·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
   
   


  BRÜKSEL MEKTUBU

               Yakup YURT

 

yakup.yurt@skynet.be


ESTİ NESİM'İ NEV BAHAR, YA DA NEVRUZ ATEŞİ

Nevruz Bayramı Küçük Asya’dan Orta Asya’ya kadar pek çok ülke ve toplumlarda değişik şekil  ve içeriklerle kutlanır. Kimilerinde « din » kültürü ağır basarken, kimilerinde ise tamamen « siyasal ve sosyal » yaklaşımlar ön plâna çıkarılır. Ama sonuçta hepsinin birleştiği ortak bir nokta vardır : barış ! Ana kadar, baba kadar, ekmek kadar, su kadar elzem olan barış…

***
Nevruz sözcüğünün anlamı Farsça ve Kürtçe dillerinde Nev (yeni) ve Ruz (gün) sözcüklerinin birleşmesiyle yenigün’dür. Elbette gece ile gündüzün eşitlendiği, uzun ve çetin kış koşulları arasında ilkbaharda bereketli toprakların sessizliğinde kardelen çiçeklerinin tomurcuklarını açtığı, tarım ve hayvancılığa dayalı toplumların yeni bir yıla umutlarla başladığı, yağmurların bereketlerini saçtığı günlere denk gelmesinin şiirsel sürükleyici bir yanı vardır. Nevruz insanoğlunun doğaya karşı binlerce yıllık mücadelesi ile tabiat olayları karşısında koyduğu tavırların bir simgesidir. Toprak ve doğa ile barışık toplumların destanıdır. Orta Asya Türkleri için Nevruz Ergenekon’dan çıkıştır. Nevruz Bahar Bayramıdır. Kürt inancına göre zulme başkaldırı destanıdır. Anadolu Alevi inancına göre kahramanlığın, dürüstlüğün, sevginin simgesi Hz.Ali’nin doğum günüdür. Kısacası Nevruz bir neşe ve barış bayramıdır. Bahar insanı çarpar, aşk ateşi kavurur yürekleri, asil sevgi duyguları mahçuplaşır yenigün ile birlikte. Sevgiliden sevgiliye renklenir bakışlar. Ateşler yakılır, halaylar çekilir, türküler söylenir ve yaşama coşku ile bağlanarak umutlar tazelenir Nevruz’da.

***
Bakın nasıl sesleniyor şair :
"Bir bahar akşamı rastladım size,
Sevinçli bir telâş içindeydiniz,
Bakınca birden gözlerinize,
Neden başınızı öne eğdiniz?"

Bilmeyecek ne var? Neden olacak? Kanı kaynadı da ondan!..

Ve bir şiirim mevzuya ilişkin:

İNSANOĞLU VE DOĞA

İnsanoğlu doğaya armağan bir varlık
Doğa cömert davranıyor konuğuna
Ovasıyla, dağıyla, güneşiyle, suyuyla
Sev beni, say beni diyor kendince
Bazen eserek efil efil, bazen gürleyerek
Bazen ağlayarak, yağan yağmurla!

Çok bencil olma, fani olduğunu bil
Sadece benim baki olduğumu unutma
Ne denli hızlı koşsan da tutamazsın beni
Yolun sonuna yaklaşıyorsun yavaş yavaş
Ömrün bitince yine döneceksin sineme
Ve yine ben örteceğim üstünü senin!

Yalnız değilsin üzerimde yaşayan
Hayvan, bitki, insan bütün canlılar
Mantıklı beslenin güzelliklerimden
Oburluk etmeyin, hepinize de yeterim
Azalsın bütün acılarınız paylaştıkça
Çoğalsın mutluluklarınız var oldukça!

Yakup YURT - 1999

KÖTÜLÜK ÇİÇEKLERİ BİRER BİRER SOLSUN
BAHARDA GÖNÜLLERİNİZ HUZUR DOLSUN...

Yakup YURT – 20 Mart 2006

YAZARIN DİĞER YAZILARI:

Esti Nesim'i Bahar, Ya da Nevruz Ateşi
Darbede Doğan Deniz
Kısır Döngü veya Kuyruğunu Isıran Yılan
Edison lambaya püf dedi!
Her şeye gülünür mü?
Mozart Bugün 250 Yaşında
UĞUR’suz bir günün düşündürdükleri!..
Kurban Bayramı Arifesinde Bazı Görüşler
Epifani Yortusu ve Kral Galetası
şünüyorum, Öyleyse Varım (Descartes)
Yılbaşı Gecesi Yaklaşırken
Ankara-Brüksel Diyaloğu...
BREL en büyük Belçikalı seçildi
Çağdaş Uygarlık Yolları Mayın Döşeli
Adile Naşit: Vazgeçilmez ve bir daha gelmez…
İntihar Komondosu Belçikalı Meryem
Dil ve Aşağılık Duygusu
ÖEK Üçlüsüne Ne Oldu?
Bayram Geldi Neyime
Ramazan Bayramınızı candan kutlarım!...
Ah Mutluluk Ah!..
Değişim, Gelişim ve İlerleme
Sınıftan Atılan "İnkarcı"...
Avrupa, Avrupa, Duy Sesimizi...
La Brabançonne ve İstiklâl Marşı
Darbelerle Dolu 55 Yıl
Tükenen Ömürler
Gurbetten Gelmişim...
Lahey'de Kısa Bir Günden İzlenimler
1950’den Mektup Var…
Nereden geldik, nereye gidiyoruz?
Tutarlılığa Davet
Köprünün altından daha çok sular akacak

   
SAYFA BASI

| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

Copyright © Mima Datentechnik / Jülicherstr.20 / 52070 Aachen / Deutschland
Tel:
+49 (241) 900 57 50 (pbx)  Fax: +49 (241) 99 777 57  
e-posta:
info@Turkpartner.de
Bu site Mima Datentechnik Internet Servisi tarafýndan hazýrlanmaktadýr

Yakup Yurt
Esti Nesim'i Bahar, Ya da Nevruz Ateşi
Prof. Dr. Ümit Özdağ
Yeltsin’in Rusyası ve Erdoğan’ın Türkiyesi
Mahmut Aşkar
Savaş açılan bir medeniyet
Haldun Çancı
Türkiye’nin AB Yolculuğu
Üzeyir Lokman  Çaycı
Şehirleşme
Ali Kılıçarslan
Made in Germany
Yılmaz Kuzucu
Mart mektubu
Şefik Kantar
Her şey hayallerle başlar
Hidayet Kayaalp
Kasıntı Kütürü
Sebahattin Çelebi
zifirî
Fikret Ekin
Oyun İçinde Oyun mu?
Orhan Aras
Çok acıtıyor değil mi?
Ozan Yusuf Polatoğlu
Vicdan Testi
Hasan Kayıhan
Ben "Hicbir Şey" demiyorum!..
Nuran Yelkenci
Peygamberleri Rahat Bırakın
M. Ali Aladağ
Çağdaş Yobazlar
Prof. Dr. İbrahim Ortaş
Kuş Gribi ve Bilime Verdiğimiz Önem
Veli Kalli
Sorunumuz Kuş Gribi Değil
İsmail Tüysüz
”Avrupa’nın Anası Anadolu” Konferansına İlgi Büyüktü
Prof. Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
Enerjimizi Ulusal Sorunlarımızın Çözümüne Harcayalım
Ayten Kılıçarslan
Türkler şiddet kurbanı
Erhan Türbedar
Kosova’ya İki Yeni Bakanlık Devrediliyor (?)
Mustafa Can
Ben Uyumdan Yanayım, Ya siz..........
Serdar Çelebi
Fransa olayları ve Avrupa’da ‘Yeni Irkçılık’
Betül Parlar
Hey du...
Şensel Aşkın
Bilginin/Doğruların Etkinliği
Halil Gülel
Gerçek Güzellik
Muhsin Ceylan
Berlin’e hayali bir soru
Dr. Nebil Bozdoğan
Botox zehir mi ilaç mı?
Yakup Tufan
Uyum nedir?
Sizden Biri
Sen neymişsin be abi?
Alperen Çelik
Yeni Vietnam IRAK
İsmail Altıntaş
İslâm Dininin Engellilere Sağladığı Kolaylıklar
Latif Çelik
Ayný acýyý duyanlar en samimi olanlardýr
Fazlı Arabacı
Yaralı bir bilinç