
“Edeb, ya Hu”!
Günlerden bir gün Fethullah Hoca’nın
arkadaşları, yurtdışında yapmış oldukları bir okula Bülent
Ecevit adını vermek isterler.
Bu tekliften onur duyan Ecevit, memnun olur
ama bir şartı vardır.“Adımı verebilirsiniz ama ben
öldükten sonra”
İnanmadığım “Demokratik Sol” dünya
görüşüne sahip bir devlet adamının mütevazı haleti
ruhiyesini yansıtan bir örnektir. Bunu bir kenara yazın.
Şimdi asıl konumuza gelelim.
Kaynarca Belediyesi ilçe merkezinde yaptığı
bir parka “Aziz Duran” ismini vermek istemiş. Aziz
Bey’de parka adının verilmesinden dolayı büyük mutluluk
duyduğunu belirterek açılış yapmak üzere Kaynarca’ya çıkarma
yapmış.
Yetmemiş, davul zurna ile karşılanmış…
Kurbanı da azat etmiş. Devlet Bakanları gibi.
Kaynarca’nın DYP’li Belediye Başkanı
Tuncay Aydın, ilçesi Büyükşehir sınırlarından biraz
uzağa düştüğü için endişe ediyor galiba.
Büyük başkana jest olsun diye yaptıkları çay
bahçesi ve parka Aziz Duran adını verme kararı almışlar.
Gerçi Belediye Meclisi bu kararı alırken neler konuşuldu
bilmiyoruz ama bildiğimiz bir şey var o da parkın
girişindeki tabelaya Aziz Duran adı yazılmış oldu.
Kaynarca Belediye Başkanı Tuncay Aydın;
hızını alamayarak başkalarına da akıl vermiş. Törende
yaptığı konuşmada Adapazarı'nı yeniden imar eden Büyükşehir
Belediye Başkanı Aziz Duran'ın hizmet adamı olduğunu dile
getirerek, "Başkan Aziz Duran, örnek alınacak bir
kişiliğe sahip. Ancak O'na hak ettiği ilgi ve sevgi
gösterilmiyor. Ben de belediye başkanı olarak her zaman
kendisini örnek alıyorum. Kısa zamanda büyük işler başardı.
Kaynarca olarak yapacağımız projelerde bize gereken
desteği vereceğinden eminim" demiş.
Eh artık bu kadar konuşmadan ve “Aziz
Duran Park” jestinden sonra Tuncay Aydın, gereken her
konuda Kaynarca’ya özel ihtimam bekleyecektir sanırım.
Aziz Bey’i iyi tanırım. O’nu Adapazarı’nda
kimsenin tanımadığı günlerde 27 mahallede bendeniz takdim
etmiştim. Binlerce insanın samimi ve gayretli çabası
sonucunda Belediye Başkanı oldu.
O zamanlar ATSO’dan ayrılıp tazminatını
almıştı. Beyaz renkte Toyota Corolla marka bir arabası vardı
ve oldukça yalnızdı. Seçim kampanyası boyunca kentin
mahallelerinde yanında biz vardık. Aradan üç koca dönem
geçti.
Şimdi Aziz Bey’in etrafı kalabalıktan
geçilmiyor. Sakarya’da herkes onu tanıyor. Yollara ve
parklara onun adı veriliyor.
Birlikte seçim kazandığımız eski model,
beyaz Toyota Corolla’yı bir daha hiç görmedim. Artık makam
arabası var. Hem de “Mer-ce-des”
Eskiden caddelere ve parklara “ilim,
irfan ve bilim” adamlarının adı verilirdi. Bilgiye ait
saygı, sembolik olarak yeni nesillere aktarılırdı. Şimdi
işin rengi değişti. İlme ve irfana değil, güce saygı
başladı.
Köklerimizin terbiye anlayışına yakışmayan “çarpık
ve suni” bir saygıdır bu yapılan.
El Battani’ler,
El Biruni’ler, İbn-i Sina’lar vardı eskiden.
Çocuklar, annelerine bu isimleri sorarlardı. Ve anneleri
İslam büyüklerini, bilginleri, âlimleri ve İslam
Medeniyeti’ni anlatırlardı.
Şimdi Kaynarca’da parka giden çocuklar Aziz
Duran’ı soracaklar. Anneleri de onlara; Kaynarca’ya “asfalt
döken adam” diyecekler.
Parasını cebinden ödemediğin Camili
otoyoluna ve Kaynarca parkına adının verilmesini keşke kabul
etmeseydin Sevgili Başkanım.
Eskiden parasını ödeyenler bile hayâ ederler
ve sadece “hayrat” derlerdi.
Osmanlı İmparatorluğunun temelindeki ruha
işaret eden irfan abidesi kutsal mekânların duvarlarında
asılı duran ve saygıdeğer hattatların el emeği göz nuru ile
yazdığı iki şaheser beni her zaman etkilemiştir.
Biri asimetrik bir şekilde birbirine girmiş
“Huve”, diğeri ise bir zamanlar adam olmanın kaidesi
olan “Edeb, ya Hu” yazılarıdır.
Sevgili Başkanım.
Etrafınızdaki hiç kimse bunları size hatırlatmıyorsa kötü
adam “Erol Taş” ben olayım.
Eğer gerçekten ait olduğunuz medeniyet ve
kültüre sadakatiniz varsa üçüncü kez aynı hatayı
yapmazsınız.
Şeyh uçmaz, mürit uçurur derler. Aklınız
varsa uçmayın.
Uçanları değil; mütevazı bir şekilde önde
yürüyenleri herkes sever.
Adınızı parklara biz vermedik ama bizi
temsil etmeniz için “size” emek verdik.
Sizden çok şey istemiyoruz.
Duygu dünyamızı rencide etmeyin yeter.
SAYFA
BAŞI
Yazarın diğer yazıları:
“Edeb,
ya Hu”!
Sapanca
Şiir Akşamları
Başbakan’ın
Kosova seferi
Paradoks
ülkesi…
Aynadaki
yüz…
İkiyüzlü
Fransa
Öfke
Medeniyeti
SAYFA
BASI
|