NETYAZI
Ali Kılıçarslan
|
|
a.kilicarslan@web.de
|
UTANDIRAN
PANO
Günlük hayatın telaşlarıyla boğuşurken
bazen hepimizi çok yakından ilgilendiren önemli konular
bile dikkatimizden kaçabiliyor. Hatta sokaklardaki ilan
panolarına bir göz atmaya bile vaktimiz olmuyor. Yazılar
belki gözümüze çarpıyor, fakat dikkatimizi çekmiyor.
Elbette bakmak görmek, görmek de anlamak ve kavramak değildir.
Demek ki bazen baktığımız halde göremiyoruz
veya görmek ve anlamak istemiyoruz!
Çünkü gönül
gözüyle bakmıyoruz. Gönül gözüyle bakmadığımız
için göremiyoruz; görsek de anlamıyoruz.
KORKUNÇ TABLO
Nisan 2004’den
bu yana Almanya’da, sokaklardaki ilan panolarında asılı
bir afiş mutlaka dikkatinizi çekmiştir: ‘Her
iki dakikada bir çocuk cinsel tacize uğruyor.’
Foto: Öztürk
Yazının
altında çocuk isimleri yer alıyor: Melani,
Isabelle, Ulrike, Torsten, Renate, Katja, Peter, Esra, Eren,
Britta, Medina, Tim, Aylin, Ali, Luise, David, Felix, Devin,
Deric, Otto, Ariane... ve isimler yüzbinlere kadar devam
edip gidiyor.
20 BİN CİNSEL ŞİDDET
Polis
istatistiğine göre, Almanya’da her yıl ortalama
20 bin çocuk ‘cinsel şiddet kurbanı’
olarak resmi kayıtlara geçiyor. Bu rakama çocuk pornosu
ile ilgili suç sayısı dahil değil. Sadece 2002
yılında resmi kayıtlara geçen çocuk pornosu
ile ilgili suç sayısı tam 3 bin 780.
Hiç şüphesiz,
bu rakamlar buz dağının sadece ucunu gösteriyor;
karanlık rakamın çok daha yüksek olduğu kesin.
Çünkü çoğu çocuklar, korktuklarından şikayette
bulun(a)madıkları için, çocuklara yönelik cinsel
taciz, tecavüz ve şiddet suçları kayıtlara geçilen rakamların da çok üzerinde...
320 BİN TACİZ VE TECAVÜZ
Almanya’da
tahminen her yıl çocuklara yönelik ‘320 bin cinsel
taciz suçu‘ işleniyor. ‘Cinsel Tacize Karşı’
girişimcilerin verdikleri bilgilere göre, Mayıs’04’ün
sonunda, çocuklara yönelik cinsel taciz, tecavüz ve şiddet
suçlarının sayısı 115 bin 146’ya ulaşmış...
Bu, çok korkunç bir rakam. Bu, insani duygularını
yitirmemiş vicdan sahibi her insanın kanını
donduracak kadar ürpertici bir haber. Elbette bu insanlık dışı suç, sadece bu ülkeye
özgü değil. Ne yazık ki cinsel taciz, tecavüz ve
şiddete, her toplumun bütün kesimlerinde rastlamak mümkün.
Ve bu rakamlar sadece bu yıla, geçen yıla
veya bir önceki yıla ait de değil. Dikkat ediniz:
Her yıl ortalama 320 bin çocuk cinsel taciz, tecavüz ve
şiddete maruz kalıyor. Şimdi, sadece son 10 yıl
içinde kaç çocuğun cinsel taciz, tecavüz ve şiddete
maruz kaldığını düşününüz! Bu,
nasıl bir toplumda yaşadığımızı
ve özellikle gelecekte nasıl bir toplumda yaşayacağımızı
gösteriyor: Psikolojisi bozuk bir toplum...
FAİLLER YAKIN ÇEVREDEN
Cinsel tacize, tecavüze ve şiddete daha çok kız çocukları maruz kalsa da,
erkek çocukların sayısı da az değil.
Çok acı,
fakat gerçek: Failler genellikle çocukların çok yakınları;
babaları, üvey babaları, kardeşleri, akrabaları
veya yakın tanıdıkları...
Suçluların
çok az ceza almaları veya hiç ceza almadan serbest bırakılmaları
ise, madalyonun diğer yüzü... Bu insanlık dışı
suçun özellikle aile içinde örtbas edilmesi, cinsel tecavüz
ve şiddet kurbanlarını bir kez daha kahrediyor.
SAPKINLIKLARA DİKKAT
Bir diğer
önemli nokta da bu acı ve inanılması güç
olayların herkesin başına gelebileceği
gibi, çevremizde kendisinden bu tür bir davranışın
hiç umulmayacağı insanların da faillerden
olabilecekleri... Yani ‘bize birşey olmaz’
veya ‘bizden böyleleri çıkmaz’ mantığıyla
olayları umursamamanın faturası ağır
olabilir. Herşeyden önce yaşadığımız
dünyada etrafımızın porno yayınlarla çevrelenmesi
ve sapkın davranışların ‘normalmiş’
gibi yansıtılmasının, her kültürden
insanı bu tür çirkinliklere itme ihtimali oldukça büyük.
Gerek sesli ve görüntülü yayınlarda, gerekse internet
dünyasında bu tür sapkınlıkların yaygınlığı,
ikaz etmekten ziyade, bu tür eğilimlere hazır kişilerde
eğilimleri ortaya çıkarmak gibi yanlış
bir işlev gözlenebiliyor. Bunun en çarpıcı örneğini
çocuklara yönelik tacizlere karşı uyaran
pankartlarda da gördük. Bir afişte yer alan çarşafı
buruşmuş bir yatak ve üzerinde duran oyuncak ayıcık
resmi, sapıklığa yatkın bir kişide
uyarıcı, fikir verici nitelikteydi. Çocuklara
musallat olan cinsi sapıklarla ilgili yayınlarda da
sapıklığın ayrıntılı ve
adeta teşvik edici bir biçimde anlatılması,
benzer şekilde geriye tepebiliyor. Bu bakımdan,
medyanın cinsel sapıklığa yönlendire(bile)cek
her türlü yayınlardan kaçınması ve bu konuda
çok daha bilinçli bir tutum sergilemesi elzemdir.
SİNYALLER DOĞRU ANLAŞILMALI
Burada medyanın
sapkınlıklara karşı çok iyi değerlendirilmesi
şart: Medyanın sapkınlıkları
detaylandırarak yayınlaması yerine, ‘ebeveynlerin
ve çocukların şuurlandırılması’
görev ve sorumluluğunu üstlenmesi lâzım. Bu
şuurlandırmaya, çocuklara ‘hayır’
diyebilmesini, anne-babalara çocukların verecekleri
sinyalleri çok doğru anlamayı ve ciddiye almayı
öğretmek de dahil. Özellikle çocuklardan gelen
sinyallerin farkedilmesi ve doğru tepkilerin kazandırılması
gerekiyor.
En önemlisi ‘bize
olmaz’ anlayışından kurtulmalı ve
tedbir almanın önemini kavramalıyız. Toplum,
medya, siyasiler ve eğitim kurumlarına daha çok iş
düşüyor.
Bu insanlık
dışı suça karşı tedbir almak, herşeyden
önce bir insanlık görevidir.
Daha geniş bilgi için:
Pressestelle des
Bundesministeriums
für Familie, Senioren, Frauen und Jugend
Taubenstraße 42/43
10117 Berlin
Telefon: (0 30) 206 55 - 10 61 / 10
62
Telefax: (0 30) 206 55 - 11 11
Internet: http://www.bmfsfj.de
E-Mail: presse@bmfsfj.bund.de
http://www.hinsehen-handeln-helfen.de/
http://www.gegen-missbrauch.de/
SAYFA
BASI
a.kilicarslan@turkpartner.de
Yazarın
diğer
yazıları:
Utandıran
Pano
Doğru
yazalım, doğru konuşalım!
Anti-İslam
kampanyası
Sömürge
Medeniyeti
Milletin
parasıyla
içki
içmek
40
yıl önce 40 yıl sonra
Uyum
mu, Kıyım mı?
Zihniyet
Krizi
SAYFA
BASI
|