
KEŞKE
Dostluğuyla iftihar ettiğim Tahir
Zeynelhasani, bir konferans esnasında şöyle demişti. “Keşke
demeyin. Ah falanca zamanda yaşasaydım demeyin. İnsan
halifedir. Sır içimizde gizlidir. Hangi coğrafyada ve hangi
zamanda yaşamak bizim için doğruysa; biz o zaman ve o yerde
doğmuşuzdur”.
Hepimiz farklı zaman ve mekânlarda keşke dedik. Hem de bir
defa değil binlerce kez söyledik…
Keşke, şeytandandır der Efendimiz, söylenmesini uygun
görmez… Yazılan yazılmış ve yaşanmıştır. Kalem kırılmıştır
artık.
İşte bu benim son yazım.
Keşke yazmasaydım dediğim hiç bir yazım olmadı. Keşke
yazsaydım dediğim hiçbir yazı da olmadı.
Yazdıklarıma inandım. İnandıklarımı yazdım. En değer
verdiğim yazım, “kübik yapı”, en çok etkilendiğim
yazım “ah minel aşk” oldu.
Siyaset yazıları mı? Geldi ve geçti. Onlar yazı değil bir
günlüktü.
Yıllar önce bu gazetede yazmaya başladığımda ilk yazdığım
yazının başlığı okuduğunuz gibi; “ilk yazı”ydı.
Şimdi de son yazının vakti geldi galiba. İçinde keşke
geçmeyen son yazı nasıl yazılır bilmiyorum.
Bir dostum kırk oku, bir yaz dedi… O sözü duyduğumdan beri
kırk okuma için bir zekât yazısı yazmaya çalıştım şimdiye
kadar.
Geçmişe ait olan “keşke”ler içlerinde pişmanlık
barındırıyor. Yaşadığı kadere değil; kendi yaptığı hatalara
ait söylenen keşke belki mazur görülür.
İnsan olmanın acziyeti ve mahviyetiyle gelecek zamana dönük
söylenen “keşke” içinde dua barındırır. Ümitleri,
duaları yeşertirse eğer, masum sayılır.
Teşbihte hata olmaz. “Keşke “Simurg”a ulaşan bir kuş
olsaydım” sözü, Hz. Feriduddin Attar’ın Mantık’ut Tayr adlı
kitabında örnek verdiği güzel kuşlardan olabilmenin
duasıdır…
Kanatlarının zayıflığına ve tüm yorgunluğuna rağmen mutluluk
ülkesine ulaşanlar adına yapılan dua tadında bir keşkedir
bu.
Keşke şu anda göz açıp kapayıncaya kadar o kutlu belde
Mekke’de oluverseydim. Beytullah’a bakan gözü yaşlı, kalbi
hüzünlü ve duası makbul güzel kulların zümresine ilhak
olsaydım.
Şimdi, şu anda keşke Venedik’te gondol gezintisi yapsaydım
demekte bir dua, bir taleptir. Yahut Paris’te küçük, loş bir
kafede romantik bir müzik eşliğinde kahve içseydim.
Çemberlitaş “erenler” ocağında közde demlenmiş bir
çay içmek için keşke dediğim gibi.
İlkyazımda şöyle yazmıştım. “Kurşun kalıplar birleşince
kelime olur”. Kelimeler yeri gelir kurşun olur. Tank gibi
geçerler adamın yüreğinden.
İlk ve son yazımı ve bu ikisi arasındakileri hiçbir zaman
bilmemiş ve duymamış olanlara sözüm yok.
Şimdi bu son yazıma sevinenler olacaktır. İşte bu kadardı.
Yazacakları bitti diyeceklerdir. Zaten yazıları işe
yaramazdı diyecekler. Varsın desinler.
Eyvallah… Onlara cevap bile vermeyeceğim artık.
Onlar ki; Necip Fazıl’ın deyimi ile bir kişiye dokuz pul,
dokuz kişiye bir pul taksim eden açlar… Kalem sizin olsun,
koltuklar sizin. Makam sizin olsun, payeler sizin. Yüz sizin
olsun, iki yüz sizin. Ayna sizin olsun, akis sizin. Cam
kenarı sizin olsun, loca sizin. İktidar sizin olsun,
muhalefet sizin. Yer sizin olsun, gök sizin. Marinalar sizin
olsun, küçük dağlar sizin.
Yazacaklarım bitmedi daha. Daha yazacak çok şey kaldı
geriye. An gelir en iyi söz hiç bir zaman söylenmeyen söz
olur. Sözün bittiği an gelince söz dile gelmez, dilsiz olur.
Keşke yazsaydı, yazmaya devam etseydi diyenler olur mu
bilmem. Eğer var iseler ben onları duymasam da bilirim ki
onların talebi dua kabilindendir. Asıl sözler ehline
söylenmeli, sırrını ve hikmetini bilen söz ehline. İşte
onlara selam olsun.
Onlar bilirler ki söylenen ve söylenmeyen, yazılan ve
yazılmayan her ne olursa olsun gönülden gönüle bir yol
bulur. Yere düşmeksizin sinelerde saklanır. Gıyaben
söylenirse dua olur. Vicahen söylenirse gül destesi olur.
Keşke daha fazla yazabilseydim. Yazabilseydim eğer
keşkelerimi de yazardım anlamak isteyen gönüllere…
Belki de veda etmeliyim sizlere. En derinden söylenen kelime
ile “El-Veda”.
Yeni Sakarya Gazetesi, 03 Eylül
2008
ibrahimselamet@gmail.com
SAYFA
BAŞI
Yazarın diğer yazıları:
KEŞKE
ALİYA
SEMPOZYUMU
SAKARYA
- BALKAN BULUŞMASI (3)
SAKARYA
- BALKAN BULUŞMASI (2)
SAKARYA
- BALKAN BULUŞMASI (1)
Aşk
olsun
Doğu
Bosna'da Ezan Sesleri
Boşnak
Gecesi
İyilik
Köprüsü SAKVA
Kosova
Arnavutları ve Türkçe
Alauddin
Medresesi – Kosova
Kosova
İslam Birliği
Serdivan
Recep
Aco’nun Hikâyesi
Urime
Pavaresia e Kosoves
Nasıl
bir ülke
Zincirden
kolyeler
Başbakan’i
dinlerken
CHP
ve MHP üzerine
Bosna
ve Alija
Şah
ve piyonlar
Cumhur’un
cevabı
SAÜ
Rektörü Sn. Mehmet Durman’a Açık Mektup
Akıl
Tutulması
Uludağ
Zirve notları (II)
Uludağ
Zirve notları (I)
Filistin
Maden
Deresi
Kutsal
İttifak
Susma
Vakti…
“Edeb,
ya Hu”!
Sapanca
Şiir Akşamları
Başbakan’ın
Kosova seferi
Paradoks
ülkesi…
Aynadaki
yüz…
İkiyüzlü
Fransa
Öfke
Medeniyeti
SAYFA
BASI
|