GÖZCÜ Yakup
Tufan
|
|
yakuptufan@hotmail.com
|
MANEVİ DÜNYAMIZDA ARALIK,
AŞURE VE MUHARREM’İN YERİ
Manevi dünyamızda Aralık, Aşure ve Muharrem çok önemli bir
yer tutar. Bu zaman dilimi içerisinde pek çok büyük olaylar
meydana gelmiş; bizi üzen, bizi düşündüren hadiseler vuku
bulmuştur.
Aralık’ta Şeb-i Arus, Muharrem’de Kerbela ve Aşure’de
Nebiler vardır. Matem var, kurtuluş var, bitiş var,
başlangıç vardır.
Aralık, Miladi takvimin son ayıdır, senenin bitiş ayıdır.
Biz Müslümanlar, biz Türkler için de sanki bir veda aydır.
Yol gösteren, yön gösteren Allah dostlarının tek tek Hakka
yürüdükleri, sevgiliye kavuştukları bir elvedadır bu ay:
Mesnevi-Şerif, Divan-ı Kebir, Fihi Mafif, Mektubat, Mecali-i
Seba eserlerinin müellifi, büyük Allah dostu, hayatını
“hamdım, piştim, yandım” sözleri ile özetleyen
Mevlana, 17 Aralık (1273) günü Hakk’a yürümüştür.
Mevlana bu kavuşmayı bir doğuş günü olarak kabul etmiş ve
buna düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen “Şeb-i
Arus” demiştir...
Tus şehrinde 1058 tarihinde (Hicri 450) doğan büyük İslam
Alimi, aynı zamanda bir felsefeci, bir düşünür ve bir
tasavvufcu olan İmam-ı Gazali, ömrü boyunca gece ve
gündüz demeden hep yazmıştır. O kadar çok kitap yazmış ki,
yazıları ömrüne bölünse, bir güne on sekiz sayfa düşer.
Eserlerinin sayısı 1000’e ulaştığı, Mevduat-ul- Ulum
kitabında bildirilmektedir. En önemli eserlerinden bir de
İhya’Ulum’id-Din, “Dini İlimlerin İhyası” kitabıdır.
Bu büyük alim, hak ve hakikat yolcusu 19 Aralık 1111
günü(Hicri 505) vefat etmiş, Hakk’a yürümüştür...
İstanbul’da 1873 tarihinde dünyaya gelen, milleti ve dinini
çok seven, insanlara karşı çok merhametli ve şefkatli olan,
Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırtmasın diyen,
Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy:
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem,
……………………………………………………..
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırım!
diyen bu büyük hak ve hakikat aşığı, 27 Aralık 1936
tarihinde İstanbul’da vefat etmiş, Hakk’a yürümüştür...
15 Şubat 1932 tarihinde Doğu Beyazıt’da(Ağrı) doğan
sosyolog, düşünür, yazar Ahmet Arvasi, kitaplarında
din, ahlak, eğitim, örf ve ananelerin önemi ve korunması
üzerinde durmuştur.
Arvasi, İslam’ın ırklara bakışı, felsefe, pozitif ilimler,
ideolojiler, bigi ve bilginin kaynakları gibi bir çok konuyu
kitaplarında derinden derine incelemiştir.
Arvasi, bütün bir ömrünü inandığı davasına adamıştır.
Kısacık ömründe: Türk-İslam Ülküsü, Kendini Arayan İnsan,
İnsan ve İnsan Ötesi, Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz,
Şiirlerim, Eğitim Sosyolojisi, Doğu Anadolu Gerçeği,
Emperyalizmin Oyunları, Hasbihal, Devletin Dini Olur mu,
Kadın Erkek Üzerine, İnsanın Yalnızlığı gibi kitaplar
yazmış, eserler vücuda getirmiştir. Ömrünün her safasında
hep konuşan ve hep yazan Ahmet Arvasi, 31 Aralık 1988
tarihinde İstanbul’da vefat etmiş, Hakk’a yürümüştür...
Öte yandan Osmanlı Patişahı Yavuz Sultan Selim Han, 30
Aralık 1517 tarihinde “Kudüs”ü fethetmiştir. Sultan
Selim’in meşhur “Mısır Seferi” esnasında Osmanlı Cihan
İmparatorluğu’na dahil olan Kudüs, tam 400 yıl boyunca
Osmanlı (Türk) hakimiyetinde kalmıştır. 1918 tarihinde
İngiliz işgaline uğrayan Filistin toprakları, önceleri çok
gizlilik içerisinde, sonraları ise açıktan parça parça
satılarak İsrail devletinin kurulmasına zemin
hazırlanmıştır...
Muharrem’e gelince: Hicri Senenin ilk ayı olan Muharrem,
aynı zamanda ‘Şehrulllahi’l- Muharrem’ olarak da
bilinir. Muharrem ayı, İlahi ihsan, kerem, bereket ve feyzin
arttığı, bollaştığı ve çoştuğu bir aydır.
Öte yandan Muharrem’in 10. gününde yani Aşure Günü Peygamber
Efendimizin torunu Hz. Hüseyin (ra) 55 yaşında iken
Sinan bin Enes tarafından Kerbela’da şehit
edilmiştir. Yarım asır öncesinden Allah Resulü’nün haber
verdiği bu olay Hz. Hüseyin’i Cennet gençlerinin efendisi
olma şan ve şerefine yüçeltmiştir.
Şehitler mükafatlarını en yüce kattan almışlardır. Allah ise
zalimlere hak ettikleri cezayı adil bir şekilde verir.
Kader hükmüne boyun eğen müminler, Kerbela Vakasına üzülür,
fakat itidalini ve soğukkanlılığını kaybetmezler. Duyguları
taşkınlıklara ve düşmanlıklara asla çevirmezler...
Ve Aşure: Diğer günlere göre seçkin bir yeri olan “Aşure
Günü”nin kıymetini Fecr Suresinin 2. ayeti olan “On
geceye yemin olsun” ifadelerinden anlıyoruz. Yüce Allah
(cc) bu gecelere yemin ederek onların bereket ve kudsiyetini
bildirmektedir.
Hadis kitaplarından öğrendiğimize göre, bu güne bu ismin
verilmesinin hikmeti, o günde Cenab-ı Hak tarafından on
peygambere on değişik ikram ve ihsan verildiği içindir. Bu
ikram ve ihsanların şunlar olduğu belirtilmektedir:
1.
Allah, Hz. Musa’ya Aşure Gününde bir mucize ihsan
etmiş, denizi yararak Firavun ve ordusundan onu
kurtarmıştır.
2.
Hz. Nuh’un gemisi Cudi Dağının üzerine, karaya Aşure
Günü demirlemiştir.
3.
Hz. Yunus balığın karnından Aşure Günü kurtulmuştur.
4.
Hz. Adem’in tevbesi Aşure Günü kabul edilmiştir.
5.
Hz. Yusuf atıldığı kuyudan Aşure Günü kurtulmuştur.
6.
Hz. İsa o gün dünyaya gelmiş ve o gün semaya
yükseltilmiştir.
7.
Hz. Davut’un tevbesi o gün kabul olmuştur.
8.
Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
9.
Hz. Yakup’un, oğlu Hz. Yusuf’un hasreti dolayı
kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
10.
Hz. Eyyüb hastalığından o gün şifa bulmuştur.
İşte manevi alanda bu kadar manalı ve önemli olan Aşure
Günü, Saadet Asrından beri hep kutlana gelmiştir...
Aralık, Aşure ve Muharrem, biz bu ayları ve günleri iyi
anlamalıyız, iyi kavramalıyız ve doğru analiz etmeliyiz!
Manevi dünyamızda önemli bir yer tutan ay ve günlerden ibret
almayız, ders almalıyız, kendimize gelmeliyiz, fikir ve
tefekkür etmeliyiz...
Aralık, Aşure ve Muharrem, bizi ayıran, ayrıştıran değil;
birleştiren, bütünleştiren günler, aylar olmalı!
Kur’an-ı Kerim’de ifade edilen:“Müminler ancak
kardeştir” (Hucurat: 10).Yine “Hep birlikte Allah’ın
ipine/ Kur’an’a sımsıkı sarılın ve parçalanıp bölünmeyin”
(Al-i İmran 103) emir ve düsturu asla unutulmamalı!
Muharrem ayı ve Aşure gününüz mübarek olsun.
Dinslaken, 16 Aralık 2010/ 10 Muharrem 1432
Yakup Tufan
YAZARIN
DİĞER
YAZILARI:
MANEVİ
DÜNYAMIZDA ARALIK, AŞURE VE MUHARREM’İN YERİ
BANGLADEŞ’DEN
SELAM VAR
PAKİSTAN’DAN SELAM VAR
AVRUPA’DA
RAMAZAN BAYRAMI
SALDIRGAN
İSRAİL VE “MAVİ MARMARA” BASKINI
NRW
SEÇİMLERİ VE TÜRKLER’İN ÖNEMİ
ALMANYA
İSLAM KONFERANSI VE MÜSLÜMAN CEMAATLERİN DURUMU
GÖÇMENLER
VE UYUM MECLİSLER
PARELEL
TOPLUM VE DİN GERÇEĞİ
ALMANYA’DA
FEDERAL SEÇİMLER VE MÜSLÜMANLAR
NRW
MAHALLİ SEÇİMLERİ VE MÜSLÜMANLAR
ALMANYA
İSLAM KONFERANSI VE MÜSLÜMANLARIN MESELELERİ
AVRUPA
BİRLİĞİ VE AVRUPA TÜRKLERİ
WİNNENDEN
KATLİAMI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
BANGALDEŞ’DE
MUSON YERİNE GÜL YAĞMURU
HACCA YOLCULUK HAKKA YOLCULUK
Fransa’nın
İmajı
Uyum
nedir?
SAYFA
BASI
|