A vitaminini unutmayın! Mevsim meyvesi gibisi yok. Strese son vermenin 15 yolu

Kendinizi değil kilonuzu yakın

·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
   
   


  BRÜKSEL MEKTUBU

               Yakup YURT

 

yakup.yurt@skynet.be



AYDINLAR VE DERİNLİKLER…

Birçok liberal demokrat Türk aydınında gizli veya gizemli olayları “derin Devlete” atfetme alışkanlığı vardır.
Tanzimat kafalı, taklitçi ve tercümeci bazı yarı-aydınlar ise komplo teorilerine yönelmeyi marifet sayarlar.
Onlara göre, olan bütün olumsuzluklar “dış şeytanın” işidir…
Kötüler hep dışarda, iyiler hep içerdedir.
Biri ötekine alet olur, öteki onu kullanır.
Sevmedikleri birşey gerçekleşince hem “dış şeytanı” suçlayıp rahatlamış olurlar, hem de tepki vererek aydın niteliklerinin haksız ve beyhude olmadığını kanıtlamış olurlar.

***

Ben ona “yerleşik düzen” diyorum.
Kendisini idame ettirme konusunda her düzen doğal bir eğilime sahiptir, çünkü mevcut düzenden beslenenler onun değişmesini istemezler.
Ve mümkün olan en uzun süre dümende kalmak için azami gayret gösterirler.
İşte bu gayretlerin bir bölümü açık, bir bölümü kısmen veya nispeten gizlidir.
Gizlinin peşinden deşifre etmek ve akabinde fikir yürütmek aydın zevatın görevidir.
Demokratik sistemlerde herkesin yeri, görev alanı ve çalışma kuralları bellidir.
Toplumsal huzur açısından herkesin görevini liyakat ve sadakatla yapması beklenir.
Demokratik ve objektif bilgi akışı sağlanmadığı takdirde, kendisine aydın sıfatını yakıştıran bir takım bilgi hamalı enteller ya tutarsa misali tahminler sıralamaya başlarlar…
Yanılmak ayıp değil ya…
Hepimiz de insanız sonuçta ve “düşmez kalkmaz bir Allah…”

***

Üniversitede iletişim okumuş ve epeyce de mürekkep yalamış biri olarak naçizane bir-iki görüş beyanında bulunacağım izninizle.
Sürçülisan edersem peşinen affola.
Aydının görevi aydınlatmaktır !
Mademki aydınsın, adın üzerinde aydınlatacaksın.
Mum gibi dibin karanlık kalsa da, etrafına ışık saçacaksın.
Bu senin birinci görevin.
Fakat önce aydınlatacak bir aydın olabilmek için kendin aydınlanacaksın.
Rahmetli Uğur Mumcu’nun ifadesiyle “fikir sahibi olmadan zikir sahibi olmayacaksın”…
Bildiğin ve inandığın doğruları söyleyecek kadar cesur olacaksın !
Sonra tarafsız değil, tam aksine taraflı olacaksın : Karanlığa karşı aydınlığı, hurafeye karşı bilimi, haksıza karşı haklıyı, yalana karşı doğruyu, zalime karşı mağduru savunacaksın.
Ve bunu küfür, hakaret ve iftiradan uzak kalarak yapacaksın.
Birilerinin adamı veya kadını değil, adam gibi adam veya kadın gibi kadın olacaksın !
Samimi ve dürüst olacaksın, kalemini veya kameranı satmayacak, bilgi hamalı beynini iktidar veya sermaye sahiplerine kiralamayacaksın.
Ya göründüğün gibi olacak, ya da olduğun gibi görüneceksin !”
İşte o zaman halk sana inanır, güvenir, yanılsan da affeder, cüzdanını doldurur…
Yok oluyor diyorsan, kendine başka bir meslek seçeceksin.
Unutma ki sen ve senin gibiler bizler için üretiyorsunuz.
Okuyan biziz, izleyen biziz, seyreden biziz, beğenecek olan da beğenmeyecek olan da biziz.
Ürettiğinizi tüketmeyiz, bitersiniz.
Biz halkız : Biletinizi keseriz, çeker gidersiniz.
Bulunmaz Hint kumaşı değilsiniz sonuçta…

***

Fakat kolaycılığa kaçmayacak, kendini sürekli geliştirecek ve çıtayı yüksek tutacaksın.
Halkçılık ile halk dalkavukluğunu birbirine karıştırmayacaksın.
Çalar saatin kuşu gibi her saat başı kafanı delikten çıkarıp ötmeyeceksin.
Biliyorsan konuşacak, bilmiyorsan susup dinlemeyi öğreneceksin.

***

Bunca uzun bir giriş faslının esbabımucibesi nedir diyenlerinizi duyar gibiyim.
Yılbaşından birkaç gün önce yazılıp çizildiği üzere, emekliye ayrılan Brüksel valisi Frankofon bayan Véronique Paulus de Châtelet’nin yerine yasal süresi için başka bir Frankofon vali aday gösterilmediği için bu göreve yılbaşından itibaren ve belirsiz bir süre için Brükselli Flaman vali yardımcısı bay Hugo Nys atandı.
İşte bu noktada “derin” sorulara başlayabiliriz…
Bu gecikme veya ihmal nereden ve kimden kaynaklanıyor ?
Brüksel Hükümetinden resmi bir yorum gelmedi.
Sadece Federal Hükümetteki kriz nedeniyle yavaştan alındığı fısıldanılıyor.
Diğer yandan Frankofon liberal MR partisi bu görevi kaldırma niyetindeymiş.
Eski Brüksel Bölge Hükümeti Başbakanı MR’li François-Xavier de Donnea ve FDF Başkanı Olivier Maingain bu görevin kaldırılıp azaltılmış yetkilerle Bölgeye aktarılmasına ilişkin yasa teklifini Federal Meclise sunmuşlar.

***

Normal koşullarda Türk kökenlilerin çoğunlukta yaşadığı ve nüfusunun yarıdan fazlası yabancı kökenlilerden oluşan Brüksel Bölgesinin en küçük belediyesi olan Saint-Josse-ten-Noode’un PS’li başkanı Jean Demannez yılbaşından itibaren Brüksel valisi olacaktı.
O bu göreve geldiğinde ise Brüksel Bölge Hükümetinin PS’li Türk kökenli Bakanı  Emir KIR 7 Haziran günü yapılacak bölge seçimleri kampanyası ortamında göçmen kökenli biri olarak belediye başkanlığı makamına gelecekti.
Zira son yerel seçimlerde en yüksek tercih oyunu Emir KIR almıştı ve bu onun yasal hakkıydı.
Ama her nedense olmadı.
Olmadı mı, olamadı mı, oldurulmadı mı ?
Olsa iyi mi olurdu, kötü mü olurdu ?
Böyle olmasına kim ve hangi amaçla karar verdi ?
Acaba Belçika’da da “derin Devlet” var mı ?

***

Öffff…. Bıktım yahu “derinliklerden”…
Bilgi veren olsa da, rahatlasak !
Neredesiniz, çok bilmişler ?

Yakup Yurt ©
Brüksel, 04 Ocak 2009
yakup.yurt@skynet.be

Not : Yazımın içerdiği bilgiler günlük La Libre Belgique gazetesinin 31/12/2008 tarih ve “H.Nys exerce la fonction de gouverneur par défaut de titulaire”başlıklı yazısında mevcuttur.(Y.Yurt)

 YAZARIN DİĞER YAZILARI:

AYDINLAR VE DERİNLİKLER…
UMUDUMUZ HERMAN…
BAYRAM, NOEL, YILBAŞI: PAMUK ELLER CEBE !
KRAL ÇIPLAK, YA DA PUJADİZMİN AYAK SESLERİ…
KURBAN BAYRAMI DEYİNCE AKLIMA GELENLER!
AT BİR E-POSTA, AL BİR E-BEBEK…
PARAYA TAPANLARIN EMEĞE SAYGISI OLUR MU ?
GÜNEŞ DOĞMAK İÇİN BATAR ?
Obama Matonge’nin Yıldızı
HEY OBAMA OBAMA, ODUN LAZIM SOBAMA…
CUMHURİYET NE DEMEK ?
24 Ekim 1967-24 Ekim 2008 : TAM 41 YIL OLDU BELÇİKA’YA GELELİ…
TÜRBÜLANSTAN KORKMAYIN, UÇAĞIMIZ DÜŞMEYECEK…
BRÜKSEL’DE BURUK BİR BAYRAM GÜNÜ…
27 Mayıs’tan 12 Eylül’e giden süreç ve sonrası
SIK SIK SEÇİM, BELÇİKA’DA ZORLAŞTI GEÇİM…
DARBELERLE DOLU 58 YIL
GEMİDE KAPTAN VE PUSULA VAR MI ?
1968- 2008 : 40 YILDA NEREDEN NEREYE ?
24 NİSAN 1982 YANGINI VE “CEBELER”
“SİAMO MOLTO ADDOLORATİ”
En büyük terör ırkçılıktır
Doğum günümde yaşamımdan kesitler
Güvenoyu mu, mayınlı tarla mı
Tarihte bugün...
Kaptan Pilot Yves'in Ulusa Seslenişi
Irkçılık umutsuzluktan besleniyor...
İnanc düşmanı özgürlük havarisi
Seyir devleti ve Sarkozy
Rehberlik nedir, ne değildir
Yoğurt tuttu mu, tutmadı mı, yakında görülecek…
Danke Şön Dazlak
Brüksel’de durum ne?
Medya diktatörlüğü, gönül körlüğü
Sisli havada siyaset
Kurban Bayramı Arifesinde Bazı Görüşler!
07 Aralık dört iyi insanımızın öldüğü kötü bir gün…
Belçikalılaştıramadıklarımızdanmısınız?
İstanbul’a gay belediye baskanı mı? Vay anasını…
Ah Belçika, vah Belçika
Bayram geldi neyime!
Bugün 19 Mayıs Gençlik Ve Spor Bayramı (mı)?
SARKOZY VE SEÇİMLERE BİR AY KALA
BELÇİKA'DAKİ DURUMUMUZ...

Gerçek tek, yorumlar farklı...
Kem küm, lam lum!
MERİNOS KOYUNU MU, GLOBAL SERMAYENİN OYUNU MU?
BRÜKSEL'E KAR YAĞDI, GÖNLÜM ÜŞÜDÜ…
Yılbaşı bahane, dostluk şahane
Yılbaşı gecesi yaklaşırken
Küresel Sessizlik
İmkansızı olanaklı hale getiren devlet adamı: Bülent Ecevit
Korku Bahçesinde Sevgi Yeşermez
Bugün 23 Nisan
Tarihte ve gelecekte kadının yeri
Mösyö Sarkozy kimdir?
Esti Nesim'i Bahar, Ya da Nevruz Ateşi
Darbede Doğan Deniz
Kısır Döngü veya Kuyruğunu Isıran Yılan
Edison lambaya püf dedi!
Her şeye gülünür mü?
Mozart Bugün 250 Yaşında
UĞUR’suz bir günün düşündürdükleri!..
Kurban Bayramı Arifesinde Bazı Görüşler
Epifani Yortusu ve Kral Galetası
şünüyorum, Öyleyse Varım (Descartes)
Yılbaşı Gecesi Yaklaşırken
Ankara-Brüksel Diyaloğu...
BREL en büyük Belçikalı seçildi
Çağdaş Uygarlık Yolları Mayın Döşeli
Adile Naşit: Vazgeçilmez ve bir daha gelmez…
İntihar Komondosu Belçikalı Meryem
Dil ve Aşağılık Duygusu
ÖEK Üçlüsüne Ne Oldu?
Bayram Geldi Neyime
Ramazan Bayramınızı candan kutlarım!...
Ah Mutluluk Ah!..
Değişim, Gelişim ve İlerleme
Sınıftan Atılan "İnkarcı"...
Avrupa, Avrupa, Duy Sesimizi...
La Brabançonne ve İstiklâl Marşı
Darbelerle Dolu 55 Yıl
Tükenen Ömürler
Gurbetten Gelmişim...
Lahey'de Kısa Bir Günden İzlenimler
1950’den Mektup Var…
Nereden geldik, nereye gidiyoruz?
Tutarlılığa Davet
Köprünün altından daha çok sular akacak

   
SAYFA BASI

Yakup Yurt
UMUDUMUZ HERMAN…
Mahmut Aşkar
Çarpıtılan, Kirletilen Değerler
Ali Kılıçarslan
Koch’a siyasi ahlak dersi
Hüseyinleşmek (2):
Hayatın İki Tezatı
Muhsin Ceylan
Nesneleştirilen Öznelerden biri Marco…
Ali Kılıçarslan
Koch’a siyasi ahlak dersi
Nuran Yelkenci
Ne Mutlu Türküm Diyene!..
Ozan Yusuf Polatoğlu
Merhaba sayın Baykal
Orhan Aras
Dinle küçük adam!
Hayrettin Çakmak
1070 Rakımlı Tepe
Ayten Kılıçarslan
Yeni bir skandal!
Hidayet Kayaalp
Düşünmek farz mıdır?
Hasan Kayıhan
Bizim "Diaspora" Show
İsmail Altıntaş
Diaspora ve Kimlik
Prof. Dr. Ümit Özdağ
Türkiye'nin En Büyük Sorununa Cevap
Haldun Çancı
İran, Türkiye'nin düşmanı mı?
Fikret Ekin
İnsan ve İnsan
Veli Kalli
Gurbet Çilesi
M. Ali Aladağ
Almanya Tehlikeli Sinyaller Veriyor
Prof. Dr. Berhan Yılmaz
Biri bana anlatsın
Prof. Dr. İbrahim Ortaş
Şiddet ve Eğitim Sitemimiz 1
Üzeyir Lokman  Çaycı
Şehirleşme
Yılmaz Kuzucu
Mart mektubu
Şefik Kantar
Her şey hayallerle başlar
Sebahattin Çelebi
zifirî
İsmail Tüysüz
”Avrupa’nın Anası Anadolu” Konferansına İlgi Büyüktü
Prof. Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
Enerjimizi Ulusal Sorunlarımızın Çözümüne Harcayalım
Erhan Türbedar
Kosova’ya İki Yeni Bakanlık Devrediliyor (?)
Mustafa Can
Ben Uyumdan Yanayım, Ya siz..........
Serdar Çelebi
Fransa olayları ve Avrupa’da ‘Yeni Irkçılık’
Yakup Tufan
Fransa’nın İmajı
Betül Parlar
Hey du...
Şensel Aşkın
Bilginin/Doğruların Etkinliği
Halil Gülel
Gerçek Güzellik
Dr. Nebil Bozdoğan
Botox zehir mi ilaç mı?
Sizden Biri
Sen neymişsin be abi?
Alperen Çelik
Yeni Vietnam IRAK
İsmail Altıntaş
İslâm Dininin Engellilere Sağladığı Kolaylıklar
Latif Çelik
Ayný acýyý duyanlar en samimi olanlardýr
Dr. Nebil Bozdoğan
Kozmetik cilt tedavisi amaçlı lazer uygulamaları
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç