı
şiirlerinde belkide ilk defa ‘’Fakirlik’’ korkusuna dikkat
çekerek insanlarımızı gelecekte bekleyen en önemli
sıkıntıların başında yer alacak bir konuda şimdiden uyarıda
bulunuyor. ‘’Omuzu çantalı çocuk bizim / Elinde dosya
yürüyen genç bizim ..... / Büyüyoruz sımsıcak gayretler
içinde / Büyüyoruz şüpheler hayretler içinde... / Her an
bir harf düşüyor cümlelerimizden / Fakirlik korkusu
saklanıyor bir servette / Sayfalar soluyor kültür kitabında
/ Azalıyor dilimizden her gün bir kelime / Endişesiz
sevinçler yok elbette. Türkü sözlerinin alelâdeliğinde yarım
–yamalak seçebildiğimiz bir başka dünya var; ‘’okuma’’sını
bilene!..
...........................
Size onun şahsından ve şahsiyetinden pek az şeyler
aktarabildim. Ozan tok gönüllü, yüreği, dostluğu herkese
açık bir Anadolu dervişidir. Her sıkıntının içinden çıkılır
kılan az sayıda insan vardır; Bana göre Ozan Yusuf yukarıda
da belirttiğim gibi ‘’her topluluğa lazım’’ müstesnalardan.
En azından yaşadığı müddet zarfında kadrinin bilindiğini
hissetmek onun hakkı. Ozan Yusuf’ların kadr-ü kıymaetini
bilmek lazım; hayat onlarsız çoraklaşıyor.
Yerlerine yenileri gelmiyor. Gelsede yerleri dolmuyor.
Etrafınızdaki Yusuf’ların kıymetini biliniz.
Nurdoğan Aktas
25 Mayıs 2010 Remscheid
SAYFA
BAŞI
Yazarın diğer yazıları:
‘’Beyaz
Hüzün’’e ‘’Merhaba Olsun’’
Türkçe
Konuşulan Yerler İstanbul’dur
O Bayrakları
Kim Çıkaracak?
SAYFA
BASI
|