BRÜKSEL
MEKTUBU
Yakup
YURT
|
|
yurtyakup@gmail.com
|
SÜMEYA KÖKTEN FENOMENİ...
Onunla daha yeni tanıştık sayılır.
Yeterince tanımıyorum.
Kendisini sadece iki kez gördüm.
İlki, yaklaşık bir ay önce, Brüksel Yunus Emre Kültür
Merkezi’ndeki istişare toplantısında.
O da davetliler arasındaydı ve her katılımcı gibi kısaca
kendisini anlattı.
Onun bir polis memuresi ve sinema yapımcısı olduğunu
şaşırarak orada öğrendim.
Görsel sanatların, özelikle de sinemanın, tanıtımdaki
önemini vurguladı.
İkincisinde ise geçen Pazartesi günü Bozar’da yapılan 23
Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarından
sonra, tesadüfen, lobide kadim dostum Fatma Mola’nın yanında
gördüm kendisini.
Ayaküstü havadan sudan konuştuk.
Arabasıyla Schaerbeek’e döndük ve Has Pizzeria’da
birşeyler atıştırdık.
Masadan lavabo diye kalktı, hesabı da ödedi ve döndü.
Niye diye sorduğumuzda «benim yaşım küçük te ondan»
diye yanıtladı...
Gülümsedi ve ayrıldık.
***
Adı Sümeya Kökten.
Ailesi Emirdağ ilçemizin Tez köyünden, ama kendisi Belçika
doğumlu.
1980 yılının son günü dünyaya gelmiş.
Kendisiyle ve dünyayla barışık.
Köklerini korumaya özen gösteriyor, ama olduğu yerin
farkında.
Ve gideceği yeri çok iyi biliyor, zira hedeflerine adım adım
ilerliyor.
Özgürlükçü ve haksızlıklara tahammül edemiyor.
Farklılıkları akılcı bir inatla savunuyor.
Salakça değil, sanatla...
Sinema, reklamcılık, tiyatro, müzik, dans, Tayland boksu ve
yüzme ilgi alanlarından sadece birkaçı.
Meydan Sözlük ondan «Belçika’da yaşayan Türkiyeli
yönetmen diye bahsediyor.»
Türkçülük yapmıyor, ama Türkiye’yi, yaşaması gereken bir
farklılık olduğu için canla başla savunuyor.
***
Fatih Akın Almanya’da neyse, Sümeya Kökten
Belçika’da o.
İlgiyle izleniyor, benimseniyor, konuşuluyor, seviliyor ve
tartışılıyor.
Çünkü yasak ve tabu konular hakkında filmler çekerek
rahatsız ediyor, düşündürüyor !
PS’li Christiane Vienne gibi siyaset kadınları onun
çalışmalarına ilgi duyuyorlar.
Göçmenler dünyasının içinden sivrilen başarılı kişileri uyum
sürecinde köprü olarak kullanmak ve bir anlamda bizleri
kendilerine benzetmeye çalışıyorlar.
Çünkü çoğunluk eğitimsiz, mesleksiz ve niteliksiz ;
dolayısıyla işsiz ve uyumsuz...
Eğitimsizlik ve işsizlik özgüven eksikliğine, kimlik
sorununa ve uyumsuzluğa neden oluyor.
Kurtuluş uzun ve meşakkatli çok yönlü bir süreçten geçişi
gerektiriyor.
İşte bu bağlamda başarılı bir sanat geniş kitlelere
ulaşmanın en hızlı ve etkin yöntemi olarak ortaya çıkıyor.
Sümeya bu fenomenin son derece bilincinde ve hararetli
savunucusu.
***
İlk film «Yasak Hisler/Sens Interdits» büyük
ilgi görmüş.
Bu film sayesinde rüştünü ıspatlamış ; şimdi daha çok
tanınıyor ve daha rahat.
Başlangıçta parası yokmuş, sinema eğitimi görmemiş,
prodüktörü yokmuş, senaryoyu dört günde yazmış, iş yerinden
iki hafta izin alıp ayrıntıları çalışmış ; yani toplam bir
ayda filmi kotarmış.
Filmin konusu sevici iki kadının duygusal dünyalarından
yansımalar.
Eşcinsellik bireysel bilinçli ve gönülllü bir tercih ise
kime ne?
Herkes kendine baksın...
Onun görüşü «Her kim olursak olalım, kimseye zarar
vermedikten sonra, kimse kimseye karışmasın»...
***
İkinci filmi «Gizli Yüzler/Faces Cachées» gerilim
tarzında bir film olacak.
Ama daha geniş imkanlarla ve daha profesyonel bir oyuncu
kadrosuyla.
Zira Belçika Devletinden senaryo yardımı almış bile.
Senaryo çevirisinden sonra bazı Türk ve Fransız oyunculara
teklif götürecek.
Belçika’nın büyük prodüktörlerinden Francis De Laveleye’den
destek sözü almış.
***
Son sözleri onun ağzından dinleyelim.
«Haksızlığı hiç sevmem, en hassas olduğum konu, çünkü
küçüklüğümden beri Türk asıllı olduğum için çok haksızlık
gördüm, kâh okulda, kâh işyerinde, kâh polislikte. Bana ‘Pis
Türk’ dedikleri de oldu, hatta resmi yetkililerin önünde...
Halbuki Belçika’da doğdum, yani Türk asıllı Belçikalı’yım.
Ama direnmeye devam edeceğim. Haksızlık her yerde var, insan
bu ; bazen melek, çoğu zaman da şeytan...Çözümler üretip
yavaş yavaş ayağa kalkmak lazım! Karıncaları ezmeyelim.
Fobiler zararlıdır, krizlere yol açar, kişileri
kutuplaştırır. Onun için herkesi, kim olursa olsun
kucaklayalım. Sevgi ve empati şart.»
Sanki Mevlâna’yı dinler gibiyim...
Yakup Yurt (c)
Brüksel, 29 Nisan 2011
yurtyakup@gmail.com
YAZARIN
DİĞER
YAZILARI:
SÜMEYA
KÖKTEN FENOMENİ...
MADEM
KOYUNUN AK, HAYDİ KIZIM KINA YAK...
Geert
Bourgeois : «Flamanya’ya yerleşen uyum sağlamak zorundadır »
TİMSAH
GÖZYAŞLARI...
KASITLI
DÜZENSİZLİK
MR
Yeni Başkanını Seçti...
Popüler
Parti : Ölü Doğmuş Bir Parti mi?
BELÇİKA
TÜRBÜLANSTA...
DEMİR
GÖKGÖL
SÜRGÜN
KABRİNDE FATİHA...
KİLİSE
VEYA CAMİ : İKİSİ DE ALLAH’IN EVİ...
GURBET
BÜLBÜLÜ
BART
DE WEVER KİMDİR ?
PARLEZ-VOUS
FRANÇAİS ?
ESİN
ERGİN, BUİKA VE LA BOHEME...
BEN
DE DARBE MAĞDURUYUM...
AYIKLA
PİRİNCİN TAŞINI...
Liberal
MR de müzakere masasına oturabilecek mi ?
UZLAŞAMAYAN
BELÇİKALILAR ARASINDA SIKIŞMIŞ SESSİZ VE ÇARESİZ
GÖÇMENLER...
Laeken
komplosu gerçek mi ?
YURT’TAN
KIRIKKANAT’A YANIT...
Rüya
mı, Kabus mu? Dans mı, Düello mu?
Belçika’da
Siyasi Akrobasi...
Seçtiklerimiz
bizi nereye götürüyor?
BRÜKSEL
ADLİYESİ’NDE ÇİFTE CİNAYET…
FACEBOOK’TA
FİLOZOFİK ETKİLEŞİM…
19
MAYIS 1919 – 19 MAYIS 2010 : NE DEĞİŞTİ?
KİMLİK
Mİ ÖNEMLİ, KİŞİLİK Mİ ?
HALKIN
DERDİ SEÇİM DEĞİL, GEÇİM…
MARİANNE
THYSSEN BAŞBAKAN OLABİLİR Mİ ?
DURUM
KÖTÜ, AMA NABIZ ATIYOR…
Eski
Belçika bitti, yenisi yolda…
BUGÜN
23 NİSAN
2030’DA
BRÜKSEL …
BATI
SİSTEMİNİN İFLASI…
SUÇ
TERCÜMANDA…
YAZMA
NEDENLERİM
GÖÇ,
HAYALLER VE IRKÇILIK
TACİZ
Mİ, CİNSEL HACİZ Mİ ?
KADINLAR, ERKEKLER VE İNSANLIK…
14
ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ VE 3S KURALI…
İKTİDAR-MEDYA
İLİŞKİSİ BULANIKTIR…
FACEBOOK
FIRTINASI : FAYDA VE ZARARLAR…
MARANGOZLUK
HATASI MI?
YAŞAMINIZ
NE KADAR İNSANİ
MUTLULUĞUN
FORMÜLÜ VAR MIDIR ?
NÜKSEDEN
DERTLER
EVLİLİĞİN
RENGİ
NOBEL
Mİ, TEŞVİK PRİMİ Mİ ?
KARABİBERİM’DEN
YORGUN DEMOKRAT’A ÖZÜR…
ÇİKOLATADAN
MİNARE İNŞAATI…
PARA
SAÇMA, AVUÇ AÇMA…
AH
DUVAR, VAH DUVAR…
FRANSA
PARA İLE İMAN İLİŞKİSİNİ YARGILADI…
İSTİHDAM
“HARAM”, İHRACAT “HELAL”
BUGÜN
SÖYLENECEK ÇOK ŞEY VAR !
Gemlik’e
doğru “zeytin dalı” göreceksin, sakın şaşırma…
AVRUPA’NIN
GELECEĞİ NASIL OLACAK ?
FRANSA’NIN
HOROZU
DOĞRU
TEŞHİS, ERKEN TEDAVİ
SEÇİM
Mİ GEÇİM Mİ ?
İLKBAHAR-SONBAHAR
SOHBETİ
Nefret
dolu birliktelikler…
NAZARETH
DAVASI
YAŞASIN
DOSTLUK, KAHROLSUN BAĞNAZLIK
REZALETİN
BÖYLESİ…
ÇETİN
ALTAN’A KÜLTÜR VE SANAT BÜYÜK ÖDÜLÜ
SOĞUKLARDA
HAVADAN SUDAN DERTLEŞME…
AYDINLAR
VE DERİNLİKLER…
UMUDUMUZ
HERMAN…
BAYRAM,
NOEL, YILBAŞI: PAMUK ELLER CEBE !
KRAL
ÇIPLAK, YA DA PUJADİZMİN AYAK SESLERİ…
KURBAN
BAYRAMI DEYİNCE AKLIMA GELENLER!
AT
BİR E-POSTA, AL BİR E-BEBEK…
PARAYA TAPANLARIN EMEĞE SAYGISI OLUR MU ?
GÜNEŞ
DOĞMAK İÇİN BATAR ?
Obama
Matonge’nin Yıldızı
HEY
OBAMA OBAMA, ODUN LAZIM SOBAMA…
CUMHURİYET
NE DEMEK ?
24
Ekim 1967-24 Ekim 2008 : TAM 41 YIL OLDU BELÇİKA’YA GELELİ…
TÜRBÜLANSTAN
KORKMAYIN, UÇAĞIMIZ DÜŞMEYECEK…
BRÜKSEL’DE
BURUK BİR BAYRAM GÜNÜ…
27
Mayıs’tan 12 Eylül’e giden süreç ve sonrası
SIK
SIK SEÇİM, BELÇİKA’DA ZORLAŞTI GEÇİM…
DARBELERLE
DOLU 58 YIL
GEMİDE
KAPTAN VE PUSULA VAR MI ?
1968-
2008 : 40 YILDA NEREDEN NEREYE ?
24
NİSAN 1982 YANGINI VE “CEBELER”
“SİAMO
MOLTO ADDOLORATİ”
En
büyük terör ırkçılıktır
Doğum
günümde yaşamımdan kesitler
Güvenoyu
mu, mayınlı tarla mı
Tarihte
bugün...
Kaptan
Pilot Yves'in Ulusa Seslenişi
Irkçılık
umutsuzluktan besleniyor...
İnanc
düşmanı özgürlük havarisi
Seyir
devleti ve Sarkozy
Rehberlik
nedir, ne değildir
Yoğurt
tuttu mu, tutmadı mı, yakında görülecek…
Danke
Şön Dazlak
Brüksel’de
durum ne?
Medya
diktatörlüğü, gönül körlüğü
Sisli
havada siyaset
Kurban
Bayramı Arifesinde Bazı Görüşler!
07
Aralık dört iyi insanımızın öldüğü kötü bir gün…
Belçikalılaştıramadıklarımızdanmısınız?
İstanbul’a
gay belediye baskanı mı? Vay anasını…
Ah
Belçika, vah Belçika
Bayram
geldi neyime!
Bugün
19 Mayıs Gençlik Ve Spor Bayramı (mı)?
SARKOZY
VE SEÇİMLERE BİR AY KALA
BELÇİKA'DAKİ DURUMUMUZ...
Gerçek
tek, yorumlar farklı...
Kem
küm, lam lum!
MERİNOS
KOYUNU MU, GLOBAL SERMAYENİN OYUNU MU?
BRÜKSEL'E
KAR YAĞDI, GÖNLÜM ÜŞÜDÜ…
Yılbaşı
bahane, dostluk şahane
Yılbaşı
gecesi yaklaşırken
Küresel
Sessizlik
İmkansızı
olanaklı hale getiren devlet adamı: Bülent Ecevit
Korku
Bahçesinde Sevgi Yeşermez
Bugün
23 Nisan
Tarihte
ve gelecekte kadının yeri
Mösyö
Sarkozy kimdir?
Esti
Nesim'i Bahar, Ya da Nevruz Ateşi
Darbede
Doğan Deniz
Kısır
Döngü veya Kuyruğunu Isıran Yılan
Edison
lambaya püf dedi!
Her
şeye gülünür mü?
Mozart
Bugün 250 Yaşında
UĞUR’suz
bir günün düşündürdükleri!..
Kurban
Bayramı Arifesinde Bazı Görüşler
Epifani
Yortusu ve Kral Galetası
Düşünüyorum,
Öyleyse Varım
(Descartes)
Yılbaşı
Gecesi Yaklaşırken
Ankara-Brüksel
Diyaloğu...
BREL
en büyük Belçikalı seçildi
Çağdaş
Uygarlık
Yolları
Mayın
Döşeli
Adile
Naşit: Vazgeçilmez ve bir daha gelmez…
İntihar
Komondosu Belçikalı
Meryem
Dil
ve Aşağılık Duygusu
ÖEK
Üçlüsüne Ne Oldu?
Bayram
Geldi Neyime
Ramazan
Bayramınızı candan kutlarım!...
Ah
Mutluluk Ah!..
Değişim,
Gelişim ve İlerleme
Sınıftan Atılan "İnkarcı"...
Avrupa,
Avrupa, Duy Sesimizi...
La
Brabançonne ve İstiklâl Marşı
Darbelerle
Dolu 55 Yıl
Tükenen
Ömürler
Gurbetten
Gelmişim...
Lahey'de
Kısa Bir Günden İzlenimler
1950’den
Mektup Var…
Nereden
geldik, nereye gidiyoruz?
Tutarlılığa
Davet
Köprünün
altından daha çok sular akacak
SAYFA
BASI
|