·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA SMS  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
·  CHAT  
·  NETMEETING  
   
   


  DÜŞÜNCE TURU

               Fikret Ekin

 

fikretekin@web.de


Komplo Teorisi Yok-2

      Madem komplo yok, kapitalistlerin/kapitalizmin kanunları var ve biz onları komplo teorileri ile anlayabiliyoruz, o halde, binlercesini birlikte yaşadığımız bazı olayları, uzun bir tarihe gitmeden, alt alta yazıp, toplayalım, bakalım ne çıkacak?..

      Mesela PKK ve Abdullah Öcalan olayını ele alalım. Sağ/sol çatışmasının o bulanık günlerinde, sol cenah içinde , Siyasal Bilimler Fakültesinde, olayın boy atışını, filizlenmesini, serpilip/gürleşmesini ve kök salmasını nasıl ve kimlerin bilerek/kimlerinde gafleten yardımları ile sağlandığını düşünelim...

      Herşey tam açığa çıkmasa da, çıkanların ipuçlarından yola çıkarak PKK’ya Suriye’nin, İtalya’nın, Yunanistan’ın ve diğerlerinin, niçin, ne kadar ve ne yolla yardımcı olduklarını alt alta yazalım...

      Belçika, Danimarka hatta Almanya ve ABD’nin, PKK ve uzantılarına ne kadar, ne niyetle ve hangi vasıtalarla yardım ettiklerinin bilinen dökümünü çıkaralım. Batı’nın adama babası hayrına yardım etmeyeceğini bilerek...

      Mesela Türkiye’nin Çekiç Güce niçin, ne gaye ile ve kimlerin destekleri ile, halkı nasıl yönlendirerek müsade ettiğini; Çekiç Gücün ise, basına  yansıyan kısmi kısımlarıyla, PKK’ya nasıl lojistik destek sağladığını düşünelim...

      Sonra da neden ve nasıl olup da, yine ABD ve Batı’nın yardımıyla, Öcalan’ın, Suriye’den çıkışa zorlanışı ve Afrika’dan Yunan Elçiliğinden paketlenerek Türkiye’ye teslim edildiğini sorgulayalım.

      Türkiye’de uzun yıllar tartışılmasına rağmen, bir türlü kaldırılamayan ve pek çok vatan evlatlarının cellatlara teslimini sağlayan idam cezasının, Abdullah Öcalan gelir gelmez, kimler tarafından ve hangi gaye ile, hangi bildik metodlarla tartışmaya açıldığı, kanunun çıkması biraz gecikince, Öcalan’ın idam kararının nasıl, niçin, kimlerin desteği ile, hem de hukuka aykırı bir biçimde, Bakanlar Kurulunda tutulup, meclise getirilmediğini sırasıyla bir düşünelim...

      Sonra hiç bir mahkuma nasip olmayan bir izzet-i ikram ile bir odada nasıl “misafir” edildiğini, belli günlerde nasıl olup da, basın açıklamaları ile gündemi ve örgütünü güçlendirmeye devam edebildiğini, geçen süre içinde işlediği ısrarla iddia edilen cinayetleri, nasıl gündemden çıkarılarak, yavaş yavaş bir mazlum halk hareketi lideri haline dönüştürüldüğünü, hafızalarımızı yoklayarak hatırlayalım...

      Ve bugün gelinen noktada, AB’nin niçin Öcalan’ın yeniden yargılanması konusunda bu kadar ısrarcı olduğunu, aynı şeyi niçin bir Leyla Zana ve benzerleri için yaptırdığı halde, başka hiç bir gurup veya kişi hakkında, aynı ısrarı, niçin göstermediğini de bir sorgulayalım.

      Bu sorgulamayı yaparken, Batı’nın baskısıyla yeniden yargılanan(!) Leyla Zana ve arkadaşlarının şimdi ne işle meşgul oldukları, Türkiye’nin AB kapısında beklediği ve hayati önem verdiği günlerde, nasıl bir bildirinin altına imza attıkları, her konuşmalarında Öcalan  ile ilgili, niçin “Sayın’lı” sözleri tercih ettiklerini, bu gücü ve desteği kimden, nasıl ve niçin almış olduklarını da ilave ederek, düşünelim.

      Bütün bunların ışığında da, son “Nevruz” kutlamaları sırasında  yaşananları bir kez daha gözden geçirelim.

      Dün Leyla Zana’nın ve arkadaşlarının yanında görmeye alıştığımız Belçika’lı yetkililer ve bilhassa Yeşiller’den Claudia Roth olmak üzere, tanıdık simalardan niçin kimse yok da, bu sefer de Danimarka Büyükelçisi var ve hangi güç-yetki ile o törenlerde zafer işareti yapacak kadar cüretkar. Yeni vazife Danimarka’nın mı?

      Mesela bir Türk Büyükelçisi Danimarka’nın içişlerini ilgilendiren, ayrılıkcı veya terörist bir hareketin törenine katılabilir mi? Türk Yargısının “katil-terörist” diye nitelendirdiği bir kişinin şahsından dolayı Öcalan’ın bacılarının elini öptüğü gibi, Danimarka’lı bir suçluya destek çıkabilir mi? Çıkarsa ne olur?

      Mersin’de Türk Bayrağı yakmadan tutun da, İstanbul’da “hazır kıta bekleyen” basın mensuplarının gözleri önünde, kadın coplayan polis olayına kadar, bu olaylara malum basının yaklaşım biçimi ve AB yetkililerinin bu konudaki çıkış veya suskunluklarına kadar, son gelişmeleri birbirleriyle, var olan irtibatlarını ortaya çıkararak, birleştirebilirsek, komplo teorisi, pardon, parçalama kanunu, çıkmaz mı ortaya?

      Hayır diyorsanız, Balkanların, Arnavutluğun, Mora’nın ve Girit’in elimizden nasıl çıktığını/çıkarıldığını iyice bir inceleyin...

      Evet diyorsanız, safları sıklaştırın, şeytan aralıklardan sızmasın/sızamasın!..

      Batı birleşirken, sizin bölünmeniz hayra alamet değil çünkü!

SAYFA BASI


Yazarın diğer yazıları:

Komplo Teorisi Yok-2
Komplo Teorisi Yok-1
Kerkük, Ne Kadar Türk?
Dededen Toruna Türkçe(!)
İman'ı Vurdular
Bir Ramazan Daha Geçti!
Bir Konuşmaya Notlar..
Güvenlik mi hürriyet mi?
Hadi oradan sende...
''Bu Ne Kafa"
''Puzzle'' ın bütününü görmek (3)
''Puzzle'' ın bütününü görmek (2)
"Puzzle'' ın bütününü görmek (1)
Berlin`deki Yargıclar izinde mi?
Ne olur, ne olmaz
Cadı Avı
Bizden hatırlatması
İki Olay ve Hasta kafa
İnsanlığa Kurulan Tuzak
Bir Bu Eksikti!
Bütün “teferruatta” mı saklı?
Kaşınan ve Kaşıyanlar
Dünden Bugüne Değişen Bir Şey Yok
   
SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Fikret Ekin
Komplo Teorisi Yok-2
Halil Gülel
Gerçek Güzellik
Mahmut Aşkar
Almanya  Kapitalizmi  Sorgularken
Nuran Yelkenci
2005 Dünya Kadın Yürüyüşünde, Müslüman Türk Kadınının Yeri
Hasan Kayıhan
Türkçe üzerine
M. Ali Aladağ
Bizim  Diyalogcularımız
Mustafa Can
Çağımızın Dervişe Açık Kapıları Var mı…
Ayten Kılıçarslan
Erkekler farklı mı ölür?
Sebahattin Çelebi
İstanbul, hiçbir şeyim...
Hidayet Kayaalp
Övgülerle sövgüler arasında
Orhan Aras
Ali ile Nino hala yaşıyor
Yılmaz Kuzucu
Estetik, armoni ve renklerin dili
Şensel Aşkın
Küresel ruh krizi
Betül Parlar
Sigara Bağımlılığı
Serdar Çelebi
ETU (Europaische Türkische Union)  ne yapıyor?
Muhsin Ceylan
Berlin’e hayali bir soru
Ozan Yusuf Polatoğlu
Bir taraf ‘şan’ (!) alıyor
Bir taraf ‘perişan’ oluyor
Şefik Kantar
Bir Yürüyüşün Anotomisi
Dr. Nebil Bozdoğan
Botox zehir mi ilaç mı?
Üzeyir Lokman Çaycı
Hanga Hunga
Yakup Tufan
Uyum nedir?
Sizden Biri
Sen neymişsin be abi?
Ali Kılıçarslan
Utandıran Pano
Alperen Çelik
Yeni Vietnam IRAK
İsmail Altıntaş
İslâm Dininin Engellilere Sağladığı Kolaylıklar
Latif Çelik
Aynı acıyı duyanlar en samimi olanlardır
İsmail Tüysüz
Yılbaşı ve noel kutlamaları hakkında neler biliyoruz
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç