·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
   
   


YENİ YOL
                                                                                    İbrahim Selamet
 
 
info@turkpartner.de



Uludağ Zirve notları (II)

    Vadinin içine girdikçe sisin koynuna ve belirsizliğe doğru yola almaya başladık. Kesif bir sis bulutu içinde göz gözü görmüyor. Aşağılara uzanan karla kaplı çanak içerisinde ekibi durdurdum. Çanağın karla kaplı olmayan güney yamacından Mehmet keşif için ayrıldı. Hüseyin, Osman ve Sinan çanak boyunda keşif yapmak için sis içerisinde kayboldular. Yanlarındaki telsiz tek irtibatımız. Başlarına bir şey gelme ihtimali beni korkutuyor. İçimdeki korkuyu saklamaya çalışıyorum.

    Ekibin geride kalanlarıyla beklemeye başladık. İlk defa aramıza katılan Ömer kardeşimiz ve Arzu’yu sık sık göz ucuyla kontrol ediyorum. Biraz hayal kırıklığı yaşadıkları yüzlerinden okunuyor. Bu arada Hasan Hoca çalı çırpı topladı. Küçük bir ateş yaktık. Sis bulutunun kalkmasını bir saat boyunca boşuna bekledik. Bir ara sis azaldığında nasıl azametli ve ihtişamlı bir dağın dibindeki çanakta olduğumuzu gördüm. O an yanlış noktada olduğumuzu anladım ama nafile. Hatayı yaptık bir kere. Aycan’ın teklifinin haklılığına kesin karar verdim ve telsizle keşif ekiplerini geri çağırdım.

    Bu arada aşağı inerken sert tabanlı botlarını almayan Hüseyin karlı yüzeyde yaklaşık 50- 60 metre kaymış. Osman da peşinden gitmiş. Kardan dolayı Hüseyin’in pantolonları iyice ıslanmış. Geri döndüğünde kurutmak için pantolon değiştirince olaydan haberimiz oldu. Şükür ki bir şey olmamış. Bu arada Aycan Body ilk uyarı sinyalini verdi ama onu dinlemedik. “Gölleri boş verelim, ardımızda kalan düzlükte kampımızı kuralım” dedi ama Aynalı gölün kıyısında kamp kurma hayalimiz bize tam iki saatlik zaman kaybına patladı. Gereksiz risk almamıza sebep oldu. Böylece ciddi dağcılığa ilk adımı atmış olduk.

    Keşif ekiplerinin geri dönmesiyle beraber gölleri aramaktan vazgeçtik. Hızlıca geriye yükselerek geride ve çok yukarıda bıraktığımız düzlüğe çıktık. Saat: 19.00 oldu. Güneşin batmasına bir buçuk saat var. Öncelikle çadırlarımızı kurduk. Ve hemen yemeklerimizi ısıtmaya başladık. Kurtlar gibi acıkmışız. Hepimiz aşağıdan birer kucak çalı çırpı getirmiştik. Kamp ateşini yaktık. Ateş başında içilen çaylar moralimizi yükseltti.

    Gölleri bulamamış olmak biraz hayal kırıklığına sebep oldu ama bu işin inadı olmaz. Geceye hazırlanmalıyız. Gece 03.13 te Nuriye’nin rahatsızlanması ile kalktım. Mide bulantısı ve üşüme hissi ile çadırdan çıktık. Nuriye yemekten dolayı rahatsızlandığını söyledi ama akut yemiş olabileceğini düşünüyoruz. Biraz ekmek yedi. Çadırın içinde ocağı yakınca biraz ısındı.

    Doğrusu ben de acayip bir üşüme hissi yaşıyorum. Nedensiz korkular beynime üşüşüyor. Sis altında sabaha uyanmaktan ürküyorum ama diğer yandan sabah güneşinden umutluyum. Isındıktan sonra tekrar uyumuşuz. Kuvvetli bir kahvaltı yaptık. Kahvaltı esnasında Arzu ve Osman’da geceleyin çok üşüdüklerini öğreniyorum.

    Akşamdan yediğim tuzlu zeytinlerin sebebini şimdi anladım. Vücuttaki tuz kaybına karşılık Aycan Body zorla bana zeytin yedirdi. Nuriye’de ısrarımıza rağmen zeytin yemedi. Sonradan keşke dedi ama sabah olmuştu artık…

    Kampımızı topladık. Geldiğimiz yoldan gerisin geri zirve çatalındaki patikaya ulaştık. Buradan itibaren güney batı yönünde kıvrılan patikanın bizi zirvenin dibine ulaştıracağını daha önceden okumuştum. Mehmet ise patika yerine sırt yamacından kestirme yürümek istedi. Ben dahil ekibimizdeki bir çok kişinin deneyimi olmamasından dolayı patikadan yürüme konusunda ısrar ediyorum. Patikanın geçtiği sırt yamacının sağ tarafı güneye bakıyor ve yüzlerce metrelik düşüş alanı… Güvenlik hissi ağır basıyor. Mehmet, Osman ve Hüseyin’e patikadan yürümemiz gerektiği konusunda ısrar ediyorum.

    Tam bu esnada hissettiklerime ben bile şaşırıyorum. Zirveyi falan unuttum. Ekibin emniyeti ve sağ salim geriye dönme düşüncesi ağır basıyor. Sırtımdaki kamp çantasının ağırlığını unutuyorum. Yamaçtaki sırt boyunda yürüyen Mehmetler de patikaya inince rahatladım ve grubun en önünde patikaya vurdum.

    Ekipteki arkadaşlar hemen solumuzda yükselen Karataş tepesini zirve zannediyorlar. Patikamız bizi bu tepenin altına ve arkasına doğru dolandırmaya devam ediyor. Aslında gerçek zirvenin o tepenin ardında olduğunu söylüyorum. Bir saatlik yürüyüş sonunda tam zirvenin altındayız.

            Devam edecek…

SAYFA BAŞI


Yazarın diğer yazıları:

Uludağ Zirve notları (II)
Uludağ Zirve notları (I)
Filistin
Maden Deresi
Kutsal İttifak
Susma Vakti…
“Edeb, ya Hu”!
Sapanca Şiir Akşamları
Başbakan’ın Kosova seferi
Paradoks ülkesi…
Aynadaki yüz…
İkiyüzlü Fransa
Öfke Medeniyeti
 

   
SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

İbrahim Selamet
Uludağ Zirve notları (II)
Mahmut Aşkar
Batı’ya Sırt Çevirmek
Osman Seçmez
Hayatın gerçek adı: SU
Hidayet Kayaalp
Söğüt’ün sevenleri
Şefik Kantar
Papa radikallere koz verdi
Nuran Yelkenci
Mutfaktaki İsraf
Hayrettin Çakmak
Konfeti Demokrasi
Haldun Çancı
Kırk Katır Mı, Yoksa, Satırları Paket Mi İstersiniz?
Orhan Aras
Bir roman, bir tesbit ve "Sarı Muallimler"
Prof. Dr. İbrahim Ortaş
Üniversite: Girmek mi, çıkmak mi zor
Hasan Kayıhan
Farkında mısınız?
Yılmaz Kuzucu
İnternet, gençlik ve biz
M. Ali Aladağ
Sadece Ölü Balıklar mı?
Fikret Ekin
Yine İnsan
Ali Kılıçarslan
“Almanca'yı Koruma Yasası” mı?
Prof. Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
Ülkemizden çalınan tarihi eserlerimize sahip çıkalım
Prof. Dr. Ümit Özdağ
12 Eylül Öncesi Hesaplaşması ve Sol Kültürel Terör
Tevfik Abdin
İstanbul’da BENİ HEP ALDATTILAR...
Yakup Yurt
Kısır Döngü veya Kuyruğunu Isıran Yılan
Üzeyir Lokman Çaycı
Yolcular
Veli Kalli
Sorunumuz Kuş Gribi Değil
Ayten Kılıçarslan
Türkler şiddet kurbanı
Erhan Türbedar
Kosova’ya İki Yeni Bakanlık Devrediliyor (?)
Dr. Nebil Bozdoğan
Ameliyatsız Yüz Gençleştirmede Son Nokta
Serdar Çelebi
Fransa olayları ve Avrupa’da ‘Yeni Irkçılık’
Yakup Tufan
Fransa’nın İmajı
Sebahattin Çelebi
kadıköy
Mustafa Can
Bayram Gelince Bir Şeyler Olur Bana Canım....
Betül Parlar
Hey du...
Şensel Aşkın
Bilginin/Doğruların Etkinliği
İsmail Tüysüz
Son İki büyük Revulusyonda İstanbul`un Önemi
Halil Gülel
Gerçek Güzellik
Muhsin Ceylan
Berlin’e hayali bir soru
Ozan Yusuf Polatoğlu
Bir taraf ‘şan’ (!) alıyor
Bir taraf ‘perişan’ oluyor
Sizden Biri
Sen neymişsin be abi?
Alperen Çelik
Yeni Vietnam IRAK
İsmail Altıntaş
İslâm Dininin Engellilere Sağladığı Kolaylıklar
Latif Çelik
Ayný acýyý duyanlar en samimi olanlardýr
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç