
Başbakan’ın Kosova seferi
Osmanlı
İmparatorluğu’nun büyüklüğünü ve değerini hakkıyla anlamak
isteyen Balkanlar tarihini okumalıdır.
“Şahane- i Al’i
Osmanî”; Meriç nehrinin öte yakasında yüzyıllar boyu
sürecek medeniyet ışıklarını Avrupa kıtasına taşımıştır.
Balkanlardaki
Osmanlı eserleri ve Müslümanlaşan topluluklar nasıl bir
ecdadın torunları olduğumuzu çok açık bir şekilde gözler
önüne sermektedir.
Osmanlı’nın 1912
yılında boşalttığı topraklarda “kan ve gözyaşı” hüküm
sürmeye başladı.
Slobodan Miloşeviç
1989 yılında Sultan Murat türbesinin karşısındaki Gazi
Mestan sahrasında yüz bin Sırp toplayarak miting yapmıştı.
Sultan Murat’ı şehit eden Miloş Obiliç’in anısına bir anıt
dikmişti. Yugoslavya’nın sonunu getiren bu kaçınılmaz yok
oluş süreci Kosova’da ateşlenmişti.
Sosyalist
Yugoslavya’nın dağılma sürecinde sırasıyla Slovenya,
Hırvatistan, Bosna Hersek, Makedonya ve Karadağ ayrılarak
bağımsızlık ilan ettiler. Savaş olmaksızın bağımsızlık ilan
eden ülkelerin yanında Müslüman Boşnakların ülkesi Bosna
1992- 1995 yılları arasında savaş ve katliamlara sahne oldu.
Ardından Kosova’nın
Müslüman Arnavut halkı, Türk ve Boşnaklarla beraber
ülkelerinden sürüldüler. Etnik soykırım ve katliamlara maruz
kaldılar.
NATO müdahalesi
ardından ülkelerine dönen Arnavutlar yakılmış ve yıkılmış
Kosova ile karşılaştılar.
Her yönden insani
yardıma muhtaç Kosovalılar Vatikan ve Katolik dünyasının
misyoner faaliyetlerine maruz kaldılar. Öyle ki 5000 (beş
bin) Hıristiyan misyoner 2 milyon nüfuslu Kosova’nın her
yanında açıktan faaliyet göstermeye başladı.
%90 ı Müslüman olan
içinde Boşnak ve Türklerin azınlık olarak yaşadığı
Osmanlı’nın Kosova vilayetinin yaklaşık 20 yıllık gelecek
perspektifinde toptan Hıristiyan yapılması projesi Vatikan
tarafından hayati önemdedir.
Diğer yandan 10.887
kilometrekarelik Kosova’da ABD ve AB’nin emperyalist ve
kalıcı emelleri belirgin olarak görünmektedir.
Osmanlı
için hayati önem arz eden, Balkanlar ve Avrupa’nın kilidi
sayılan Kosova’nın ülkemiz açısından stratejik önemi halen
devam etmektedir.
1425- 1448
tarihleri arasında Vatikan Papası II. Clement tarafından
desteklenen İskender Beg liderliğindeki Katolik Arnavutlar
Osmanlıya karşı savaştılar.
İngiltere, Fransa
ve İtalya; Katolik Arnavutları Osmanlı’ya karşı kışkırtarak
Osmanlı ile arasında emniyet kalkanı örmek istemiştir. Aynı
senaryo 600 yıl sonra bu sefer Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı
tekrar uygulamaya konulmuştur. Şimdi de istenen şey aynıdır.
Arnavutlar ile
Türkler arasına nifak tohumları ekerek tarihi hesaplaşmayı
gerçekleştirmek.
Bu tablonun diğer
bir adı “haç”ın “hilal”e galebe çalmak
istemesidir.
Bütün bunları neden
mi tekrar ettim?
“Hilal”i
temsil eden Sultan Murat Hüdavendigar Hazretleri Kosova
sahrasında şehid oldu ve Şehid olduğu yerde bir türbe
yapıldı.
Kültür ve Turizm
Bakanlığı’nın çabalarıyla tamiratı yapılan türbenin açılışı
Mart sonunda yapılacaktı ancak Kosova Devlet Başkanı İbrahim
Rugova’nın ölümü sebebiyle açılış ertelenmişti.
Yenilenen türbenin
açılışı 14 Haziran 2006 tarihinde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın
katılımı ile yapılacak. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bu törene
katılma kararı alması takdire şayandır.
Bu isabetli karar;
Balkanlardaki Müslüman toplumlara ve Türkiye’de yaşayan
Balkan muhacirlerine güç, destek ve moral vermiştir.
Sembolik değeri çok
yüksek olan bu törene Kosova’da yaşayan bütün Türkler zaten
katılacaklardır.
Bosna, Sancak ve
Kosova’da yaşayan Müslüman Boşnakların törene katılmak için
çalışma yaptıklarını duydum. Özellikle Makedonya’da yaşayan
Türklerin de bu törende orada bulunmaları gerekir.
Her şeyden önemlisi
Türkiye’de yaşayan ve Balkanlar ile bağlantısı bulunanların
bu törene katılmaları çok önemli.
Azımsanmayacak
bir “muhacir” nüfusu olan şehrimizin Büyükşehir ve
Merkez Belediye Başkanları bu törende soydaş Türklere ve
Kardeş Arnavutlara destek vermelidir.
Adapazarı Ticaret
ve Sanayi Odası Kültür Komisyonu’nu görevlendirerek
Kosova’daki bu törene en azından bir temsilci göndermelidir.
“Kosova”, Polonya “iş gezisinden!” daha az
önemli değildir.
Sakarya’daki
derneklerin bu konuda bir çalışma içinde olmamaları üzüntü
vericidir.
Adnan Uyumaz,
Rumeli Türkleri ve Göçmenleri Federasyonu Başkanıdır. DYP’ne
yakınlığı ile bilinen Uyumaz milliyetçi ve mukaddesatçı
olduğunu her fırsatta söylemektedir. Türk Arnavut Kardeşliği
Derneği Başkanı Ömer Çimen 12 yıldır dernek başkanıdır ve
sesi çıkmamaktadır.
Ayinesi iştir
kişinin lafa bakılmaz. Kosova 2006 yılında yol ayrımındadır.
1912 yılında “fiziken”
elimizden çıkan Kosova, 2006 yılında “ruhen ve zihnen”
bizden kopartılırsa milliyetçi geçinenlerin vatan millet
edebiyatı yapmaları fayda vermez.
Önden giden Osmanlı
atları, yeni nesil takipçilerini beklemektedirler.
Vatikan, ABD, AB ve
Sırplar’ın gözü ve kulağı 14 Haziran’da Kosova’da olacak.
Kosova’daki
vazgeçilmez değerlerimiz adına biz de orada olacağız.
Teşekkürler Sayın
Başbakanım.
SAYFA
BAŞI
Yazarın diğer yazıları:
Başbakan’ın
Kosova seferi
Paradoks
ülkesi…
Aynadaki
yüz…
İkiyüzlü
Fransa
Öfke
Medeniyeti
SAYFA
BASI
|