·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
   
   


  VİTRİN

              Şensel Aşkın 

 

www.senselaskn@yahoo.com


                      Dostoyevski


                          "Her insanda ruh bir surete bürünmüştür, her insanda bir canlı acı çeker, her insanda bir kurtarııcı çarmıha gerilir.."

         Bilmem siz de okur musunuz ve sever misiniz  O’nu? Ben ilk gençlik yıllarımda büyük bir heves ve heyecanla okur, insan ruhunun ve düşüncesinin en uç noktalarında dolaşan fikirlerini, özellikle kader konusunda,  en dipte ve derinde çırpınan arayışlarının neticesinde ulaşacağı sonucu doğrusu, ümitle beklerdim. Ama her seferinde, o öğrencilik döneminin ve ilk gençliğin irade ve kader uzerine sonsuz merak ve ilgisi ve çözmem gerektiğine inandığım bu büyük problem sonuçsuz kalırdı.

       Hala O'nu okuduğumda, içimde garip,değişik ve esrarlı bir hava dolanıp durur,  farklı bir aleme dalar ve bir tuhaf dünyada bulurum kendimi.. Bir ara, "herhalde bana, öğrencilik ve ilk gençlik dönemimi hatırlattığındandır" diye, içimden geçirir ve O' nu okurken tutulduğum, hissettiğim garip ve karmaşık duyguları,"geçmisten gelen bir rüzgarın nostalji tufanıdır" diye yorumlardım. Şimdi yeniden O'nu okumaya başladığımda, bunun hiçte "yalnızca bir eski özlemi" ve sadece ilk gençlik dönemindeki esrarlı hissedişlerin yeniden uyanmasının verdiği bir zaman yolculuğunun sonucu olamayacak denli, anlamlı ve derin bir atmosfere girdiğimi görüyorum.

        O'nun yalnızca bir roman yada hikaye yazarı olmadığını, asıl yönünün, insan tabiati, hayat ve felsefede dunyanın gelmiş geçmiş en büyük düşünürlerinden biri olduğunu hiçkimse inkâr edemez. O’nda yeni ve başlıbaşına, engin -ama biraz gri, biraz karanlik - bir dünyadan içeri girdiğini hisseder insan. O’nu okurken, yaşadığı zamanın dışına çıkıp kendini kaybeder, ya da kendisi olur kişi.. Gerçekten, insan ruhunun; arayışlarının, yalnızlığının dehlizlerini, en karanlık bölgelerini, sızlanışını, itirazlarını, isyanlarını ve haykırışını, onda görmek mümkündür. Sanki, insanlığın vicdani bir iç çekişmesi vardır onda. İnsanın içinde, sürekli ve bitip tükenmez firtınalar estiren güçlü bir lodos gibidir.

        O’nu okurken, yeni bir hayatı bütün benliğinizle hissedip yaşamaya başladığınızı hissedersiniz. Ve anlatımındaki üslup  ve içtenliği algılayıp, içselleştirebilirseniz eğer, sizi gerçekten yeni bir başlangıca kulaç atabilecek tevazuya ulaştırır,  içinizdeki irade ve gücü uyandırabilir.

         Kendini insan hakikatine, hayatın ve varoluşun sırlarını anlamaya ve ifade etmeye adamış, bütün varlığıyla yalın ve sadelik dolu bir başkasına ben henüz rastlamadim. "Kişinin yasantısında en önemli, en iğrenç alışkanlığı, herşeye, herkese zararı dokunan alışkanlığı, "desinler için" bir şey yapmasıdır. "diyerek, gösterişin, çevreye olduğu kadar, kişinin kendisine de ne kadar zararlı ve ahmakça olduğunu, insanın kendine giden yolda en büyük engellerden biri olduğunu anlatır.

       Tavan aralarında yaşanılan hayatları okurken, gerçektende öğrencilik yıllarına doğru uzun bir serüvene çıkardığı da ayrı bir hakikat. Soğuk savaş döneminde, Rusya’yı ne kadar soğuk, ruhsuz ve itici buluyor idiysem, ( ve her nekadar o uzun Rus isimlerini bir türlü aklımda tutamamış olsam da) Turgenyev, Tolstoy ve özellikle Dostoyevski'yi o derece içten, sıcak ve yakın bulurdum.

         Maddenin, tüketim ve hazzın baştacı edilmediği, günümüze yabancı, daha naturel ve anlamlı bir medeniyet ve havanın içine girdiğinizide görebilirsiniz O'nu, okurken. Ve yine O’nda, insanın kendini aşmasının,şişinerek ve kendini kasmakla hiçbir ilgisi olmadığını, tam aksine, kusurlarını, kırılan gururunu, yıkılan hayallerini, hatalarını, pişmanlıklarını ve sıradanlığını bütün içtenliğiyle ifade ederek mümkün olacabileceğini anlıyorsunuz.. "Alcakgönüllülük cennetin, alçaltılmak ise cehennemin kapılarını açar“

       Gerçeğin aranışına adanmış,  koca bir hayatı görüyorum yine O’nda. Kardeşine yazdığı mektuptaki, şu güzel cümlesiyle bitirmek istiyorum."İnsan gerçeğin bir parçasısını söylerse, hiçbirşey söylememiş demektir. Bu gerçeğin, hiç değilse özü şu ; okumayı bilirsen bunun tümünü öğreneceksin."
SAYFA BAŞI



Yazarın diğer yazıları:

Dostoyevski
Kültürel Çözülme ve Zorlanan Kişilik
İnsan Hakları ve İslam Ülkeleri
Şu halimize bakın
Yüzleşme

   
SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Şensel Aşkın
Dostoyevski
Ozan Yusuf Polatoğlu
Seçim Şakası
Sebahattin Çelebi
Artakalanlar
Üzeyir Lokman Çaycı
Arayış
Fikret Ekin
''Puzzle'' ın bütününü görmek (3)
Mahmut Aşkar
Çöküş
İsmail Altıntaş
Gençlik ve Eğitim
Yılmaz Kuzucu
Sözlerin özünden
Latif Çelik
Korkarım sonunda o'da olacak
Alperen Çelik
Ortadoğu
Şefik Kantar
Schröder’le AB trenine binmek mümkün mü?
Muhsin Ceylan
Şikayeti seviyoruz
Hidayet Kayaalp
Kabaklı köyün ahalisi ve NLP
Dr. Nebil Bozdoğan
Kozmetik cilt tedavisi amaçlı lazer uygulamaları
Ali Kılıçarslan
Anti-İslam kampanyası
Sizden Biri
Nadan elinden
İsmail Tüysüz
Yılbaşı ve noel kutlamaları hakkında neler biliyoruz
Ayten Kılıçarslan
Azınlık Türk kadın hareketi var mı?
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bili