·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA SMS  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
·  CHAT  
·  NETMEETING  
   
   


  Din ve Toplum

      Yrd. Doç. Dr. Fazli Arabacı

 

arabaci@turkpartner.de


Eğitimsizlik mi Kader mi?

            Eğitimsizlik yüzünden ya da belirli sosyal, siyasî sebeplerden dolayı ihmal edilen insanımızın içine düştüğü çeşitli  sefaletlerin aceba ne kadar kaderle ilişkisi vardır? Burada suçlu olan kader mi yoksa eğitimi belirli aşamalarda kabiliyetlere göre düzenlemeyip, farklı alanlara yönlendirmeyerek ferdî kabiliyet ve özel teşebbüs imkanlarının önünü tıkayan sorumlularda mı? O halde bir zihniyetin oluşması, dinî olarak ifadelendirilmesi, görüldüğü gibi tek yönlü değil, sosyal hayatın değişik alanlarda eksik bırakılan yönleriyle de ilgilidir. 

            Çalışma hayatının zihniyet yönlerini ele alırken  dikkate alınması gereken diğer bir husus müslüman toplumlarda ferdiyetçi bir yapının geliştirilerek sürdürülememesidir.  İslam öncesi  Arabistanda kabile içinde eriyip giden ve  sadece hep birilerine dayanmakla varlığını ortaya koyabilen insana  "birey olma" ve müslümanca "şahsiyet oluşturma" yollarını gösteren İslamın temel ilkelerinin bugün ihmal edilmesi, günümüz müslümanında olması gereken "müteşebbis ruh"un ya da kendi kendine "var olma" anlayışının önlerini tıkayarak hep birilerine muhtaç olmayı gerektirmiştir. 

            Bunun yanında geleneksel olarak aileden eğitime varıncaya kadar yetişme tarzımızın ve sosyalleşme süreçlerinin hep otoriter bir yapıya bağlı olması ve en önemlisi  sosyal ilişkilerin tıpkı Allahla kul arasındaki ilişki gibi dikey olarak düzenlenmesi, şahsiyeti silik, kendi kendine var olamayan kişiliklerin oluşmasına imkan sağlamıştır.  Bu durum iş hayatında hep başkalarından, örneğin devletten, babadan diğer yakınlardan bir yardım bekleyen, ama bir türlü kendi özel girişimleriyle başarıya ulaşma gayreti gösteremeyen anlayışı artırmıştır.

            Toplumun oluşturduğu sosyal hayatın önemli bir bölümünü  teşkil eden çalışma alanının genişlemesi, ilerlemesi ve önemli adımların atılması için

            1-Kendi yeteneğini ortaya koyabilen ferdiyetçi bir yapı
            2-Çalışma hayatında akılcı ve bilinçli yaklaşım
            3-Boş zamanlarını öldürmeden düzenli ve çok çalışma
            4-İyi bir tasarrufçu olma gibi temel prensipler                
                yerleştirilememiştir.

           Çalışma hayatına etki eden bu prensiplerle ilgili İslamın getirdiği ilkeler dikkate alınmadığından, günümüz müslümanının çalışma hayatıyla ilgili  anlayış  problemli  hale geldiği gibi, bu problemin dinden kaynaklandığı şeklinde yanlış bir yargıya da gidilmektedir. Oysa Kur'ana ve Hz. Peygamberin tavsiyelerine baktığımızda böyle bir yargıya varmanın mümkün olmadığını görüyoruz. 

            Çünkü her şeyden önce İslam insana sorumluluk yüklemiş, onu dünyada hüküm ve tasarrufta bulunmaya yetkili kılmış[1], ferdî kabileyetlere göre  farklılaşmayı tabii kabül ederek, bunu toplumda iş bölümünün, sosyal hareketliliğin ve ekonomik faaliyetlerin canlılığının temeli saymıştır: (İnsanları derecelendirdik ki birbirleriyle iş görsünler)[2]."İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır"[3] derken ondaki üretici güce yani emeğe büyük bir önem vermiş,  emeği erkek ve kadın arasında fark gözetmeksizin maddî ve manevî yönleriyle ele alarak, insanın sorumluluğunu biçimlendiren ve kıymetini tayin eden bir unsur haline getirmiştir.

            Görüldüğü gibi Kur'an ve Hadis'in ortaya koyduğu gerçekler çalışma hayatını teşvik edip, dinamik kılarken, bunların yanlış yorumu ve bu konuda yanlış bilgiler,  ekonomik faaliyetleri ve buna bağlı olarak gelişme çizgisini önemli derecede etkilemektedir.  Halkın dini inançlarıyla oluşturduğu zihniyetin ülke ekonomisi ve kalkınmasıyla ilişkilerini ele alan çalışmalara bakıldığında bu durumla ilgili önemli sıkıntıların olduğu görülmektedir. Ancak  bu alandaki çalışmaların yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir.  Bu alanda yapılacak çalışmalar sonucu elde edilecek bulguların,  din eğitimi ve din hizmetlerine yansıtılmasıyla önemli mesafelerin alınacağına gönülden inanıyoruz. Ancak bunun için ilgili, etkili ve yetkili kurumların mevcut ya da oluşturulacak projelere destek vermeleri, proje sahipleri ile işbirliğine girmeleri  elzem görünmektedir.   



[1]Mülk, 15.

[2] Zuhruf, 32.

[3] Necm,39-40; Enbiya 94.

SAYFA BASI



Yazarın diğer yazıları:

İnançlarda ve düşüncelerde yanlışlıklar

İslamda çalışma hayatı

Din Anlayışımıza Dair

Selam

   
SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Editör'den

Hedef

Fazlı Arabacı
Eğitimsizlik mi 
Kader mi ?
Muhsin Ceylan
Tiyatroyu seven muhafazakarlar
Üzeyir Lokman Çaycı
Yargılanmışım
Sizden Biri
Bu çocuklar nereye gidiyor
Mahmut Aşkar
Hergün on muharrem her yer kerbela
Ismail Tüysüz
Milli kültürümüz de nevruz
Fikret Ekin
Kaşınan ve Kaşıyanlar
İsmail Altıntaş
Kurban; Aşkın Varlığa Yaklaşmak
Latif Çelik
İyi geceler Türkiyem. Rahat uyu…
Şefik Kantar
Önemli bir başarı !
Ali Kılıçarslan
40 yıl önce 40 yıl sonra
Ramazan Alp
Şiirin yalnızlığı
Abdullah Güler
Ahmet'in Hikayesi