
İkiyüzlü Fransa
Konumuz; riyakâr ve sömürgeci Fransa’nın kaşarlanmış ve
arsız ikiyüzlülüğü…
Müslüman kimlik söz konusu olunca; demokrat geçinen
Fransa ortaçağ bağnazlığına dönmekte bir beis görmüyor.
Sosyal değerler ve dünyayı okuma konusunda geri kalmış
olan günümüz Fransızları iman ettikleri demokrasi putunu
acıkınca yemekte beis görmüyorlar.
Ülkesinde yaşayan 400.000 Ermeni diasporasının oylarını
almak için tarihi gerçekleri saptıran, demokrasi sınırlarını
ve sabrımızı zorlayan popülist Fransız siyasetçileri artık
fazla olmaya başladılar.
Kabak tadı vermeye başlayan bitmez tükenmez Fransız
arsızlığına Ak Parti hükümeti en sert şekilde mukabele
etmelidir.
Mevzu şudur.
Fransa 2001 yılında Ermeni soykırım yasası ile sözde
soykırımı kabul etti. Şimdi de 16 Mayıs 2006 tarihinde
Fransız parlamentosunda bu yasa tasarısını oylayacaklar ve
“Ermeni soykırımı yoktur” diyenleri bir yıl hapis ve 45 bin
euro para cezası ile cezalandıracaklar.
Nasıl taktik ama… Önce farzı muhali, muhale çevir…
Sonra da soykırım olmadı diyenleri cezalandır. Tam bir
Ortaçağ engizisyon zihniyeti ile karşı karşıyayız.
Halep ordaysa arşın burada…
Soykırım iddiasında bulunan Fransa 1830 yılından 1962
yılına kadar Cezayir’i sömürmekle kalmadı 8 Mayıs 1945 günü
Setif şehrinde birkaç gün içerisinde tam 45.000 Cezayirli
Müslümanı katletti.
Fransa 132 yıllık sömürge dönemi boyunca Cezayir’de 1,5
milyon insanı katletti. Afrika kıtasındaki Fransız
soykırımı, yalnızca Cezayir ile sınırlı değildi!.. Fransa,
“Fransız Milletler Topluluğu” içinde yer alan Benin,
Burkina-Faso, Cibuti, Çad, Gabon, Gine, Kamerun, Komor
Adaları, Moritanya, Nijer, Senegal ve Tunus’ta da soykırım
yaptı.
Buradaki tek amaç söz konusu ülkelerin İslam ve
Afrikalı kimliğini yok etmekti.
Cezayir Devlet Başkanı Abdülaziz Buteflika, Setif
katliamının 61'inci yıldönümü sebebiyle yaptığı konuşmada,
Fransa'nın 132 yıllık Cezayir hâkimiyetini “soykırım
yönetimi” olarak niteledi ve Paris'ten özür dilemesini
istedi.
Türkiye’yi direkt olarak karşısına almaya cesaret edemeyen
Fransa Ermeniler üzerinden kuşatma politikasını sürdürüyor.
Ermeni soykırımı iddialarını tanıması için Türkiye'ye baskı
yapan Fransa, kendisine yönelik soykırım iddialarını
görmezden gelmeyi sürdürüyor.
Burnu
kalkık Fransız aymazlığı işte böyle bir şey…
Cezayir 5 Mayıs 1962 yılında bağımsızlığını kazandığında ne
yazık ki Türkiye çekimser oy kullanmıştı da Rahmetli Turgut
Özal bu ayıbı yıllar sonra Cezayir halkından özür dileyerek
gidermişti…
Dış
politikada misilleme çok önemlidir. Eğer bu yasa tasarısı
Fransa’da kabul edilirse en kısa zamanda TBMM; Cezayir’de
yapılan soykırımlar yüzünden Fransa’ya misilleme yapmalıdır.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Sofya’daki NATO Dışişleri
Bakanları toplantısında Fransa Dışişleri Bakanı Phillipe
Douste - Blazy’ye “Ermeni soykırımının asılsız olduğunu
söylersem, beni de mi tutuklayacaksınız” demişti.
Fransa ile aramızdaki ticaret hacmi 10 milyar euro.
Avrupa Birliği’ne girme konusunda Fransa’nın da onayı
gerekiyor. Bunlar dünya hayatının gerçekleri.
Ticari gerçeklerin yanında daha önemli olan bir şey
daha var.
Mutlak hakikatler ve vazgeçilemez onurumuz…
ABD, Avrupa Birliği ve Fransa dâhil hiç kimse vaz
geçilmez değildir.
Başbakan Erdoğan en kısa zamanda Osmanlı arşivleri
üzerinden Ortadoğu, Kuzey Afrika, Balkanlar ve Kafkasya’da
muhtelif devletlerin karanlık geçmişlerini gün yüzüne
çıkarmalıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi onurlu geçmişine yakışan
tepkiyi en kısa zamanda göstermelidir.
Bu anlamsız Ermeni dayatmasından bıktık artık.
SAYFA
BAŞI
Yazarın diğer yazıları:
İkiyüzlü
Fransa
Öfke
Medeniyeti
SAYFA
BASI
|