·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA SMS  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
·  CHAT  
·  NETMEETING  
   
   


  BİR DÜŞÜNCE

              İsmail Altıntaş

 

Is.Altintas@gmx.de

                       
Yılbaşı ve İç Gözlem / Nefis Muhasebesi 

 Üçbin yıllık geçmişinin hesabını yapamayan insan günübirlik yaşayan insandır.( J.W.Goethe), Sofi´nin Dünyası, ( J. Gaarder)

Her yıl olduğu gibi bu yıl da yeni bir yıla barış ve umut dolu beklentilerle girmiş bulunmaktayız.
Tabidir ki, gün, ay ve yıllar, canlılar ve özellikle de insanoğlu i
çin sayılı günlerdir. 

Bazı an ve zamanlar vardır ki, akıl, irade ve şuur/ bilinç sahibi insanı düşünmeye sevkeder. 

İçinde bulunduğumuz şu günlerde henüz geride bıraktığımız yıla veda ederken yeni bir yıla da girmiş bulunmaktayız. Belki birkaç hafta kalemlerimizden veya bilgisayar tuşlarından yanlışlıkla bir önceki yıla ait tarih düşecektir.  

Bilindiği gibi, özellikle yılbaşı kutlayıp kutlamama konusunda iki eğilim vardır. İlki yılbaşının bir hıristiyan geleneği hatta kutsal bir gecesi olduğunu kabul edenler. İkinci eğilim ise birinci eğilimde söz konusu edilen nedenden dolayı  reddedenler. Aslında her iki anlayışın yerine, yılbaşı gecesinin de Allah´ın gecelerinden bir gecesi olduğundan hareket ederek, bu gecede;

-          geride bıraktığımız bir yılın muhasebesini/iç gözlem yapabiliriz,  

-          dua ve tefekkür edebiliriz,

-          yanlış ve eksiklerimizi tesbit ederek telafi etme yollarını arayabiliriz,

-          önümüzdeki yılda aynı hataları yapmamaya karar verebiliriz,

-          yeni yılda neler yapabileceğimiz üzerinde düşünebiliriz.

Toplumların kolay inşa edilmediğini bu satırlara ulaşabilen hemen herkes bilir. 

Toplumları ve milletleri ayakta tutan ve kendi özünden kaynaklanan değerleri olduğunun da bilincindedir. Günümüz modern endüstri toplumlarında, çağlar boyu yeni kuşaklara aktarılan geleneksel değerlerin hızla tüketildiği akl-ı selim herkesin malumudur.

Ne ki, yıllarımızı başkalarını taklit ederek geçirmek yerine, eşitlik psikolojisi içerisinde; huzur ve barış, dostluk ve kardeşlik, hoşgörü, karşılıklı hak ve hukuka saygı, samimiyet ve fedakarlık, af ve merhamet gibi ´değerleri´  içinde yaşadığımız toplumda nasıl tesis etmeliyiz diye iç dünyamızda yeni arayışlara yönelmeliyiz.

Şüphesiz toplumların yüzyıllardan beri taşıdıkları ve korudukları, aynı zamanda bireysel ve toplumsal dokularını oluşturan  dini/ahlaki ve milli değerleri vardır.

Bugün dünyada „çok-kültürlülük/ multikulturel“ olarak tanımlanan bir kavramdan bahsedilmektedir. Bir yönüyle bu kavramın anlamı şudur: „öteki“ ile kendine özgü ´duygusal ve sosyal yapılarını´ (aile kurumuna önem vermek, ana-babaya saygı, akraba ve komşularla iyi ilişkiler içinde olmak, milli ve manevi değerlere saygı gibi) koruyarak, ortak evrensel değerler düzleminde buluşarak, karşılıklı saygıya dayanan bir anlayışla, barış içerisinde birlikte yaşayabilme becerisi.

İster kabul ediniz isterseniz etmeyiniz, bugün toplumumuzun önemli bir bölümü şu veya bu şekilde, bilerek yada bilmeyerek yılbaşı kutlamaları yapmaktadır. Üzülerek ifade emeliyiz ki, toplumumuz ve milletimizin bir kısmı yeni yıl münasebetiyle içki, kumar, sefahat ve tüketim çılgınlığına alet olmaktalar veya en azından katkıda bulunmaktadırlar. Bu durumu asla hoş göremeyiz.

O halde; birey, aile ve toplum olarak (yılbaşı konusunda) tartışmaya girmeden yeni bir yaklaşımla ve farklı bir biçimde (kutlamak demiyoruz) ´ gözlem´ yaparak değerlendirebilir miyiz? Ne dersiniz ?

Mesela bu geceyi alternatif bir anlayışla; eş, dost, arkadaş ve akrabalarımızla birlikte dini, milli ve kültürel içerikli kitap ve dergiler okuyarak, okuduklarmız üzerinde müzakere yaparak; diğer bir ifadeyle, ´okuma gecesi´ olarak değerlendirerek, gelecek yıllara yönelik olarakta bu kültürel aktiviteyi kurumsallaştırabiliriz miyiz? Hem bu sayede dil ve gönül dünyamızı geliştirme yolunda yeni bir adım atmış olmaz mıyız?  

Yazarın diğer yazıları:

Yılbaşı ve İç Gözlem
Üç Aylar ve Zamanın Kutsallığı
Kurban; Aşkın Varlığa Yaklaşmak
Milli ve Manevi Değerler
Aile ve toplumsal iþlevi
Olgun Insan
Ramazan ayýnýn düþündürdükleri


SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

İsmail Altıntaş
Yılbaşı ve İç Gözlem
Mahmut Aşkar
Avrupa şeffaflaşıyor mu?
Sizden Biri
Hangi Baba? Noel Baba!
Muhsin Ceylan

Sevmeme hakkını kullanmak

Dr. Nebil Bozdoğan
Şişmanlık tedavisinde Yenilikler
Üzeyir Lokman Çaycı
Gurbet Çiçekleri
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç
Şefik Kantar
Son ziyaret üzerine
Fikret Ekin
İnsanlığa Kurulan Tuzak
Ismail Tüysüz
Yeşilçamda bir emekci
Latif Çelik
İyi geceler Türkiyem. Rahat uyu…
Ali Kılıçarslan
40 yıl önce 40 yıl sonra
Ramazan Alp
Şiirin yalnızlığı