OYNAMADAN GÜLEBİLMEK
„Gülmek“deyince hemen oynamayı da akla getiriveren bir
toplumuz.
Bu iki sözçüğü yanyana getirerek „ Gülelim-oynıyalım“
şeklinde deyim üreten belki de az millet bulunur yeryüzünde.
Ama gereğini yerine getiremeyiz,çoğu kez.
Peki,neden..?
İş oynamaya gelince,tok sesli „Zinhar!“ başlıklı bir
fetvaya takılırız da ondan…
Gerekceli kararı da şöyle açıklanır:
Oynamak cıvıklıktır!
Kimse benden yerleşik kabullere aykırı fıkhi yaklaşımlar
beklemesin; hele, hele Kuantum fiziğinden yola çıkarak,
oynamanın insanlar arası iletişime nasıl olumlu katkılar
sağladığını söylememi hiç istemesin… Ellidört yaşına gelmiş
ben, bırakın oynamayı bir yana, doğru-dürüst kollarımı
kaldırmasını beceremez ken size niye kıyak yapayım ki!?
Ey benim „Molla Kasım“ dostlarım!
Siz değilmiydiniz bana,“Yozgat Sürmelisi“ni dinlemeyi bile
reva görmiyenler…
Siz değilmiydiniz bana, arkadaşımın „Söğüt’ün Erenleri“
türküsüne kendini kaptırıp, sahneye fırlamasını fırsat
bilerek, “arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyliyeyim“
diye hava basanlar?..
Siz değilmiydiniz Ali Ercan’ın, „Doyamadm Muhammede“
ilahisini bile, „Kapat! Müzik, müziktir!“ diye
susturanlar?..
Bir daha söyliyeyim ki, size, „Sessiz iletişim vucut
diliyle yapılır ve yüzde ellibeş etkiye sahiptir“ yollu
„bilimsel nutuk“lar çekmiyeceğim…
Sadece sorocağım:
Şimdi
nasısınız..?
Hadi çocuklarınızı bir şekilde sahneden beri tutmayı
başardınız; ya torunlarınızın „Gaydırı Gubbak Cemilem“i
duyanca sergiledikleri manzara karşısında, kendinizi nasıl
hissediyorsunuz..?
„Çıkın, sizde oynayın“ demiyorum…
Sadece, gülümseyin, diyorum…
Sakın büyük sözler söylemeyin, gülümseyin!..
Zaten asıl konumuz da „Oynamadan Gülebilmek“ değilmiydi?
Oynamadan da gülebiliriz!
„Ülkem insanı“ bu konu da bize yeterli imkanı sağlar.
Haberlere bir göz atarsanız on dakika da günlerce size
yetecek malzeme bulabilirsiniz.
Bakın,gülmek hem ucuz, hem de sağlıklı…Ayrıca lezzeti
noktasında da tartşma yapılmaz.
Ünlü mizahcı Mark Twain, „Bir kahkaha, bir kilo pirzolaya
denktir“ demiş.
Haydi başlıyalım:
Son günlerde yaşanan Camii merkezli iki olay:
Cemaatın arasına karışıp, hırsızlık yaparken yakalanan ve
sonra mahkemeye çıkartılan kişiye hakim sorar:
„Pazartesi sabah erken Camide ne yapıyordun?“
“Hakim bey”demiş, hırsız, “Valla ben Cuma namazı kılmak için
gitmiştim.”
“Balyoz” adl darbe planı deşifre oluyor ve içinde olmadık
yok!
Tutuklanacak gazeteciler, stadyumlara doldurulacak
yüzbinler… En garibi de Fatih ve Beyazit Camiilerine bomda
atılıp bir infial durumu oluşturmak!..
Tabi sonra da durmdan vazife çıkartarak kaçıncı kez ülke
yöneimine el koymak!
Bu kez iş hakime intikal etmeden millet soruyor Çetin Doğan’a:
“Paşa! Nedir bu hal?
Paşa gayet rahat:
“Bu bir harp oyunudur...”
YALANCILAR KAHVESİ
Ülkemin bir kasabasında yalancıların toplandığı bir
kahvehane varmış.
Yalancı şahit arayanların ba kasaba ya yolları sıkca
düşermiş.
Bir gün bir yabancı kahveninin kapısını çalmış.
Tecrübeli kahveci hemen çakmış durumu ve sormuş adama:
“Birader!Nedir sorun?”
“Bir alacak verecek işi” demiş yabancı.
Bunun üzerine “senin işini o halleder” diyerek, köşede ki
adamı göstermiş.
Selamlaşma faslından sonra bu kez müstakbel şahit sormuş
aynı soruyu:
“Eee..nedir durum?”
Ona da özetlemiş yabancı durunu: “para işi, yani”demiş.
İşinin ehli olan adam çoktan durumun havasına girmiş bile...
“Desene, gavat vermiyor senin paranı?”
„Yok“demiş yabancı, “öyle değil, borçlu olan benim“
„Vay be! aldığı parayı inkar ediyor, itoğlu it!”
Gülümseyin, gülümseyin ama, “Allah kimseyi bu durumlara
düşürmesin” diye dua etmeyi de elden bırakmayın.
Hidayet Kayaalp
28.01.2010
SAYFA
BASI
Yazarın
diğer
yazıları:
OYNAMADAN
GÜLEBİLMEK
HÜSEYİNSİZLEŞEN
TOPLUM RAYDAN ÇIKAR
YİĞİTLER
YÜKSEKTE ÖLÜR...
YEN
İÇİNDEN KOKU GELİYOR
BEN
ASYA’LI BİR KÖYLÜYÜM
ADEM’İN
ŞERLİ ÇOCUKLARI
Aşk
yolunda bir soylu rehber: Yunus Emre
SÖZE
AYAR VERMEK
KÜRESEL
BÜYÜCÜLÜK
HÜSEYİN
ÜZMEZ’E AÇIK MEKTUP
İNİLTİ
BÖLÜNMÜŞ
SEVDA
Sehpaya
uygun boyacı mı aranıyor
Mumla
eriyen umutlar
Düşünmek
farzmıdır?
Demokrasinin
çişimi geliyor
Söğüt’ün
sevenleri
Kış
Raporu
Kasıntı
Kütürü
Asrın
Belasına
Çözüm...
Eşeklerin
Gizemli Dünyası
İletişim
Kavşağının İşaret Levhaları:İlgi
Kalıpları
Ertuğrul
Gazi Ve Dursun Fakıh Ve...
Kendimizle
İletişim
Övgülerle
sövgüler arasında
Değişimin
Zihinsel Aşamaları
İletişim
kanalları ve farklı davranışlar
NLP
ve Biz
Kabaklı
köyün ahalisi ve NLP
"Değişim
mi, Gelişim mi?"
SAYFA
BASI
|