TEHLİKENİN
FARKINDA MISINIZ?
Yönetime
gelince ben kendi ekibimle çalışırım ve bu benim en doğal
hakkımdır mantığı ile birçok üst yönetici, yıllarca uğraş
verdiği konulardaki deneyimleri bir yana bırakılarak yeni
atama veya vekaletlerle değiştirilmiştir. Ne yazık ki bu
uygulama birçok yönetimlerce de yapılmıştır. Yani devlet
işlerindeki devamlılık ilkesi gereğince yerine
getirilmemiştir. Bunun sonucu, ulusal sorunlarımızın çözümü
için gereken ön bilgi ve yorumlar da devlet işlerinde yeni
olan yöneticilerimize zamanında ve gereğince
aktarılamamıştır.
Daha önce
devletimizin sorunlarına vakıf olmayan ve bu konularda olası
çözümleri yeterince oluşturamayan yeni yöneticilerimiz, bir
de danışman olarak sadece kendi görüş ve düşünce sahibi
olanlardan yararlanmayı düşününce çok kısıtlı yorum ve
önerilerle başbaşa kalmışlardır.
Keşke
birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi yönetime gelmeden önce
gölge kabine kurarak, kimlerin bakan ve bakan yardımcısı
olacağını, önemli ulusal sorunlarımıza ne gibi çözüm
önerileri getirebileceğini planlayıp, projelerle halkımıza
açıklasa çok daha iyi olurdu. Böylece üretilen eksik veya
yanlış öneriler de daha önceden engellenmiş olurdu.
Zamanında
gereken çözümler üretilmediği için bu güne kadar süre gelen
ÇOK ÖNEMLİ ulusal sorunlarımızı sıralayacak olursak;
TERÖR SORUNUMUZ:
Lozan antlaşmasına aykırı olmasına rağmen, AB karma
parlamentosu grup toplantısında zorla gündeme aldırmak
istediği madde ile kürt kökenli vatandaşlarımızın azınlık
olarak sayılması ve kültürel haklarının verilmesi
istenmiştir. Yine ABD, BOP-GOP kapsamında uygulayacağı
stratejide, ülkemizi ve askerlerimizi kullanmak uğruna, PKK
ve onun uzantılarını, iç huzurumuzun yeniden bozulması için
kullanmaktadırlar. Ayrıca sizin terörünüz YÖRESEL, bizim
terörümüz KÜRESEL diyen ABD den PKK için medet unmamak
lazım.
Terörist
başının yeniden yargılanması da gündeme girince, tüm ülkede
PKK ve uzantılarının acımasızca terör saldırıları
başlamıştır. Otobüslerin, banka ve işyerlerinin molotoflarla
yakılmasının cezasının olmadığı anlaşılmıştır. Üstelik
güvenlik güçlerimizin elini ve kolunu bağlayan yasalar
yetersiz kalmaktadır. Teröre karşı gereken yasal önlemlerin
zamanında alınmadığı için neredeyse ülkemizin parçalanmasına
neden olabilecek bir TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?
EKONOMİK SORUNUMUZ:
Dış borçlarımız ve dış ticaret acığımız rekor seviyeye
ulaşmış durumdadır. Financial Times gazetesinin, Türk
Ekonomisin potansiyel kırılgan olarak tanımladığı
unutulmamalıdır. Terör nedeniyle dış ticaret açığımızı
kapatmada çok önemli yer işgal eden Turizm gelirlerimizin de
azalacağı anlaşılmaktadır. Ayrıca göçmen kuşların dönmesi
söz konusudur. Bu sırada yeniden KUŞ GRİBİ vakalarının
artması ve dolayısıyla ihracatımızın da azalaması ile yeni
bir ekonomik depremin yaşanacağı TEHLİKESİNİN FARKINDA
MISINIZ?
ERMENİ SORUNUMUZ:
Bugün 14 ülke (Uruguay, Arjantin, Fransa, Yunanistan, Kıbrıs
Rum Kesimi, Rusya, Lübnan, İsveç, İsviçre, Kanada, Hollanda,
Belçika, Slovakya ve Polonya) Ermenilere soykırım
uygulandığını kabul etmiş ve hatta Fransa, Belçika ve
İsviçre bu konuda yasa da çıkarmıştır. ABD de ise 37
eyalette Ermeni soykırımı olduğu kabul edilmiştir. Bütün
bunlar dünyaya yayılmış 7,5 milyon Ermeninin ve onları
yönlendiren diasporanın yılmadan ve sabırla çalışması
sonucu, ülkemizin karşı karşıya kaldığı büyük TEHLİKENİN
FARKINDA MISINIZ?
ÖZELLEŞTİRME SORUNUMUZ:
Tüpraş, Telekom, Seydişehir, Erdemir gibi ülkemizin
demirbaşları özelleştirildi. Bankalarımız da yabancılara
satıldı ve yabancıların bankacılıkta payı %26 ya yükseldi.
Yani artık satacak bir şeyimiz kalmadı gibi. Üstelik
satışlardan gelen para, İç ve dış borç ödemesine harcanıyor.
Ne yazık ki ülkemizin en önemli sorunlarından birisi olan
işsizliğe çözüm olabilecek şekilde, satılan bu tesislerin
ayarında bir üretim merkezi kurulmadı. İşsizliğin artması
ile oluşabilecek bir sosyal patlama TEHLİKESİNİN FARKINDA
MISINIZ?
Ülkemizin
sorunları daha pek çok. Her sorun tek tek ele alınmalı ve
irdelenmelidir. Bunun içinde geniş anlamda işbirliğine
ihtiyaç vardır. Yeterki, herşeyi ben bilirim, ben çözerim ve
sadece bu benim görevimdir kimse karışamaz mantığı yerine,
sorunun çözümü için uzman kişi ve kurumlara danışmayı, görüş
almayı içimize sindirmemiz lazım.
Herşeyden
önce iç huzur ve güvenliğimizin sağlanması için birilerinin
kışkırtmalarına kanmayalım. T Ü R K ve K Ü R T kelimelerinin
aynı harflerden oluştuğunu görmemiz gerek. Yani aynı ülkede
yaşayan, aynı havayı soluyan ve aynı suyu paylaşan, akraba
ve kardeş olan yurttaşların oluşturduğu bir ulus olduğumuzu
bilmemiz gerekiyor. Yüce önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK,
ulusal birlikteliğimizi NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE özdeyişi ile
dile getirmiştir.
Ancak
yöneticilerimiz bu kavram yerine, ulusal sorunlarımızı
çözmeye kalkarken ELHAMDÜLLAH MÜSLÜMANIM ideolojisini
kullanmak istemektedirler. Bu ideolojinin, gerek Osmanlıdaki
iç isyanları ve gerekse de bu günlerde Irakda devam eden
mezhep çatışmalarını önleyemediği açıkça görülmektedir.
Sevgi ve saygılarımla
07.04.2006
SAYFA
BAŞI
Yazarın
diğer
yazıları:
Tehlikenin
farkında mısınız?
Ermeni
Sorununun İrdelenmesi!
Güzel
İstanbulumuz şantiye alanı mı olacak?
Ülkemiz
Sorunları
ve TRT
Ülkemizden
çalınan tarihi eserlerimize sahip çıkalım
Sonunu
Düşünen Kahraman Olamaz????
Kuş
Gribi ve Önemli Uyarılar
Enerjimizi
Ulusal Sorunlarımızın Çözümüne Harcayalım
İstanbullu
olarak bir üzüldüm, bir sevindim ve gurur duydum
Rumları
Ab Kürtleri ABD koruyor...
SAYFA
BASI
|