
SAKARYA - BALKAN BULUŞMASI
(1)
Adapazarı Uluslararası Balkan Buluşması geçen hafta sonu
kentimizde yapıldı. Buluşmanın afiş logosu tarihi Mostar
Köprüsüydü. “Köprü”, Türkiye- Balkanlar
ilişkilerinde kardeşlik ruhunu tanımlayan en doğru kelimedir
sanırım. Balkanların sekiz ülkesinden gelen değerli
misafirlerin katılımı ile geleceğe dönük çok önemli bir adım
atmış olduk.
Balkanlarda kritik yerlerde görev yapan Arnavut, Boşnak ve
Türk yetkilileri aynı masa etrafında ortak bir gelecek
inşası için bir araya getirdik. Irkların ve dillerin sorun
değil sadece ve sadece zenginlik olduğunu dost düşman
göstermiş olduk.
Büyükşehir Belediyesinin önderliğinde gerçekleştirdiğimiz
Balkan buluşmasının matematiksel sonuçlarını kestirebilmemiz
mümkün olmayabilir ancak inandığım bir şeyi sizlerle
paylaşmak istiyorum.
Bu tip toplantılarda genel bir alışkanlık vardır. Toplantı
sonuçları ortak bir bildirge ile açıklanır. Biz bunu
yapmadık çünkü kent meydanında kürsüye çıkan Bosna,
Kosova, Sancak, Karadağ, Arnavutluk, Makedonya, Bulgaristan
ve Yunanistan- Batı Trakya’dan gelen misafirlerin omuz
omuza halkı selamlamaları ve “hasretin gözyaşları” en
büyük deklarasyondu.
Balkanlar ve Türkiye: Ortak Geleceğimiz konulu çalıştaya
davet ettiğim dostum Hakan
Albayrak’ın söylediği gibi bizim
tek bir sonuç bildirgemiz olabilirdi ve biz de onu yaptık.
Balkanlarda yaşayan Arnavut, Boşnak ve Türklerin
aralarındaki ihtilaflar, kartondan duvarlardı. Bizler
kardeştik ve bizi birbirimize düşman kılmak isteyen her
türlü dayatma ve telkinleri paçavra gibi yırtıp atmış olduk.
Balkan Buluşmasına katılan misafirlerimiz hakkında aslında
yazılacak o kadar çok anekdot var ki hangisini yazacağımı
bilmiyorum. Dört gün boyunca yer yer Arnavutça, Boşnakça,
İngilizce ve Türkçe paylaştığımız duygu yoğunluğu ve
potansiyel stratejik imkânlarımızı yeri geldiğinde sizlerle
paylaşacağım.
İnanın ki Türk insanı açısından Balkanlarda yaşayan
kardeşlerimizle anlaşmak için dil bilip bilmediğiniz hiç
önemli değil. Dil bilgisinin kifayet etmediği anlarda “gönül
dili” konuşmaya başlıyor. İşte o an ortak kimliğin, “ırk
aidiyeti” olmadığını bizleri birleştiren en önemli
faktörün İslam Kardeşliği olduğunu anlıyorsunuz.
Farklı coğrafyalarda yaşayıp, farklı dilleri konuşan
insanları kardeş kılan Allah’a, sonsuz ham ve sena olsun.
Sırbistan sınırları içerisinde kalan gözbebeğimiz Sancak’ın
Müftüsü Muammer Zukorliç Balkan dengeleri açısından
çok önemli bir lider. Karizmatik yapısı, mücadele azmi ile
liderlik karakteri birleşince Sancak’ta Sırbistan’ın
dikkatini üzerine toplamış. Allah, O’nu muhafaza etsin,
başarılarını arttırsın.
Sancak İslam Birliği Başkanı olan Müftü Zukorliç, kimsenin
ihtimal vermediği bir şeyi Allah’ın izni ve yardımı ile
gerçekleştirmiş. Bir anaokulu, üç lise, bir medrese ve
üniversite kurmuş. Sırbistan sınırları içerisinde yer alan
bu üniversite’de okuyan dört bin öğrencinin %40’ının Sırp
olması ilginç. Sırp çocukların bu üniversitede Sancak
Müslümanları birlikte eğitim almaları, dostluk kurmaları
gelecek dönemde Sırplar arasında bir İslamlaşma sürecini
tetikleyebilir. Muammer Zukorliç; şimdi de Sancak
Müslümanlarının kendi aralarında ve dünya kamuoyunda
iletişimini arttırmak için uluslar arası bir TV kanalı
kurmaya çalışıyor.
Sırbistan bu gelişmelerden rahatsız oldu ki, Sancak
Müslümanlarını 15 yıldır temsil eden Zukorliç’i bertaraf
etmeye çalışarak Âdem Zilkiç’i resmi müftü olarak
atadı. Sancak Müslümanlarını bölmeyi amaçlayan bu siyaseti
kabul etmeyen halk büyük bir tepki göstererek Müftü
Zukorliç’e sahip çıktı. Yunanistan’da aynı fitne girişimini
ve siyasi çalımı Gümülcine seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif’e
karşı uygulamıştı.
Her zaman söylüyorum. Ülkemizin Balkanlar konusunda yapması
gereken ilk iş doğru adamlarla işbirliğine gitmesidir.
Siyasi mevtalar ve kukla müftüler ile işbirliği yapmak
Türkiye’nin Balkan halkları nezdinde imajına zarar
vermektedir. Belgrat politikalarına sessiz kalarak, karşı
politikalar geliştirmemek sadece ülkemize değil, Balkan
Müslümanlarına ve Balkan barışına pahalıya mal olacaktır.
Özel ulakla evrak gönderip Kosova’yı resmen tanıyan ilk ülke
olan Türkiye, henüz Priştina’da Büyükelçilik açmamıştır. “Türkiye,
Kosova Büyükelçiliğini açmak için neyi beklemektedir”?
Bu mütereddit politikaların karşı tarafta Türkiye ile ilgili
kuşkulara sebep olduğu unutulmamalıdır.
Adapazarı Balkan Buluşması’na davet ettiğim Vushtrri
Belediye Başkanı Bajram MULAKU meclisinden aldığı
yetkiyle Sakarya Büyükşehir Belediyesi ile kardeşlik
protokolü imzalamak için talepte bulundu. Türkçeyi resmen
kabul eden altıncı şehir olan Vushtrri Belediye Başkanı ve
Belediye Meclis Üyelerine buradan teşekkür etmek isterim.
Osmanlı Medeniyetinin izlerini taşıyan ve desteğe ihtiyacı
olan Vushtrri kentinden gelen bu talebi yerine getirmek
kardeşlik görevimizdir.
Büyükşehir Belediyesi Meclisinden çıkmasını beklediğim
Vushtrri Belediyesi ile kardeşlik protokolü Adapazarı
Uluslararası Balkan Buluşması’nı anlamlandıracak en önemli
sonuçlardan biri olacaktır.
Devam edecek… Yarın: Buluşmanın Karadağ ve
Arnavutluk kanadı…
Yeni Sakarya Gazetesi, 18 Haziran 2008
SAYFA
BAŞI
Yazarın diğer yazıları:
SAKARYA
- BALKAN BULUŞMASI (1)
Aşk
olsun
Doğu
Bosna'da Ezan Sesleri
Boşnak
Gecesi
İyilik
Köprüsü SAKVA
Kosova
Arnavutları ve Türkçe
Alauddin
Medresesi – Kosova
Kosova
İslam Birliği
Serdivan
Recep
Aco’nun Hikâyesi
Urime
Pavaresia e Kosoves
Nasıl
bir ülke
Zincirden
kolyeler
Başbakan’i
dinlerken
CHP
ve MHP üzerine
Bosna
ve Alija
Şah
ve piyonlar
Cumhur’un
cevabı
SAÜ
Rektörü Sn. Mehmet Durman’a Açık Mektup
Akıl
Tutulması
Uludağ
Zirve notları (II)
Uludağ
Zirve notları (I)
Filistin
Maden
Deresi
Kutsal
İttifak
Susma
Vakti…
“Edeb,
ya Hu”!
Sapanca
Şiir Akşamları
Başbakan’ın
Kosova seferi
Paradoks
ülkesi…
Aynadaki
yüz…
İkiyüzlü
Fransa
Öfke
Medeniyeti
SAYFA
BASI
|