Almanya
Seçimlerini Nasıl Okursunuz?
Kuzey Ren Vestfalya Eyalet seçimlerini de 39 yıllık
iktidar döneminden sonra kaybeden SPD, ani bir kararla erken
seçime gitmeyi tercih ettiğinde, hemen hemen herkes bu
durumu bir siyasi intihar olarak değerlendirdi. Başka
bir ifadeyle, Alman Sosyal Demokratların bu seçimlerde büyük
bit hezimete uğrayacağı kanaati hakimdi.
Kamuoyu araştırmaları da, CDU/CSU’ya
FDP’yle birlikte iktidar olma şansını
veriyordu. Hatta bazen Hıristiyan Birlik partileri CDU/CSU’nun
tek başına hükümeti kurabileceği tahminleri
bile yapılmaktaydı. Schröder-Merkel televizyon düellosundan
sonra ibre yavaş yavaş Schröder’e kaymaya başladı.
SPD’yi bulunduğu kötü ortamdan düzlüğe çıkarabilecek
tek isim Başbakan Gerhard Schröder’di. Hem Schröder,
hem de parti olarak SPD, bu kozu iyi kullanarak, seçimlerin
son günlerine doğru Hıristiyan Birlik Partileriyle
aradaki mesafeyi daraltmayı başardı.
Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de Almanya’daki Türk
azınlık ve Türkiye hiç gündemden düşmedi.
Bazıları (SPD) 600-700 bin civarında tahmin
edilen Türk kökenli seçmenlerin oylarını “çantada
keklik” görürken, CDU/CSU Türklere ve Türkiye’ye karşı
olumsuz tutumuyla Alman seçmenden daha fazla oy almayı
hedefledi. Zaman zaman iki büyük partinin arasında
Almanya Türkleri ve Türkiye’nin AB Üyeliği konusu
bize zarar verebilecek bir boyuta sürüklenirken, istismar
konusu olmaktan da kurtulamadı.
SPD ve Yeşiller/Birlik 90 cephesine zarar verecek başka
bir sol hareket SPD’nin eski Parti Başkanı Oskar
Lafontaine ile Grego Gysi’nin başını çektiği
(Die Linke) sol ittfaktı.
Bugün itibariyle herkesi kara kara düşündüren bir seçim
neticesi var ortada. Buna göre; CDU/CSU %35,2
, SPD %34,3, Yeşiller
%8,1, FDP %9,8 ve Sol İttifak %8,7 oy aldılar.
Bu tabloya göre ne muhalefet ve ne de iktidar partilerinin hükümet
kurma planları gerçekleşmedi.
Bu ne demektir? Almanya 2. Dünya Savaşı’ndan bu
tarafa en ağır iktisadi krizini yaşarken
muhalefet seçimlerden beklenen başarıyla çıkmadı.
Bunda Bayan Merkel’in lider performansı gösteremediği,
kardeş partisi CSU’nun Başkanı Edmund
Stoiber’in eski Doğu Almanya seçmenine olumsuz bakışları
ve F. Merz gibi istikbal vaadeden parti ileri gelenlerinin
Angela Merkel’le ters düşmeleri gibi daha birçok
sebep ileri sürülebilir.
Bize göre bu seçimlerin galibi genel olarak SPD, Yeşiller
ve Sol İttifak (Die Linke)’tan meydana gelen sol
partilerdir. Çünkü, daha bundan birkaç ay önce SPD’nin
Başkanı Franz Müntefering’in başlattığı
“Vahşi Kapitalizm” tartışmalarına
CDU’nun Eski Genel Sekreterlerinden Heiner Geissler’in de
destek verdiği gelişme, bu ülkede globallaşan
dünya düzeninin sorgulanması işaretiydi. Alt ve
orta tabaka bu vahşi kapitalizmin kurbanları olarak
gittikçe topluma yayılmaya başlıyordu. İnsanlar
geleceklerinden endişeli, kapitalin oyuncağı
olmaktan korkuyorlardı. Biraz daha devlet himayesini ve
sosyal adaleti vaadedenler bu seçimlerden galip olarak çıktılar.
Türkiye cephesinden bazıları, Schröder ve
Fischer’in Türkiye’nin AB Üyeliği’ne sıcak
bakmalarına atıfta bulunarak, bu seçimde Türkiye
kazandı, deseler de, dış politikanın o
derce belirleyici olmadığı kanaatindeyiz.
Neoliberal-Neokonzervatif kapitalizmin girdabında sıkışıp
kalan geniş halk yığınları yukarıdaki
sebeplerden dolayı sol partilerden yana tercihini yapmıştır.
Bundan hem Türkiye hem dünya ölçeğinde alınması
gereken dersler, çıkarılması gereken neticeler
vardır.
Yazarın
diğer
yazıları:
Almanya
Seçimlerini Nasıl Okursunuz?
Türk
de Olmasa.....
Kendisiyle
Yüzleşmek
Bayrakla
Göbek Bir Arada Olunca...
Senden
Bana Yar Olmaz!
Cemil
Meriç’le Doğu’dan Batı’ya
Bizim
Diyalogcularımız
Dünyaya
Çekidüzenden
Önce...
Oyuna
Gelmemek
Cavanlık
Bir Uçar Kuştur
Kocalık Bir Naçar İştir
Varılmaz
menzile bu gidişle
Bomba
yağar başıma
Gurbet
düğünleri
ALSAK
MI, ALMASAK MI?
Terörizmle
kolonizm arasında
SAYFA
BASI
|