BRÜKSEL
MEKTUBU
Yakup
YURT
|
|
yurtyakup@gmail.com
|
GÖÇ, HAYALLER VE IRKÇILIK…
Belçika federatif yapıya geçmeden önce Belçika siyaseti üç
ayaklıydı : Sosyalist, liberal ve hıristiyan.
Ve doğal olarak bunlara tekabül eden ulusal siyasal partiler
vardı.
Herkesin evi-yeri belliydi…
Sonra SSCB dağıldı, Berlin duvarı yıkıldı, AB genişledi,
küreselleşme yaygınlaştı…
Komünizm ve sosyalizm öldü yerine bir tek kapitalist “demokrasi”
kaldı…
Bulundukları ülkelerin vatandaşı olan yabancı kökenlilerin
sayısı milyonlara ulaştı.
Kentlerin demografik, sosyolojik ve kültürel yapıları
değişti.
Göç yapısal bir olgu haline geldi ve göçmenler kalıcılaştı.
Yabancı kökenli bakanlar, milletvekilleri, encümenler
çoğaldı.
Yeni düzene ayak uyduran partiler isim değiştirmeye
başladılar.
Soldan sağa transferler olağan hale geldi.
Herkesin gerçekte paracı olduğu ortaya çıktı.
***
Eskiden PS olan sosyalistlerin partisi PS olarak kaldı.
Eskiden PRL olan liberallerin partisi MR (Reformcu Hareket)
oldu.
Eskiden PSC olan hıristiyanların partisi CDH (Demokrat
Hümanist Merkez) adını aldı.
Bir de bunlara ECOLO (Yeşiller Partisi) eklendi.
2003 yılında bu partinin eşbaşkanı olan Isabelle Durant’ın
ifadesiyle “Sosyalistler de sol, biz de, ama biz Ariel +
gibiyiz, daha iyi yıkarız” diyen eskilerin yarattığı
kirliliği temizlemeye aday çevreci kapitalist parti !
Yani oy avcılığı adına yapılmadık şey, söylenmedik söz
kalmadı.
Bütün siyasi partiler oy potansiyeli yüksek “yabancıları”
bünyelerine serpiştirdiler.
O nedenle de Emirdağ’lıların çoğunlukta olduğu Brüksel’de
Emirdağ kökenli adaylar çoğunluktaydı…
İşin garibi Türkiye içi siyasette sağ partileri destekleyen
çifte vatandaşlarımız Belçika siyasetinde oylarını
çoğunlukla müktesep (kazanılmış) sosyal hakların savunucusu
rolünü oynayan sol partilere veriyorlardı…
Tuhaf bir siyaset mühendisliği uygulaması yaşanıyordu…
***
Bugün La Libre Belgique gazetesinin bir haberine muhtemelen
ırkçı bir okuyucunun bıraktığı yorum beni hem güldürdü, hem
de derin derin düşündürdü…
CDH partisindeki son gelişmelerle ilgili olarak bir
memnuniyetsizliği dile getiriyordu…
Couscous
(Arap), Dürüm (Türk) Helal (Müslüman)
benzetmesiyle partinin Arap ve Türk kökenlilerin, yani
müslümanların, eline geçtiği ima ediliyordu…
Müthiş bir hayal gücü…
Mahinur Özdemir
isminde bir Türk kızı Brüksel Parlamentosuna başörtüsüyle
girmişti.
Hamza Fassa-Fihri
isminde Fas kökenli Bölge milletvekili ve Brüksel Nüfus
Encümeni parti başkanı Joëlle Milquet tarafından CDH
Brüksel Bölge Başkanlığına tek aday olarak önerilmiş,
partide huzursuzluk çıkınca üçlü yönetim yolu seçilmişti…
Yani başkanlık sultası sadece Türkiye’de yoktu…
Dünya Kadınlar Günü’nde PS’in bölge milletvekili Emin
Özkara ve PS’in yeni transferi Halis Kökten Türk
erkeğinin centilmenliğini kanıtlarcasına sokaklarda
kadınlara “sosyalizmin ve aşkın simgesi” kırmızı gül
dağıtmışlar ve herkesi şaşırtmışlardı…
Beyefendilerin bugüne kadar kendi eşlerine çiçek verip
vermedikleri merak konusuydu…
Aynı Emin Özkara Brüksel meclis kürsüsünden konuşmuş
ve Brüksel toplu taşıma şirketi STİB’in Brüksellileri
yeterince istihdam etmediğini haklı olarak dile getirmişti.
Yani artık yabancı kökenliler birşeyler yapıyor, söylüyor,
dolayısıyla rahatsız ediyordu.
Başörtülü kızımız kendisini eleştirenlere cevaben “kendilerini
Nazi döneminde mi sanıyorlar ?” türünden birşeyler
söylemiş ve anında tepkilere neden olmuştu…
Kısacası yerli Avrupalılar şaşkındı ve … arayış içindeydiler…
Yaşadıkları kimlik bunalımına yabancı kökenliler üzerinden
çareler üretmeye çalışıyor, yani politika yapıyorlardı.
Kolaycılığa kaçarak savunmasızlara vuruyorlardı…
***
Bu arada Brüksel’de koyun eti üretiminin % 50 si helaldi !
Yabancı kökenlilerin demografiye katkıları çok önemli.
Brüksel’deki yıllık doğum toplamının yarısı yabancılardan
olma.
Et-balık lokantaları, pidecileri, çorbacıları, dönercileri,
etli ekmekçileri, köfteci, içli köfteci, çiğ köftecileri,
fırıncıları, dürümcüleri, simitçileri, marketçileri,
mobilyacıları, kuyumcuları ve her türlü esnafıyla Türkler
ekonomik ve dolayısıyla siyasi bir güç olmuşlardı.
Yani “Atı alan, Üsküdar’ı çoktan geçmişti”…
Ve bu canlılık bütün olumsuzluklara rağmen kıskançlık
yaratıyordu !
Doktorlarımızı, avukatlarımızı, mühendislerimizi, kısacası
arakadan gümbür gümbür gelen, kendileriyle barışık, evrensel
düşünen pırıl pırıl üniversiteli gençlerimizi de unutmuş
değilim…
***
Peki iyi hoş ta, bütün bunlar yeterli olmadığı kesin !
Kaliyete ve hijyene daha çok önem vermek zorundayız.
Belçikalı dostlarımız bizi yeterince tanımıyorlar.
Dolayısıyla da korkuyorlar ve korku bahçesinde sevgi
çiçekleri yeşermiyor.
Korkuyu yenmenin ve yok etmenin yolu iyi dil bilmekten ve
diyalogtan geçer !
Sempati empatiden geçer, ama empati de sempati duyulan için
daha kolay yapılır…
Irkçılık hayallerin yıkıldığı kriz dönemlerinde hortlar.
Hayalleri yıkılan ve canından başka kaybedecek bir şeyi
olmayanlar tehlikelidir.
Irkçılığın azalması herkesin lehinedir.
Ve bu yönde çalışmak hepimizin görevidir…
Kabuslardan çıkıp güzel rüyalar görmek ve hayaller kurmak
herkesin hakkıdır !
Brüksel, 17 Mart 2010
yurtyakup@gmail.com
YAZARIN
DİĞER
YAZILARI:
GÖÇ,
HAYALLER VE IRKÇILIK
TACİZ
Mİ, CİNSEL HACİZ Mİ ?
KADINLAR, ERKEKLER VE İNSANLIK…
14
ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ VE 3S KURALI…
İKTİDAR-MEDYA
İLİŞKİSİ BULANIKTIR…
FACEBOOK
FIRTINASI : FAYDA VE ZARARLAR…
MARANGOZLUK
HATASI MI?
YAŞAMINIZ
NE KADAR İNSANİ
MUTLULUĞUN
FORMÜLÜ VAR MIDIR ?
NÜKSEDEN
DERTLER
EVLİLİĞİN
RENGİ
NOBEL
Mİ, TEŞVİK PRİMİ Mİ ?
KARABİBERİM’DEN
YORGUN DEMOKRAT’A ÖZÜR…
ÇİKOLATADAN
MİNARE İNŞAATI…
PARA
SAÇMA, AVUÇ AÇMA…
AH
DUVAR, VAH DUVAR…
FRANSA
PARA İLE İMAN İLİŞKİSİNİ YARGILADI…
İSTİHDAM
“HARAM”, İHRACAT “HELAL”
BUGÜN
SÖYLENECEK ÇOK ŞEY VAR !
Gemlik’e
doğru “zeytin dalı” göreceksin, sakın şaşırma…
AVRUPA’NIN
GELECEĞİ NASIL OLACAK ?
FRANSA’NIN
HOROZU
DOĞRU
TEŞHİS, ERKEN TEDAVİ
SEÇİM
Mİ GEÇİM Mİ ?
İLKBAHAR-SONBAHAR
SOHBETİ
Nefret
dolu birliktelikler…
NAZARETH
DAVASI
YAŞASIN
DOSTLUK, KAHROLSUN BAĞNAZLIK
REZALETİN
BÖYLESİ…
ÇETİN
ALTAN’A KÜLTÜR VE SANAT BÜYÜK ÖDÜLÜ
SOĞUKLARDA
HAVADAN SUDAN DERTLEŞME…
AYDINLAR
VE DERİNLİKLER…
UMUDUMUZ
HERMAN…
BAYRAM,
NOEL, YILBAŞI: PAMUK ELLER CEBE !
KRAL
ÇIPLAK, YA DA PUJADİZMİN AYAK SESLERİ…
KURBAN
BAYRAMI DEYİNCE AKLIMA GELENLER!
AT
BİR E-POSTA, AL BİR E-BEBEK…
PARAYA TAPANLARIN EMEĞE SAYGISI OLUR MU ?
GÜNEŞ
DOĞMAK İÇİN BATAR ?
Obama
Matonge’nin Yıldızı
HEY
OBAMA OBAMA, ODUN LAZIM SOBAMA…
CUMHURİYET
NE DEMEK ?
24
Ekim 1967-24 Ekim 2008 : TAM 41 YIL OLDU BELÇİKA’YA GELELİ…
TÜRBÜLANSTAN
KORKMAYIN, UÇAĞIMIZ DÜŞMEYECEK…
BRÜKSEL’DE
BURUK BİR BAYRAM GÜNÜ…
27
Mayıs’tan 12 Eylül’e giden süreç ve sonrası
SIK
SIK SEÇİM, BELÇİKA’DA ZORLAŞTI GEÇİM…
DARBELERLE
DOLU 58 YIL
GEMİDE
KAPTAN VE PUSULA VAR MI ?
1968-
2008 : 40 YILDA NEREDEN NEREYE ?
24
NİSAN 1982 YANGINI VE “CEBELER”
“SİAMO
MOLTO ADDOLORATİ”
En
büyük terör ırkçılıktır
Doğum
günümde yaşamımdan kesitler
Güvenoyu
mu, mayınlı tarla mı
Tarihte
bugün...
Kaptan
Pilot Yves'in Ulusa Seslenişi
Irkçılık
umutsuzluktan besleniyor...
İnanc
düşmanı özgürlük havarisi
Seyir
devleti ve Sarkozy
Rehberlik
nedir, ne değildir
Yoğurt
tuttu mu, tutmadı mı, yakında görülecek…
Danke
Şön Dazlak
Brüksel’de
durum ne?
Medya
diktatörlüğü, gönül körlüğü
Sisli
havada siyaset
Kurban
Bayramı Arifesinde Bazı Görüşler!
07
Aralık dört iyi insanımızın öldüğü kötü bir gün…
Belçikalılaştıramadıklarımızdanmısınız?
İstanbul’a
gay belediye baskanı mı? Vay anasını…
Ah
Belçika, vah Belçika
Bayram
geldi neyime!
Bugün
19 Mayıs Gençlik Ve Spor Bayramı (mı)?
SARKOZY
VE SEÇİMLERE BİR AY KALA
BELÇİKA'DAKİ DURUMUMUZ...
Gerçek
tek, yorumlar farklı...
Kem
küm, lam lum!
MERİNOS
KOYUNU MU, GLOBAL SERMAYENİN OYUNU MU?
BRÜKSEL'E
KAR YAĞDI, GÖNLÜM ÜŞÜDÜ…
Yılbaşı
bahane, dostluk şahane
Yılbaşı
gecesi yaklaşırken
Küresel
Sessizlik
İmkansızı
olanaklı hale getiren devlet adamı: Bülent Ecevit
Korku
Bahçesinde Sevgi Yeşermez
Bugün
23 Nisan
Tarihte
ve gelecekte kadının yeri
Mösyö
Sarkozy kimdir?
Esti
Nesim'i Bahar, Ya da Nevruz Ateşi
Darbede
Doğan Deniz
Kısır
Döngü veya Kuyruğunu Isıran Yılan
Edison
lambaya püf dedi!
Her
şeye gülünür mü?
Mozart
Bugün 250 Yaşında
UĞUR’suz
bir günün düşündürdükleri!..
Kurban
Bayramı Arifesinde Bazı Görüşler
Epifani
Yortusu ve Kral Galetası
Düşünüyorum,
Öyleyse Varım
(Descartes)
Yılbaşı
Gecesi Yaklaşırken
Ankara-Brüksel
Diyaloğu...
BREL
en büyük Belçikalı seçildi
Çağdaş
Uygarlık
Yolları
Mayın
Döşeli
Adile
Naşit: Vazgeçilmez ve bir daha gelmez…
İntihar
Komondosu Belçikalı
Meryem
Dil
ve Aşağılık Duygusu
ÖEK
Üçlüsüne Ne Oldu?
Bayram
Geldi Neyime
Ramazan
Bayramınızı candan kutlarım!...
Ah
Mutluluk Ah!..
Değişim,
Gelişim ve İlerleme
Sınıftan Atılan "İnkarcı"...
Avrupa,
Avrupa, Duy Sesimizi...
La
Brabançonne ve İstiklâl Marşı
Darbelerle
Dolu 55 Yıl
Tükenen
Ömürler
Gurbetten
Gelmişim...
Lahey'de
Kısa Bir Günden İzlenimler
1950’den
Mektup Var…
Nereden
geldik, nereye gidiyoruz?
Tutarlılığa
Davet
Köprünün
altından daha çok sular akacak
SAYFA
BASI
|