·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
   
   


AYNA
                                                                               Prof. Dr. Ümit Özdağ
 
bilgi@umitozdag.com



Farklı Bir Kürt Projesi (mi)?

Türkiye'nin milli devlet yapısının çözülmesi sürecine koşut olarak çok yoğun bir tartışma da yaşanıyor. Ortaya "çözülmenin" nasıl gerçekleşmesi gerektiği konusunda farklı tezler atılıyor. Radikal gazetesi başyazarı İsmet Berkan'ın da ilginç tespitler de bulunduğunu görüyoruz. "Ben bu konularda uzman değilim ama sağdan soldan bildiğim bazı eşitlik sağlama mekanizmaları var. Mesela, Türkiye''de bir etnik kökenden gelenlerin ezildiğini, ikinci sınıf muamele gördüğünü düşünüyorsak, o etnik kökene bir süre için biraz iltimas geçerek eşitliği sağlamaya çalışabiliriz. Diyelim, üniversiteye girme hakkı kazananlar içinde Kürtlerin ve Çerkeslerin oranı düşükse, onlara kotalar ayırabiliriz mesela." (Radikal, 24 Kasım 2005, "Keşke tek derdimiz Kürt sorunu olsa")

Berkan'ın ABD'de 1960'lı yıllarda zencilerin ırkçı olimpiyat şampiyonu zenci boksör Clay'i (buna tepki ile Muhammed Ali oldu) bile doğduğu şehirde lokantaya almayan Amerikan toplumuna Martin Luther King ve Malcom X'in önderliğinde başlayan haklı zenci tepkisi üzerine uygulanan "olumlu ayrımcılık" politikalarını Türkiye'ye uygulanmasını önermesini anlamak zor. O kadar çok sorun içeriyor ki bu öneri. ABD'de olumlu ayrımcılıktan istifade eden zenci, Latin veya Kızılderili farklı ırkın temsilcileri ve nüfus cüzdanlarında ırkları yazıyor. Herhangi bir iş veya öğrenim başvuru yapan Amerikalı başvuru formundaki ırk maddesini doldurmak zorundadır.

1960'ların derinliklerine kadar hatta bir çok zenciye göre hala devam eden Amerikan beyaz ırkçılığına çözüm için ortaya atılan bir uygulamanın tarihinde hiç ırkçılık yapmamış Türk toplumuna çözüm olarak önermek ne kadar sağlıklıdır? Ancak öneriyi uygulamaya koyduğumuzu düşünelim. Kimin Çerkes, kimin Kürt olduğunu nasıl saptayacağız? Nüfus cüzdanlarına mı yazılacak? Yazılacak ise sosyal kimlik mi yoksa siyasal kimlik olarak mı yazılacak? Yoksa ırk olarak mı yazalım? Ya da nüfus cüzdanlarında "mensup olduğu etnik grup" başlığı mı olacak? Babanın etnik grubu mu annenin etnik grubu mu nüfus cüzdanına taşınacak? Ya da çocuk 18 yaşına geldikten sonra mı babasının veya annesinin etnik grubunu seçecek?

Devam edelim ve bir an için bütün bunlara bir çözüm bulduğumuzu kabul edelim. Şu veya bu etnik gruba mensup olanlar Boğaziçi Üniversitesi Uluslar arası İlişkiler Bölümü'ne 100 üzerinden 80 alarak girebilsinler ama Türk olanlar ayni bölüme girebilmek için 95 almak zorunda kalacaklardır. Olumlu ayrımcılığın doğasında bu var. ABD'de bir çok üniversitede beyazlardan daha az puan alan zenciler, beyazların ayni puanı aldığı zaman giremediği bölüme girebiliyorlar. Peki, babası Şırnak'da memur olduğu için Şırnak Lisesinden mezun olan bir Türk'ün Boğaziçi Uluslar arası İlişkilere girmek için kaç puan alması gerekecek.

Bu tür öneriler sadece saf değil ayni zamanda çok tehlikelidir. Bu öneriler demokrasi maskesi altında etnik kurumsallaşmayı ortaya çıkaracağı gibi Türkiye'nin Yugoslavyalaşmasını beraberinde getirecektir. Çünkü sonuçta TBMM her etnik grup kendi oranında temsil edilsin o zaman denilecektir. İsmet Berkan'ın Radikal'de 30 kasım 2005'de yazdığı "Bir beyin fırtınası" adlı yazısında Ankara'da, Londra''da Washington'da kapalı kapılar arkasında yapılan toplantılarda Türk yetkililere "Eğer Kürtler, beraberlerinde Musul-Kerkük petrollerini getirirse, Türkiye üniter yapısını değiştirmeyi, Türk-Kürt federasyonuna dönüşmeyi kabul etmeli mi?" sorusunun sorulduğunu yazıyor.

Türkiye'nin devlet yapısının yabancı başkentlerde bu kadar açık bir şekilde konuşulduğu dönemde Türk milletinin ve özellikle Türk milliyetçilerinin ortak bir stratejik akıl geliştirerek, Türkiye'nin geleceği ile ilgili Türk Projelerini tartışmalarının vakti gelmiştir. Yukarıdaki sorunun cevabı sanıldığı kadar kolay değildir. Demiyor muyuz ki Kerkük ve Musul Türkmen kentleridir. Kuzey Irak'ta dört milyon Kürt ile birlikte üç milyon Türkmen yaşamaktadır. Türkmenler nasıl soydaşımız ise Barzani ve Talabani tarafından yönetilseler de Kürtler de soydaşımızdır.

Bütün bunlar verilecek cevabı kolay hale getirmiyor. Ayni teklifi Azerbaycan yapsa idi bir çok Türk milliyetçisi belki % 99'u "evet" derdi, ama konu Kuzey Irak olunca daha zor olduğu görülüyor. Ancak hayat önümüze hep kolay meseleler koymaz. Zorluklarla mücadele edecek ve doğru cevabı bulacak kadar akıllı ve cesur olmalıyız. Üç seneden buyana bu gazetenin sütunlarında, kitaplarda ve değişik konferanslarda bu tür tekliflerin Türkiye'nin önüne konulacağının altını çizmiş ve eklemiştim. Kerkük'ü kontrol etmeyen bir Türkiye, Hakkari'yi korumakta zorlanır. Zorlanıyoruz.

Not : 4 Aralık 2005'de İstanbul'da Bayrampaşa Belediyesi Kültür Salonu Kaymakamlık Binasının zemin katında saat 19.00'da Şehit Aileleri Yardımlaşma Sosyal Kültürel Derneği Genel merkezi'nin düzenlediği "Türkiyemizde Yaşanan Terörizm Gerçeği" başlıklı bir konferans vereceğim. Bütün ülküdaşlarımı davet ederim.

03.12.2005

SAYFA BAŞI


Yazarın diğer yazıları:

Farklı Bir Kürt Projesi (mi)?
Kürdistan projesi
PKK “Vali”yi Görevden Aldı
Türk Subayı Kimdir 2?
Türk Subayı Kimdir?
Devlet Yok
Telafer Dayanışma Komitesi
Muhterem Paşam
Atatürk
Kanuni Sultan Süleyman'dan Şahin Bey'e
"AB Faşizmi" ve Cumhuriyet Bayramı
"Öfke Baldan Tatlıdır"

   
SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Prof. Dr. Ümit Özdağ
Farklı Bir Kürt Projesi (mi)?
Orhan Aras
Ağlama Ne Olursun?
Mahmut Aşkar
Göç Kültürünün Kök Salması
Serdar Çelebi
Fransa olayları ve Avrupa’da ‘Yeni Irkçılık’
Yakup Tufan
Fransa’nın İmajı
M. Ali Aladağ
Sarık-Cübbe ve Takım-Kravat
Yakup Yurt
ÖEK Üçlüsüne Ne Oldu?
Ali Kılıçarslan
Yeni meclis, eski kafa
Sebahattin Çelebi
kadıköy
Prof. Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
Rumları AB, Kürtleri ABD koruyor...
Veli Kalli
Gurbette Vatan Sevgisi
Mustafa Can
Akıl...Gönül...Şüphe...
Sonra Hayatın Akışı...
Şefik Kantar
Davul Tozu, Minare Gölgesi
Nuran Yelkenci
Bin Aydan Daha Hayırlı Olan, Ramazan Ayı
Ayten Kılıçarslan
A’dan Z’ye plan olsanız ne yazar?
Hasan Kayıhan
3 Ekim Beyannamesi
Hidayet Kayaalp
Ertuğrul Gazi Ve Dursun Fakıh Ve...
Yılmaz Kuzucu
Müstesnalar
Betül Parlar
Hey du...
Fikret Ekin
Türkiye’nin “Sorunu”
Şensel Aşkın
Bilginin/Doğruların Etkinliği
Üzeyir Lokman Çaycı
Siyah Çelişkiler
İsmail Tüysüz
Son İki büyük Revulusyonda İstanbul`un Önemi
Halil Gülel
Gerçek Güzellik
Muhsin Ceylan
Berlin’e hayali bir soru
Ozan Yusuf Polatoğlu
Bir taraf ‘şan’ (!) alıyor
Bir taraf ‘perişan’ oluyor
Dr. Nebil Bozdoğan
Tırnak batması ile ilgili bilmemiz gerekenler
Sizden Biri
Sen neymişsin be abi?
Alperen Çelik
Yeni Vietnam IRAK
İsmail Altıntaş
İslâm Dininin Engellilere Sağladığı Kolaylıklar
Latif Çelik
Ayný acýyý duyanlar en samimi olanlardýr
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç