·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA SMS  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
·  NETMEETING  
·  CHAT  
   
   


  GÖZCÜ

                                         OZAN YUSUF POLATOĞLU

 

ozanpolatoglu@googlemail.com



 

BİR ALPEREN  YÜKSELDİ


Sivas’tan bir yıldız kaydı
Maraş’ın zirvelerine..
Bir Alp-Eren ruhu ağdı
Türkiye’nin göklerine..

    Alp yiğitliğini, eren olma ruh ve duygusunu “özünde” toplayan, “yüzünde” tebessüme dönüştüren, “sözünde” cesaretle dile getiren, “izinde” yürüyüşe taşıyan, “tezinde” milli ve ilmi bir fikir hareketine yükleyen bir alperen, bir devlet adamı, bir gençlik önderi yüzünün akıyla ebedi aleme yürüdü..

    Çekirdekten gelmek, mesafeleri  adım adım yürümüş olmak, özümseyerek, idrâk ederek yaşamış olmak onun seyir çizgisi idi. Fırtınalı yılların içinden tecrübeleri kazanarak geçti. Perde arkalarındaki karanlıkları teşhis ederek geniş bir istihbarat bilgisi ile, basiret ile, feraset ile donatılan bir birikimin insanı olarak milletimiz için önemli bir noktada idi. Yaşına göre daha ileri birikimleri kazanarak bir olgunluk noktasına erişmişti.

     Perde arkası güçlerin oyunlarının uygulandığı o 70’li senelerde vatansever olmanın şuuru ile mukabele eden mücadelesi, sonra taş duvarlar içinde uzun seneler çektiği çile, bu değerli yüreği büyüten bir aşk ateşi  gibiydi. Gördü, anladı, kavradı ve bir tecrübe çınarı oldu. Millet ve devlet hayatımız için, tarih şuurumuz anlamında, dün-bugün-yarın ekseninde bir yol haritası olmak noktasındaydı.

     28 şubat sürecinde Muhsin Yazıcıoğlu Millet hakimiyeti’nin sesi olmak anlamında Türkiye’ye demokrasi dersidir.  Bu bir mübalağa değil gerçeğin teslim edilmesidir. Kerameti kendinden menkul liderler, karizmatik oldukları vehmindeki  siyasiler geri dönüp o günlerde kendilerinin neler söyleyebildiklerine ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun demokratik cesaretine, ortaya koyduğu tavır ve sözlerine tekrar bakmalıdırlar.

    Fırtına geçtikten sonra demokrat olanların rağbet gördüğü yerde,  Muhsin Yazıcıoğlu bir fark ortaya koymuştur. O günlerde Muhsin Beyi dinlerken bir noktanın altını çizdiğimi hala çok net hatırlıyorum. Hayranlıkla“Bu konuşmalar çok veciz, tahrikten uzak fakat çok kararlı ve anlamlı-açıklayıcı sözler. Gerekli, haklı ve etkili bir söylem olarak çok farklı. Samimi ve aynı zamanda yiğit bir duruşun, cesaretin eşi az rastlanır bir numunesidir” diyordum. Zira “darbe esintileri” olduğu zaman Ankara’daki siyasilerin dilini yutması ya da ne anlama geldiği belli ol(may)an konuşmaları malumdur ve -olumsuz anlamda- meşhurdur.  Muhsin Yazıcıoğlu onlardan biri olmadı, kendi olarak yaşadı.

    Siyasi mücadeleyi bir gönül hareketine dönüştürebilmek, politikanın içindeyken bile gönül sıcaklığının içinde kalmayı başarmak…işte bütün mesele bu olsa gerek.. Herkesin takdir duygusunu kazanmış olmak bir Anadolu güzelliğidir. Bir Anadolu gülü olarak hayranca  bakışları üzerinde topladı.. Sağdan, soldan bütün istikametlerden ona bakan “gözler” takdir dolu “sözler” söylediler. Hak ile halk ile olmanın haklılığı tezahür etti..

    Onun “vefatı vefayı” zirveye çıkardı. “Büyük Birlik” onun ideali idi. Türkiye gördü ki giderken de olsa büyük birliği başardı. “Veda”sı  öyle bir “eda”yı ortaya koydu ki Türkiye çapında hakkıyla bir hak teslim etmeye dönüştü. Allah onu sevdirdi. Ankara’nın az gördüğü günlerden bir gündü ve önemlisi göstermelik olmanın ötesinde Türkiye semaları görülmemiş bir samimi hak teslim etmeye şahit oldu.

    Taş duvarları Yusufiye edebildi. Yapılan haksızlığa rağmen metaneti korudu ve sabrı bildi. Başkalarında örneği çok görüldüğü gibi zindan şartlarından olumsuz etkilenip isyana sürüklenme, ya da içinde olduğu ideolojinin hırsıyla iyice hırslanan veya ideolojisinin yanlışlığını anlayıp tükenen durumların ötesinde, o inancının haklılığı ile Hakk’a sığındı. Üşüten soğuk beton duvarları, gönlünden esen sıcak söz esintileriyle eritti adeta. Aşk ülkesinin çocuğu olmak buydu zira. İki metrelik beton hücreden geniş ufuklara açılabildiği o zor anlarda kaleme aldığı şiir, bugün bütün yüreklere bir duygu titreşimi verdi. Bu öyle bir yürek ki, .. “Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır….Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum..(..) Hafif bir rüzgâr gibi süzülüyorum” diyebiliyor. Bu öyle bir gönül ki, “Güvercinler ülkesinde dolaşıyor…Bir çeşme başı arıyorum.. (..) ..Zikre dalmış her şey..Güne gülümserken papatyalar..Dualar gibi yükselir ümitlerim” diyebiliyor. Bu öyle bir inançlı can ki, “Huzur dolu içimde.. Ben sonsuzluğu düşünüyorum…Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum” diyebiliyor. Ve bu ruh öyle umut özüne sahip ki, “Durun kapanmayın pencerelerim…Güneşimi kapatmayın” diyerek yarınki doğacak güneşlere bakabiliyor.

    Nitekim, Sivas toprağından, vatan bağından açan gülün Şarkışla bulağından suyunu almasıydı bu.. Çile gerçeğinin, hüzün çiçeğinin boyunu almasıydı bu.. Malazgirt Alpaslan’ının Alpliğini, Anadolu Yunus’unun huyunu almasıydı bu.. Mevlanaca teslimiyetle Maraş zirvelerinde Şeb-i arus toyunu almasıydı bu..

    Yiğit insanımız.. Canımız.. Muhsin Başkanımız.. Vedamız Hüda’mıza olan dualarla doludur.. Dualar sevdalarımızdır. Dilekler meleklere havaledir.. Fatihalar bu iman yolunun harcındadır, gönül fetihlerinin burcundadır..Tacettin dergahından ulu rahmetin dergahına yolculuktur bu.

    Allah rahmet eylesin.. Mekânı cennet olsun.. Mevlâ’mız Gönüllere sabırlar versin.. Yunus’umuzun dediği gibi, “Ölürse tenler ölür-Canlar ölesi değil..” Can, fikir, düşünce, sevgi, muhabbet, heyecan, iman yaşasın..Yaşasın..Yaşatılsın...


ozanpolatoglu@googlemail.com
Website: ozanyusuf.net

SAYFA BASI


Yazarın diğer yazıları:

BİR ALPEREN  YÜKSELDİ
28 ŞUBAT’a Yeniden Bakış
MISRALARIN GÜCÜ
İSRAİL AH İSRAİL
Demokrasiye Bakın
Yeni göç yasası... Yine güç yasası
Cumhuriyet Halk Partisi
Bir seçim böyle geçti
EY 367...
Merhaba sayın Baykal
Kaosa bak kaosa
Beyaz Saray Bembeyaz (!)
Âşık Yaşar Reyhânî (1)
Vicdan Testi
Bir taraf ‘şan’ (!) alıyor
    Bir taraf ‘perişan’ oluyor

Seçim Şakası
”Avrupa birliği”inden ”Ortadoğuda”ki karışıklığa
Nice Saddam nice Bush geçti bu dünyadan
Bayram o bayram ola
Iraktan huzur ırak
Bağdat Bağdat 
Geldi petrol diyarına Amerikalı kovboy

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Ozan Yusuf Polatoğlu
BİR ALPEREN  YÜKSELDİ
Orhan Aras
Bir Türk Alpereni: İbrahim Bozyel
Mahmut Aşkar
Düşünmeğe Zaman Yoksa...
Yakup Yurt
Gerçek tek, yorumlar farklı...
Nuran Yelkenci
Günümüzün bazı cemaat liderleri (Şeyhleri)
Hidayet Kayaalp
Eşeklerin Gizemli Dünyası
Yılmaz Kuzucu
Hayat; sebep ve sonuç
Halil Gülel
Kim ateşliyor bu fitili
Hasan Kayıhan
Ben "Hicbir Şey" demiyorum!..
Prof. Dr. Ümit Özdağ
Saldırılan Polis
Üzeyir Lokman Çaycı
Yolcular
Betül Parlar
Uyuşturucu Bağımlıları
Şefik Kantar
Bir Yürüyüşün Anotomisi
Dr. Nebil Bozdoğan
Botox zehir mi ilaç mı?
Mustafa Can
M İle M’nin Gölgesi Sohbet Ederken....
M. Ali Aladağ
Varılmaz menzile bu gidişle
Fikret Ekin
Dededen Toruna Türkçe(!)
Ayten Kılıçarslan
Avrupa aydınlanmış da...
Muhsin Ceylan
Kin vaizleri /Hassprediger
Yakup Tufan
Uyum nedir?
İsmail Altıntaş
Gençlik ve Eğitim
Şensel Aşkın
Kültürel Çözülme ve Zorlanan Kişilik
Latif Çelik
Korkarım sonunda o'da olacak
Alperen Çelik
Ortadoğu
Sebahattin Çelebi
Bu şehir, varoşlarında 
gizlerdi seni...
Ali Kılıçarslan
Anti-İslam kampanyası
Sizden Biri
Nadan elinden
İsmail Tüysüz
Yılbaşı ve noel kutlamaları hakkında neler biliyoruz
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç