GÖZCÜ Yakup
Tufan
|
|
yakuptufan@hotmail.com
|
ALMANYA’DA YARIM YÜZYIL
Gurbet o kadar açı ki ne varsa içinde. Her şey bana
yabancı, hepsi başka biçimde...
Y.G.
Dile kolay; gurbette tam 50 yıl geçti. Tam 50 yıl önce
(30 Ekim 1961) Türkiye –Almanya “İşgücü Anlaşması”
imzalanmıştı. Yıl 2011 ve Almanya’da yarım asrı geride
bıraktık. Koskoca bir yarım asrı geride bıraktık bırakmasına
ama, meselelerimiz geride kalmadı maalesef. 2. yarım asra
ise halledilmemiş 50 meseleyle birlikte girdik adeta...
Acı Vatan Almanya...
Türkler’in Almanya’ya (resmen) gelişinin 50. yılı gerek
Türkiye’de ve gerekse Almanya’da çok çeşitli etkinlerlerle
kutlandı. Sirkeci Tren İstasyonu’ndan kalkan (sembolik)
Kara Tren gurbete doğru yol aldı ve günlerce süren bir
yolculuktan Münih’e (München Hauptbahnhof) geldi.
İstanbul’dan gelen tren, Münih Tren İstasyonu’nda güller ve
çiçeklerle karşılandı. Elli öncesine benzer karşılama
törenleri yapıldı. Geçmiş yad edildi, gelecek ile görüşler,
düşünceler dile getirildi...
Almanya’da geçirdiğimiz yarım asır içerisinde çok şeyler
yaşadık. Açılı, kederli günlerimiz geçti. Kimi zaman
evlerimiz yakıldı, kimi zaman ırkçı saldırılara maruz
kaldık. Kimi zaman horlandık, dışlandık ve ikinci sınıf
insan muamelesi gördük. Kimi zaman kimliğimiz, kişiliğimiz,
kültürümüz, dinimiz ve dilimizden dolayı haksızlığa uğradık,
haksızlığa uğratıldık. İşin daha acısı, yıllarca savunmasız,
sahipsiz, kimsiz kimsesiz kaldık. Ne derdimizi dinleyen
nede bizi anlayan biri çıkmadı ortaya. O günkü Türkiye’nin
gayretli ve vatanperver idarecileri, yoğun çalışmalarından
dolayı (!) bizim meselelerimizle ilgilenecek zaman
bulmadılar. Yıllarca „saldım çayıra mevlam kayıra” duasından
(!) öte ciddi bir şey yapılamadı. Gerçekten öksüz kaldık,
yetim kaldık; gelen vurdu giden vurdu...
Kimi zaman “gurbetçi”, kimi zaman “Almancı” dendi...
Bugün, 50 yıl sonra, çok şeyler değişti. Almanya
değişti, Avrupa değişti ve Türkiye de değişti. Demirperde
ülkeleri bir bir komunizmin boyunduruğundan kurtuldu.
Sovyetler tuz buz oldu, Almanya birleşti ve Ortak Pazar AB
oldu. Bunların daha önemlisi ise fakir, bakıma ve korumaya
muhtaç Türkiye, artık güçlendi, kuvvetli ve hatırı sayılır,
sözü dinlenir bir ülke oldu...
Başbakan R.T.Erdoğan: Nerede bir vatandaşımız varsa biz
oradayız...
Almanya’ya göçün 50. yılı münasebetiyle başta İstanbul
ve Berlin olmak üzere bir çok merkezlerde anma toplantıları
ve şölenler yapıldı. Devlet yetkililerinden STK
temsilcilerine kadar her alandan yetkilerin katıldığı
sempozyumlar yapıldı, konferanslar verildi. Almanya
Türkleri’nin elli yıllık geçmişi dile getirildi, irdelendi
ve incelendi. Çok çesitli bakış açılarıyla masaya yatırıldı,
tartışıldı, görüş ve düşünceler beyan edildi. Bunlardan daha
da önemlisi ise Türkiye’nin Başbakanı Sayın Recep Tayip
Erdoğan ve Almanya’nın Şansölyesi Sayın Angela Merkel’in
yaptıkları açıklamalardı. Doğrusu her iki başbakanında
söyledikleri, ifade ettikleri şeyler yüreğimize su serpti ve
bizi geleceğe dair umutlandırdı. Recep Tayip Erdoğan: Siz
yalnız değilsiniz, yer yerde ve her zaman sizin
yanınızdayız. “Nerede bir vatandaşımız varsa biz oradayız”.
Asimilasyon bir insanlık suçudur. Uyuma EVET, asimisyona
HAYIR dedi. Almanca ve Türkçe’nin önemine değindi.
Almanya’da 3 milyon Türk var dedi ve ne kadar önemli
olduğumuza vurgu yaptı. Olmazsa olmazları dile getirdi. Net
konuştu, kesin konuştu.
Almanya Başbakanı A. Merkel: Siz Almanya’ya aitsiniz...
Angela Merkel ise o da aynı şeylerden dem vurdu ve “siz
Almanya’ya aitsiniz” dedi. Fakat Almanya’da 3 milyon Türk
var diyemedi. Türkiye kökenlilerden bahsetti. Ben sizin de
başbakanızım dedi. Fakat Türkçe’nin öneminden bahsedemedi.
Eşitlikten, haktan hukuktan dem vurdu ama çifte
vatandaşlığa değinmedi. Almanya’nın bir parçası bolduğumuzu
dile getirdi ama, aile birleşimi önündeki engellerin ortadan
kaldırılması yönünde işarette bulunmadı. Türkiye’de din
hürriyetinden bahsetti ama, Almanya’da İslam’ın resmi din
olarak tanınmasına değinmedi...
Almanya’da Yabancı Türkiye’de Almancı...
Şimdi iş yapma zamanı. Gönül alma iyi amma, meselelere
çözüm aramak daha da önemli. Eğer Türkiye bundan böyle her
yerde ve her zaman Almanya Türkleri’nin yanında ise, o zaman
ve acilen, yılların biriktirdiği ve Almanya Türkleri’nin
boynunu burkan, belini büken meselelere çözüm getirsin.
Yıllardır hem Almanya’da ve hem Türkiye’de maruz kalınan
haksızlığa ve ayrımcılığa son verilsin. 50 yılldır
yakamıza yapışan ‘Almanya’da Yabancı Türkiye’de Almancı’
anlayışı bitsin artık...
Gerçekten Türkiye yanımızda ve biz Almanya’nın bir parçası
isek, o zaman iki ülkeden de baklentilerimiz vardır.
Hakikaten de TC Başkanı bize vatandaşlarım, Almanya
Şansölyesi ben sizin de başbakanızım diyorsa, o zaman:
Anadil Türkçe öğrenimi, eğitim alanındaki ayrımcılık, aile
birleşimi önündeki engeller, seçme ve seçilme hakkı
konusundaki sıkıntılar, çifte vatandaşlık, Mavi Kart, İslam
Dini’nin tanınması, hoca meselesi gibi onlarca mesele acilen
çözüme kavuşturulmalıdır. Güzel sözler gönül alıyor ama,
meseleleri çözmeye yetmiyor...
Almanya Türkleri...
Şurası da bir geçek; Almanya’daki yaklaşık 3 milyon Türk
var. Almanya Türkleri gerçek manada ciddiye alınmadan ve
onunla işbirliği yapılmadan hiç bir mesele çözülmez.
Zorbayla, zoraki uyum hiç olmaz. Zaten temcit pilavı gibi
her yerde önümüze konan uyumdan kına getirdik...
Şimdi zaman; anlama, anlaşma, çeşniye tehamül ve hoşgörme
zamanıdır...
Şimdi elele verme zamanı, şimdi birlik zamanı, şimdi iş
zamanı. Artık birbirimizi görmezlikten gelme yerini,
kabullenme ve işbirliği, güç birliği yapma zamanı. Devir
artık dışlama, yok sayma ve hor görme zamanı değil. Şimdi
zaman; anlama, anlaşma, çeşniye tehamül ve hoşgörme
zamanıdır. Artık herkez ortak bir gelecek için değişmeli.
Almanya değişmeli, Türkiye değişmeli. Almanya Türkleri daha
fazla değişmeli. Şimdi gelişme zamanı. Şimdi hareket etme,
kabiliyet ve hüner gösterme zamanıdır. Her yerde biz
olmalayız, her şeye sözümüz olmalı. Yalnız şikayet eden
değil, çözüm üreten, yol gösteren, yön gösteren taraf
olmalıyız. Biz; kültürde, medeniyette, sanatta, ilimde,
irfanda, ahlakta, edepte, ticarette, sporda ve sanatta bir
adım ileride olmalıyız. Aile düzenimizi, din ve dil
anlayışımızı, cami ve camaat yapımızı, usul ve kaide ve
kuralımıza yeniden gözden geçirmeliz...
Türkiye bizsiz, biz Türkiye’siz olamayız...
Dahası var: Yerimizi, yurdumuzu iyi tespit etmeliyiz.
Kıymetimizi değerimizi, kimliğimizi kişiliğimizi iyi
bilmeliyiz. Bir gerçeği de akıldan çıkarmamalıyız; Türkiye
bizsiz biz Türkiye’siz olamayız...
Almanya bizsiz, biz de Almanya’sız olamayız...
Öte yandan Almanya bizsiz, biz de Almanya’sız olamayız.
Bununla birlikte; Almanya’da Türkiye’nin temsilcisi,
Türkiye’de ise Almanya’nın temsilcisi olabilmeliyiz. İki
ülke arasında dostluk köprüsü kurabilmeliyiz. Türkiye’de
Türk, Almanya’da Alman vatandaşı olarak; hak ve hukuku
korunmuş, gelecekten ve kendinden emin bir şekilde,
göğsümüzü gere gere nice 50 yıllara yürüyebilmeliyiz...
Yarınların ümid ve heyacanı, meşgale ve meşalesi bu olması
niyazıyla...
Dinslaken, 5 Kasım 2011
Yakup Tufan
YAZARIN
DİĞER
YAZILARI:
ALMANYA’DA
YARIM YÜZYIL
ZAMAN
KARDEŞLİK ZAMANIDIR
GÖÇÜN
50. YILINDA AVRUPA’DA RAMAZAN
IRKÇILIĞIN
TEHDİDİ ALTINDAKİ AVRUPA
BRÜKSEL
BULUŞMASI
YOL
AYRIMINDAKİ TÜRKİYE
GÖÇ
VE AVRUPA TÜRKLERİ
ALMAN
EĞİTİM SİSTEMİ VE TÜRK ÇOCUKLARININ MESELELERİ
ALMANYA’DA
İSLAM GERÇEĞİ VE GÖRMEYEN GÖZLER
AVRUPA’DA
AİLE YAPIMIZDAKİ DİNAMİKLER VE DİNAMİTLER
KENDİNİ
ARAYAN TÜRKİYE
MANEVİ
DÜNYAMIZDA ARALIK, AŞURE VE MUHARREM’İN YERİ
BANGLADEŞ’DEN
SELAM VAR
PAKİSTAN’DAN SELAM VAR
AVRUPA’DA
RAMAZAN BAYRAMI
SALDIRGAN
İSRAİL VE “MAVİ MARMARA” BASKINI
NRW
SEÇİMLERİ VE TÜRKLER’İN ÖNEMİ
ALMANYA
İSLAM KONFERANSI VE MÜSLÜMAN CEMAATLERİN DURUMU
GÖÇMENLER
VE UYUM MECLİSLER
PARELEL
TOPLUM VE DİN GERÇEĞİ
ALMANYA’DA
FEDERAL SEÇİMLER VE MÜSLÜMANLAR
NRW
MAHALLİ SEÇİMLERİ VE MÜSLÜMANLAR
ALMANYA
İSLAM KONFERANSI VE MÜSLÜMANLARIN MESELELERİ
AVRUPA
BİRLİĞİ VE AVRUPA TÜRKLERİ
WİNNENDEN
KATLİAMI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
BANGALDEŞ’DE
MUSON YERİNE GÜL YAĞMURU
HACCA YOLCULUK HAKKA YOLCULUK
Fransa’nın
İmajı
Uyum
nedir?
SAYFA
BASI
|