SORUNUMUZ
KUŞ GRİBİ DEĞİL
Kümes hayvanlarının
imha şekli ve bu hayvanlara karşı çocuklarımızda
nefretin geliştirilmesi « hak ve hukuk çizgisi dışına
çıkarılmıştır. Bu konuların
uzmanlarını bu konularda açıklama yapmaya,
halkı ve ilgilileri bilgilendirmeye çağırıyoruz.
İlgili ilgisiz her önüne gelen bu konularda demeç
verirlerken ülkemiz için tedavisi oldukça güç, kuş
gribinden çok daha tehlikeli bir tablo çizilmektedir.
»
HEDEFTE
EKONOMİMİZ VAR
« Deli
dana hastalığının yaygınlaşmasından
sonra » Avrupa’da
kümes hayvanlarının tüketiminin arttığını
görüyoruz.
Çin’de başlayan
«kuş gribinin» ise
emperyalist oyunların bir parçası olduğunu
biliyoruz. İşte « deli dana hastalığının
Avrupa’da oluşturduğu olumsuzluklardan sonra »
Türkiye’de
kümes hayvanları yetiştiriciliğinin ön
plana geçmeye başlamasıyla hemen dış güçlerin
harekete geçtiklerini görüyoruz.
Ve Çin’de ortaya çıkan bu hastalık bu sebeple çok
geçmeden ülkemize de sıçratıldı. İster
artan dünya nüfusuna karşı diye düşünün,
isterseniz ekonomik gelişmelerin frenlenmesi veya kontrolü
için geliştirilen bu virüslerin de diğer virüsler
gibi bazı güçlerin oyunu olduğuna dair şüphelerimiz
gelişmelerle doğrulanmaktadır.
HANGİ
BÖLGELER SEÇİLDİ ?
Kuş gribinin yaygınlaştığı
illerimizin konumunu hiç düşündünüz mü? Gerek bugünkü
yönetim olsun gerekse dış güçler olsun
uzun süreden beri aynı bölgelerde bizim hangi konularda
ve nasıl dikkatlerimizi çekmişlerdi?
KUŞ
GRİBİYLE YAPILMAK İSTENENLER
MHP
Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır’ın
Türkiye’de "kuş gribi virüsü"nden
bahsetmenin cahillik olduğunu söylemesi de önemli bir açıklama...
AKP’nin gündemi değiştirmek için "kuş
gribi" iddialarını ortaya attığını
savunan Şandır, "Göçmen kuşlar 90 gün
önce, Eylül ayında ülkemizi terk etti. Sıfır
derecede saklanınca en fazla 40 gün yaşayan virüs
kümes hayvanlarına şırınga ile mi verildi?"
diyor (07.01.2006).
Kuş
gribiyle ölen insanlarımızın sayısı
diğer hastalık veya olaylarda ölenlerin sayısından
daha fazla olduğu için mi bu konu abartılıyor?
Yoksa
ülkenin sorunları bilinerek başka yönlere mi kaydırılmaya
çalışılıyor?
°
Sadece
Ünlü kalp hastanesi Siyami
Ersek’te yetkililerin açıklamalarına göre 2005 yılı
içerisinde, yani bir yılda ölümcül
« Mrsa
hastane virüsü »
kapan tam 5 hasta öldü.
°
Yılda 22 000
kişinin veremden öldüğü görmemezlikten
geliniyor.
°
Sigara sebebiyle ülkemizde günde 300 kişinin öldüğünden
bahsedilmiyor.
°
2005 yılının sadece 10 ayında
trafik kazalarında ölenlerin sayısının
3000 olduğu hiç önemsenmiyor.
Halbuki
kuş gribinden ölenlerin sayısı ülkemizde
20'yi geçmiyor!
MİLLİ
HASSASİYETLERİMİZ ZAYIFLATILIYOR MU?
Batı
ülkelerinde her gün kuş gribinden bahsedilerek gerek Türk
turizmi gerekse, ticaret ve ekonomimiz hedef alınarak
uzun süre toparlanamayacağımız şekilde
propaganda malzemesi haline getirilmektedir.
Fransız
«
TF1
televizyonu »
kuş gribi nedeniyle Türkiye’ye bir ekibini göndermiş.
Kuş gribi mana edilerek gidilen ülkemizde kurban bayramıyla
ilgili sokaklardaki kurban kesimlerinin görüntülendiğini
bizzat bugün ana haber bültenlerinde gördüm (10.01.2006).
Deneyimli bu televizyon yarın bir gün bu konuyu ve görüntüleri
teferruatlı bir program haline
getirip ülkemiz aleyhinde gösterirlerse şaşırmayın.
«
Perişan
kılık ve kıyafetleriyle seçilen insanlarımızda
olumsuzluklar arandığını »
tespit
ettiğim bugünkü haberde kameramanın da bir zenci
olması dikkatimi çekti.
ULUSAL
ÇIKARLARIMIZ TEHDİT ALTINDA
AKP
hükümetinin
de
üzerlerinde yoğunlaşan olumsuzlukları
bertaraf etmek için kuş gribi konusunu kendilerine
siyasi malzeme olarak ele aldıklarını ve
milli hedefleri ve ulusal çıkarlarımızı
bir kenara ittiklerini görüyoruz.
Ziraat
ve hayvancılık ülkemizde ciddi
tehdit altında!
Bu alanındaki oyunlar ve bu yöndeki boyun eğmeler
açık açık gözlerimizin önünde cereyan ediyor.
Sağlık
Bakanımız televizyondaki açıklamalarında «
bu asırda
artık köy yumurtasından falan bahsetmeyin »
diyor. O biliyor mu ki Fransa gibi batı ülkelerinde en
kaliteli ve pahalı yumurta gibi ürünlerin köylerde
yetiştirildiğini?
Köylümüzün nereye ve hangi şartlara götürülmek
istendiğini bana açıklayabilecekler mi?
Sorunların temeline inmek yerine neden böyle ucuz yollar
öne sürülüyor?
Bilmem kendilerine görevlerini hatırlatmamıza gerek
var mı? Tecrübesiz insanlardan oluşan kadrolaşmalar
yerine siyasi yapılanmayı,
politik ayırımcılık yapmadan ;
daimi,
idari ve bilimsel kadrolara bıraksalar yaptıkları
tavsiyelerden daha etkili olacaklarına inanıyorum.
Hastanelerde yaşanan son
olaylar ise bu yönde
bize bazı gerçeklerin ve sorumlulukların
gizlenemeyeceğini gösteriyor.
Paris
– 10.01.2006
SAYFA
BAŞI
Yazarın
diğer
yazıları:
Yozlaşma
veya Yozlaştırma
Gurbette
Vatan Sevgisi
SAYFA
BASI
|