·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
   
   


AYNA
                                                                               Prof. Dr. Ümit Özdağ
 
bilgi@umitozdag.com



Atatürk-Türkeş ve Ülkücü Gençlik

      Kılıç Ali Hatıraları’nda Mustafa Kemal Atatürk’ün “dengelerini kaybetmiş, ihtiras ve iştihalarının tatmini yolunda dimağlarını, karakterlerini bozmuş, vücutlarını yıpratmış, her günahı mubah gören, her şeyi istihza ve kayıtsızlıkla karşılayan, kafalarını manasız yollarla işleten gözlerini kumarhane masalarına, meyhane şişelerine dikmiş, afyon yutmuş gibi bayılmış, ne yapacağını şaşırmış, şımarık gençlerden hiç  hoşlanmazdı” diye yazar.

      Atatürk, bunlardan kızarak ve nefret ederek, “Böyleleri, tabiatıyla milli mefküreye lakayt, bigane bir gençliktir. Bu gibilere ne Hakimiyeti Milliye, ne de Cumhuriyet, zerre kadar heyecan ve alaka vermez. Her türlü içtimai ve ahlaki alakaları kesilmiş vaziyette olan bu gibi gençler için kumar, dans, rakı, fuhuş, para işte Hakimiyeti Milliye’nin, işte cemiyetin manası, onlar için, yalnız bunlardan ibarettir. Bu gibi gençleri tereddiden behemehal (mutlaka) kurtarmak ve gençliği behemehal mefküreci (ülkücü) ,memleketle alakalı olarak yetiştirmek, herkesin, hepimizin, her devlet adamının başta gelen vazifesidir” demiştir.

      Atatürk’ün tanımladığı anlamda zevkçi, her türlü milli duygu ve kimlikten uzak, kozmopolit, kendinden başka bir şey düşünmeyen bir gençlik bugün de var. Neden olmasın? İstiklal Harbi’nin üzerinden 10 sene geçtikten sonra olurda 80 sene geçtikten sonra olmaz mı? Küreselleşmenin her kanaldan milliyetsizliği ve etnikleşmeyi teşvik ettiği bir ortamda Türk gençliğinin önemli bir kısmı geleceğe ve Türkiye’ye olan inancını yitirerek, ben merkezli bir zevkçiliğin kollarına düşüyor.

      Ancak durumu çok da kötü görmemek lazım. Türkiye’ye yönelik stratejik tehdit artarken bir çok gençte milli görev duygusunun arttığını görüyoruz. Onlara yol gösteren olmadığı halde tarihlerinin ve milletlerinin kendilerine yüklediği görevin farkına vararak ülkenin geleceğine sahip çıkan Türk gençlerinin sayısı her geçen gün biraz daha artıyor. Bu milliyetperver ve vatansever gençlere sahip çıkılması ve onların Atatürk-Türkeş çizgisinde Türk milliyetçiliği, yani Ülkücü Hareket içine çekilmeleri için yüksek seviyeli bir fikri çalışmaya ihtiyaç var.

      Yüksek seviyeli bir fikri çalışma ise okuyan ve yazan bir Ülkücü gençlik ile gerçekleşir. Fikir üreten, tahlil yapan, Türkiye’nin ve Türk dünyasının sorunlarını tartışan, Türkiye ve Türk dünyasına yönelik tehditlere cevap veren, iyi evlat, iyi öğrenci ve iyi yurttaş olarak Ülkücülük yolunda ilerleyen bir gençlikten bahsediyorum. Başbuğ Türkeş’in ifadesi ile üstün vasıflı Türk olma çabası içinde olan adamdır Ülkücü genç.  Okumayı, yani İslam’ın ilk emrini  ve yazmayı terk etmiş bir gençliğin ülkücülüğü sadece söylemsel bir ülkücülük olacaktır.

      Ülkücü gençliğin milliyetçi ve vatanperver öğrenci/gençlik kitlelerine önderlik ettiği bir Türkiye, farklı bir Türkiye olacaktır. Böyle bir Türkiye susan, AKP’nin ülkemizi içine sürüklediği felaketi seyreden, Türklüğün imhası karşısında sessiz kalan, İslam’a yapılan hakaretler karşısında ancak cılız tepkiler veren bir ülke değil, Türk gençliğinin Ülkücü gençliğin önderliğinde dev dalgalar, büyük kitleler şeklinde yürüdüğü bir ülke olacaktır.

      Ülkücü gençliğin yürüyüşü, milli devlete karşı yapılan saldırıları engellemekle kalmayacak, Türk Dünyası’nda da heyecan yaratacaktır. Ülkücü gençliğin yürüyüşünde ona yol gösterecek, eylemlerinin zeminini belirleyecek olan Gaspıralı’dan Gökalp’e uzanan çizgide ortaya çıkan Türk milliyetçisi fikri birikimin Atatürk-Türkeş çizgisinde siyasete dönüşmüş şeklidir. Bu çizginin özeti, tavizsiz Türk milliyetçiliği ve tavizsiz Türk birlikçiliktir.

      Atatürk-Türkeş çizgisinde bölücüleri yatıştırma kaygısı ile geliştirilen teslimiyetçi “çiçek bahçesi” söylem ve politikaları yoktur. Bu çizgide teslimiyetçi AB’cilik yoktur. Bu çizgide Başbuğ’un emaneti Türk Kurultayını tasfiye ederek onun AKP ve Erdoğan’a teslim edilmesi yoktur. Bu çizgide Ülkücü hareketin doğum günü olan 3 Mayıs’ı terk etmek yoktur. Bu çizgide ikiz yasalara ve tahkime “evet” demek yoktur. Türk milliyetçiliği çekingen, pısırık ve korkak bir politik duruş ve eylem biçimi değildir.

      Hem bunlar yapılır hem de ülkücü Türk milliyetçisi olunur diyen var ise Allah onu ve benzerlerini ıslah etsin.

      Değerli ülküdaşım ve arkadaşım Hasan Demir Beyefendiye Allah’tan acil şifalar diliyorum.

02 Mart 2006

SAYFA BAŞI

Yazarın diğer yazıları:

Atatürk-Türkeş ve Ülkücü Gençlik
İngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye
12 Eylül Öncesi Hesaplaşması ve Sol Kültürel Terör
Kamuoyu Araştırmaları
Saldırılan Polis
"Kurtlar Vadisi" tartışmaları
Toplumun Yeniden İnşası
İlerleyen Federalizm
İRAN-ABD Çatışması
Tehdidin Niteliği 3
Tehdidin Niteliği 2
Tehdidin Niteliği 1
2006'ya Girerken Kerkük-KKTC Hattı ya da Çağdaş Sakarya
Seyyid Ahmet Arvasi'nin Anısına
"Türk Milliyetçiliği Ahlaki Bir Zemine Sahiptir"
Taha Akyol'a açık mektup
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Kimlik Meseleleri
Irak Savaşı Ve Amerikan Sermayesi
Kürtçüler Yalan Söylüyor
Farklı Bir Kürt Projesi (mi)?
Kürdistan projesi
PKK “Vali”yi Görevden Aldıd
Türk Subayı Kimdir 2?
Türk Subayı Kimdir?
Devlet Yok
Telafer Dayanışma Komitesi
Muhterem Paşam
Atatürk
Kanuni Sultan Süleyman'dan Şahin Bey'e
"AB Faşizmi" ve Cumhuriyet Bayramı
"Öfke Baldan Tatlıdır"

   
SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Prof. Dr. Ümit Özdağ
Atatürk-Türkeş ve Ülkücü Gençlik
Prof. Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
Ülkemiz Sorunları ve TRT
Nuran Yelkenci
Filistin’in Göz Yaşları
Hidayet Kayaalp
Asrın Belasına Çözüm...
Yakup Yurt
Kısır Döngü veya Kuyruğunu Isıran Yılan
Fikret Ekin
Oyun İçinde Oyun mu?
Orhan Aras
Çok acıtıyor değil mi?
Mahmut Aşkar
Din Milliyetçiliği
Yılmaz Kuzucu
İçimdeki Notlar
Ozan Yusuf Polatoğlu
Vicdan Testi
Halil Gülel
Kim ateşliyor bu fitili
Üzeyir Lokman Çaycı
Yolcular
M. Ali Aladağ
Çağdaş Yobazlar
Hasan Kayıhan
Ayrılığın Rengi Hüzün
Prof. Dr. İbrahim Ortaş
Kuş Gribi ve Bilime Verdiğimiz Önem
Veli Kalli
Sorunumuz Kuş Gribi Değil
Mustafa Can
Bayram Gelince Bir Şeyler Olur Bana Canım....
Şefik Kantar
Ey Alman, Titre ve Kendine Dön !
Ayten Kılıçarslan
Türkler şiddet kurbanı
Dr. Nebil Bozdoğan
Ameliyatsız Yüz Gençleştirmede Son Nokta
Ali Kılıçarslan
İlk kadın başbakan
Serdar Çelebi
Fransa olayları ve Avrupa’da ‘Yeni Irkçılık’
Yakup Tufan
Fransa’nın İmajı
Sebahattin Çelebi
kadıköy
Betül Parlar
Hey du...
Şensel Aşkın
Bilginin/Doğruların Etkinliği
İsmail Tüysüz
Son İki büyük Revulusyonda İstanbul`un Önemi
Muhsin Ceylan
Berlin’e hayali bir soru
Alperen Çelik
Yeni Vietnam IRAK
İsmail Altıntaş
İslâm Dininin Engellilere Sağladığı Kolaylıklar
Latif Çelik
Ayný acýyý duyanlar en samimi olanlardýr
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç