A vitaminini unutmayın! Mevsim meyvesi gibisi yok. Strese son vermenin 15 yolu Kendinizi değil kilonuzu yakın
·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  YAZARLAR  
·  SÖYLEŞİ  
·  EKONOMI  
·  KADIN & YAŞAM  
·  MUTFAK  
·  SPOR  
·  ÇOCUKLAR/OYUN  
·  FIRMALAR  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
   
   



Devlet Bakanı Prof. Mehmet Aydın’ın Başdanışmanı Sait Yusuf’la Söyleşi:

Batı Avrupa Türklerinin göç tarihinde bir ilk olarak kayıtlara geçecek olan “1.Avrupa Türk Dili Kongresi”ne Avrupa’nın değişik ülkelerinden
davet edilen Türk sivil kitle kuruluşları, Bulgaristan ve Yunanistan Türk Azınlık Temsilcileri, Almanya siyaseti ve akademik hayatından temsilciler Frankfurt’ta iki gün boyunca Batı Avrupa Türklerinin Anadil Meselesi’ni masaya yatırdılar. Avrupa Türk-İslam Birliği (ATİB)’in de üyesi olduğu, Almanya Türk Vatandaşları Konseyi (RTS) tarafından gerçekleştirilen kongrenin tarafımızdan teklif edildikten sonra hayata geçirilmesinden de (birtakım eksikliklerine rağmen) bu coğrafyada yaşayan Türkler adına mutluluk duyduk.

Türkiye’den gelen misafirleimizin bazılarıyla yaptığımız ayak üstü söyelşilerimizden iki tanesini aşağıda okuyabilirsiniz.


Ömrünü Türk Dili Türkçe’ye adamış bir mütefekkirimiz Şair-Yazar Yavuz Bülent Bakiler ile Söyleşimiz


Mahmut Aşkar: Sait Bey, 1.Avrupa Türk Dil Kongresi’ne katılmak üzere Türkiye’den buraya geldiniz. Sizin de takip ettiğiniz gibi Hessen Eyaleti Başbakanı sayın Koch, Frankfurt Belediyesi temsilcisi, bazı eyalet milletvekilleri, T.C. Frankfurt Başkonsolosu ve dil konusunda uzman Alman akademisyenler konuştular. Biz bu kongreyi gerçekleştirmeğe karar verdiğimizde, niyetimiz; Avrupa’da yetişen nesillerimizin anadilden kaynaklanan dilsizlik, kültürsüzlük, uyumsuzluk ve kimliksizlik gibi meselelerine uzman kişilerin de katkılarıyla çözüm yolları aramak, bu hayatî meselemizi Türk ve Alman kamuoyuna duyurabilmekti. Bu konudaki hareket noktamız; “kendini bilmeyenin başkalarını bilmesi mümkün değildir”di. Bu konuyla ilgili düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Sait Yusuf: Öncelikle teşekkür ediyorum. Davet edildiğimizde, konunun başlığını görünce heyecan duydum. Konunun uzmanı olmamakla beraber, milletiyle ilgili olumlu gelişmelerden sevinç, olumsuzluklardan da üzüntü duyan, milletini seven her Türk gibi ben de Avrupa’daki Türklerin ekonomik ve sosyal şartlarıyla yakından ilgilenen birisi olarak konuyu burda görmek, izlemek fırsatı bulurum, kendime katkıda bulunur heyecananıyla geldim. Sabahki konuşmalardan faydalandım ve ciddi manâda konular görüşüldü. Tabii burda toplantının ana fikri, benim gelirken düşündüğüm, sizin söyledikleriniz istikametindeydi. Yani, Almanya’da yaşayan Türklerin burada yaşadıkları gerçeğiyle hareket ederek, millî kimliğini, dilini ve kültürünü koruyarak, geleceğe daha emin ve güçlü adımlarla gitmesini düşündüğüm bir toplantıydı. Sabahki konuşmalar Alman yetkililerin daha çok siyasî ağırlıklı konuşmalarıyla geçti. Yani öğleden önceki kısım, daha çok resmi ve protokol konuşmalarıydı. Bu resmî ve protokol konuşmalarında ben (kişisel anlamda söylüyorum) umduğumu bualamadım. Umduğumu şöyle bulamadım; herkes kendi tezini söylüyor elbette..



Mahmut Aşkar: Ne bekliyordunuz?


Sait Yusuf: Benim için, siz de özetlediniz, önemli olan buradaki Türk varlığının muhafazası, geliştirilmesi ve güçlendirilmesi. Bu, Alman kültürüyle, Alman kimliğiyle Almanya’da yaşayan çoğunluk unsurun varlığıyla çelişen bir durum değil.Onlarlalarla uyumlu, ama kendi ayakları üzerinde duran bir Türk kimliği. Bizim gördüğümüz, gözlemlediğimiz kadarıyla, bu serüven aşağı-yukarı elli yıl önce başladı. Almanya’ya ilk işçi göçüyle başlayan serüven, önceleri gelenler dönmek üzere, Türkiye’ye biraz döviz götürmek üzere gelmişlerdi. Ama yıllar gösterdi ki artık bu nesil dönmeyecek. Türkiye’yle de ilişkilerini sürdürmekle beraber, artık Almanya’da yaşayan, belli bir rakama da ulaşan Alman vatandaşılığına geçmiş bir Türk topluluğu var. İlk kuşakta Almanca bilmemekten kaynaklanan uyum sorunu vardı. Benim bugüne kadar buraya gelemeden önce,  buradaki akraba çevremde de gözlemlediğim; artık Almanca probleminden ziyade Türkçe’nin unutlduğu ya da yeterince öğretilmediğinden kaynaklanan problemlerin olduğunu biliyordum. Fakat bugün burada gördüm ki, yine bu yeterince görülmemeiş, Almanca’nın uyum için şart olduğu, ama yin de aileler verebilirlerse Türkçe de versinler gibi bir resmi tavrın sergilendiğini gördüm. Almanaya’da yaşayanların çok haklı olarak, Almanca bilmeden uyum sağlanamayacağı tesbiti doğrudur. Bu vurgu özellikle yapıldı ama bunun yanında Türkçe’nin de teşvik edilmesi, geliştirilmesi vurgusunun da yapılmasını ben özellikle beklerdim.



Mahmut Aşkar: Efendim çok teşekkür ederim.

 

Mahmut Aşkar
Bu Vebal Kimin?
Bilgiye muhtacız, bilge başımızın tacı... Lâkin arınmış, durulmuş bilgi ve arındıran bilge! Devam
Yakup Yurt
14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ VE 3S KURALI…
Gül-diken bütününde esas olan güldür.
Devam
Hidayet Kayaalp
OYNAMADAN GÜLEBİLMEK
„Gülelim-oynıyalım“  şeklinde deyim üreten belki de az millet bulunur yeryüzünde. Devam
Ali Kılıçarslan
TÜRKİYE GÖÇ VAKFI
Göç hareketi yarım yüzyıllık bir süreçten sonra, özellikle göç edilen ülkelerde yeni bir boyut kazanmıştır. Devam
Ozan Yusuf Polatoğlu
Bitlis’de 5  Minare  İsviçre’de 4 Minare
İsviçre’nin Müslümanların yaşamadığı çok kenar çevrelerden yüksek oranda minareye hayır oyları çıkmış, yoksa minareyi çok başka bir şey mi sanıyorlar fıkradaki gibi… Devam
Muhsin Ceylan
Eğitim masallı uyum yalanları...
Günümüzdeki uyumla alakalı sıkıntıların sebeplerinin mevcut kanun ve uyugulamalar olduğunu Sayın Bakan bilmez mi? Devam
Leman Kuzu
SEVGİ  ZAMANI!..
SEVGİ  İNSANLARA VERDİĞİNİZ SÜRECE SEVGİDİR...   Devam
Yakup Tufan
GÖÇMENLER VE UYUM MECLİSLERİ
Almanya’da gerçekleşmesi arzu edilen gerçek bir uyum, ançak -gerçek bir demokratik hak- ve -eşitlik ilkesi- ile elde edilebilir. Devam
Orhan Aras
KIRMIZI GÜL
Ama hangimiz şimdiye kadar güzel öğütlere kulak vermişiz ki? Hangimiz bile bile hayatımızda pişmanlıklar yaşamamışız ki?
Devam
Prof. Dr. Hacı Duran
İsrail'in Arapları, Ermenistan'ın Türkleri
Türkiye ile Ermenistan'ın Zürih Protokolü çerçevesinde yeni bir süreci başlatması, barış adına iyi bir gelişmedir. Devam
M. Ali Aladağ
Kötüler ve İyiler
Adam doğan güneşe sırtını çevirdi, batacak güneşten yana yüzünü döndü. Devam
Üzeyir Lokman  Çaycı
Bu adam senin baban
Ay yıldızlı bayraklar da yıllar sonra yine devletin asil güçleriyle birlikte bölgede yerlerini almışlardı. Devam
Ayten Kılıçarslan
Köpekler ve İnsanlar
Hepimiz farklı zaman ve mekânlarda keşke dedik. Hem de bir defa değil binlerce kez söyledik…
Devam
Nurdoğan Aktaş
Türkçe Konuşulan Yerler İstanbul’dur
Tofiq Abidin
RAŞİT DEMİRTAŞ a  UĞURLU YOL
İsmail Tüysüz
BİZDEN ÖNCE MASALLARIMIZ GELMİŞ
Doğan Tufan
Bizans Oyunlarına dikkat