Kurbanımız esas olsa
Bu ay o kadar sizlerle paylaşacak konu birikti ki
içimde, hangisinden başlasam diye düşünürken ay sona, kurban
kapıya dayandı. M.Akifi anma günü düzenleyip
İstiklal marşı okuyan küçük kızla gözlerimiz yaşarırken
gönlümüzün de pasları silindi
(sugra
bal download). diye veya
Google den bulunabilir.
Sizi Yaradana kurban,
kalemle yazmayı öğretene, dili söyletene kurban. Gönlü
daraltıp-genişletene, kalbi işletene kurban.
„Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır“„Namaz ve sabırla
Ondan yardım dileyin“ Müjdesi ve hedefe kazasız-belasız
ulaşabilelim diye bize yol işaretleriyle örnek
elçiler gönderene kurban.
Evet bu ay bir de Zekat ayı; her şeyin zekatı kendi
cinsinden derler. Hani zekat kırkta bir ya. Ayda okuduğum
30-40 güzel yazıdan birini sizinle paylaşmasam gönlüm rahat
etmez.
Velhasıl, akıl, ilim, sağlık, güç, mal, imkan, sevgi…
hepsinin teker teker zekatı yok mu?.
Hatta zekat haricinde bile muhtaçların onlarda (sahip
olduklarımızda) hakkı varsa gerisini siz hesaplayın. Mesela
evin, mobilyanın zekatı, üzerinde misafir ağırlamaktır.
Misafirin en hayırlısıysa insanın kendi anne-babası,
kaynana-kayınbabası, akrabası, sırayla yakınları ve hayırlı
dostlarıdır.
Çocukluğumuzda bu kadar odalı evlerimiz yoktu ama misafire
yer vardı.
Şehid kızı büyükannem geleni doyurmadan göndermezdi.
„Yavrum, misafir 9 nasible gelir, birini yer 8 ini bırakır
gider derdi.“
Şimdi her
yeri mobilya, TV, bilgisayar ve fitnes aletleri kapladı.
Modernitenin onayından geçmeyene-
misafire-yer
yok orada. Bireyselleşirken bencilleştik ve misafiri önce
gönlümüzden kovduk. Orada yer olmayınca evde olur mu?.
Düşünün anne-babamız dahi evimize sığmaz (evlerimiz ona göre
dizayn olmaz) oldu veya bir türlü onları „öz“ göremeyen
gelinlerin vetosundan geçmez.
Kimine göre çok konuşuyorlar, kimine göre çok karışıyorlar.
Kimi kocasının malını yiyor, kimi çocuklara bakmıyor, onlara
bol hediye almıyor, çok mal vermiyor, vs.vs. …
Herbirimize kendince mantığını geliştirerek tonlarca sebep
ve bahane fısıldıyor şeytan, avaneleri ve mutmainleşememiş
nefislerimiz. Dünki tenkid yaban ettiğimiz aile yapısı yavaş
yavaş, sinsice bize mi siniyor yoksa?
En bilmişimiz dahi bu noktada sınıfta kalıyorsa düzelmek
için tekrar düşünmeye değmez mi? Halbuki çok uzak değil aynı
durum bir gün bizi de bekliyor.
Hz. Yusuf o çetin bir intihanla karşılaşınca„ Ben nefsimi
temize çıkaramam, insan nefsi-benliği kötülüğü emreder,
telkin eder. Ondan Allaha sığınırım der.“
Yoksa fedakarlığı mı unutturdu modernite bize?
Bencillik mi, fakirlik korkusu
mu? Inanç zayıflığı mı? Nedir sizce ayaklarımıza pranga,
ellerimize zincir, ağzımıza zehir, kalbimize ve sevgimize
kasvet olan şey?
Dışarıya
gösterdiğimiz güler yüz, ilgi-alaka, insanlık ve sevgiyi
onlardan esirgeten engel ne? Gelin isterseniz bu bayram
koyun yerine onu kurban edelim ne dersiniz?
Dostlarımızı hacca uğurlarken 20 yıl önce Medinede okuduğum
Hac kitabından Ali Şeriatinin güzel tesbitlerini önceki HAC
yazımdan okuyabilirsiniz.
Selam size, kurbanınız kabul ola.
Not: Dostlar, sizden bir ricam da
emekliliği eli kulağında amansız bir hastalığa yakalanan
alman kardeşimiz Abdullah’a temiz ellerle dua etmeniz. Her
ne kadar imanın engin teslimiyeti onu güçlü kılsa da
Türkiye’ye yerleşmenin planlarını yapan bu iyi dosta acil
şifalar dileyelim.
SAYFA
BASI
Yazarın
diğer
yazıları:
Kurbanımız
esas olsa
İslam
2020 – Stuttgart
Bir
Rahmet Çadırı ve bir fıncan kahve
Hoşgörü
diyarından
İnternet,
gençlik ve biz
Mayıs
Mektubu
Evlenmek
mi zor, anlaşmak mı? Veya neden illa Aile?
Mart
mektubu
İçimdeki
Notlar
Hayat;
sebep ve sonuç
Hacda
nefsi Kurban edebilmek
Şiir
gibi bir izinden…
Aküyü
doldurmak
Müstesnalar
“Çocuklara
çok
yazık”
Röttingen
deki „İslam Projesi“ tüm okullara örnekti
Ölüm
hapsaneleri ve ölü ruhları dirilten Kurán
Son
kalemiz „Aile“„out“ mu oluyor?
„Moschee
Weg“ ve Yeni Cami
Sanat,
para, ahlak
Bir
başka açıdan Diyalog
Vurdumduymazlığa
çare ne?
Estetik,
armoni ve renklerin dili
Mutluluk
(formülü) ertelenemez
Almanyadaki
yeni neslin tarih bilinci
„Çocuk
kuyuya düşmeden“
Aşk
gibi okumak
Güzel
bir yazı
Bireyselleşmenin
sessiz depremleri
Herseye
rağmen
Batıdan
bir iç muhasebe
Huzur
yazıları
Sağlıklı
değişim
Her
ayrılık
Kimse
sizin yerinize düşünmez
Sözlerin
özünden
Mektup
SAYFA
BASI
|